Ahmet Işık'tan Selahattin Demirtaş'a özür mesajı

Ahmet Işık'tan Selahattin Demirtaş'a özür mesajı
TİP Başkanı Ahmet Şık, Selahattin Demirtaş için, Türkiye'nin başına gelmiş en iyi şeylerden biri.

Seçim döneminde tartışmalara neden olan videosuyla ilgili özeleştiri ve özür yazısı yazan Ahmet Şık, Selahattin Demirtaş için, "Türkiye'nin başına gelmiş en iyi şeylerden biri" dedi.

Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık, 14 Mayıs ve 28 Mayıs seçimleri üzerine değerlendirmelerde bulundu.

Gerçek Gündem'e yazan Şık, seçim döneminde tartışmalara neden olan sokak konuşmasında kullandığı "Kürt faşisti" ifadesini İstanbul Newroz'unda Nazi selam verenlere ve LGBTİ+'lara saldıranlara yönelik sarf ettiğini belirtti. Şık, Selahattin Demirtaş ile ilgili sözleri nedeniyle de özür dileyerek, "Selahattin Demirtaş son yarım asırda, genel anlamda Türkiye siyasetinin, özelde memleket solunun/solcularının başına gelmiş en iyi şey/kişilerden biridir" ifadelerini kullandı.

Şık'ın "Hakkı olan için samimi bir özür" başlıklı yazısı şöyle:

Üzerinde çokça konuşulan ve konuşulmaya devam eden bir seçim daha geride kaldı. İktidar mahfilleri dışında herkesin kendine dersler çıkarması gereken bir sonuçla noktalanan seçim sürecinde bilerek bilmeyerek çokça hatalar/yanlışlar yapıldı. Bu yazı o hatalarda/yanlışlarda payı/katkısı olan biri olarak bir iç dökme, özür, özeleştiri.

Sonrasındaki yazılar ise bir ortak gelecek hayalinde yan yana durmaya devam edenler için hatalardan ders çıkarmamızı sağlamak için bilinmesi gerekenler.

Madem özeleştiri ve özür dedik oradan başlayalım

Seçime gidilen süreçte bir video görüntüm Saray medyası tarafından servis edildi. Toplamı 10 dakikadan uzun olan, ancak kırpılıp manipüle edilerek dönemin gerilimine uygun olarak kullanışlı hale getirilen konuşmalar doğal olarak çok ciddi bir reaksiyonla karşılandı. Şimdi burada okuyacağınız açıklamalar o günlerde yapılsa işitilmeyeceği bilindiğinden sözü dolandırmadan partim ve ben özür diledik. Çünkü orta yerde bir kırgınlık, duygu burukluğu, güven zedelenmesi varsa, özür bir onarma çabasıdır ve buna talip olmayı içerir. Öte yandan iktidarın Emek ve Özgürlük İttifakı’nın güç birliğini baltalamaya dönük hamlelerini engellemek için de gerekliydi bu.

Yapmam gereken açıklama için seçim sürecinin tamamlanmasını bekledim. Ancak tüm muhalif kanata yayılan siyasal gerilimler sona ermediği için bir türlü o fırsat gelmedi. Hala da öyle ama artık yazmak şart. Seçim sürecinde yapılan sohbetlerde TİP ile ilgili kullanılan sözcüklerin ve ifadelerin, seçmenle yapılan konuşmaların aynı biçimde ortalığa saçılması halinde nerdeyse insanları birbirinin yüzüne bakamayacak hale getireceğini belirtmekte de fayda var.

Söz konusu video kaydı, seçim çalışmaları sırasında Kurtuluş’ta HDP’li arkadaşların mekânında HDP’li bir arkadaşımla yapılmış uzunca bir konuşmanın kırpılmış ve manipüle edilmiş 25 saniyesiydi. O kısımlarda ise “Yeterince Türk faşisti var bir de Kürt faşistleriyle uğraşamam”, “Selahattin bugün canımıza okudu”, “Selahattin’i HDP’den çıkar geriye HDP kalmıyor” cümleleri duyuluyordu.

Yeterince Türk faşisti var bir de Kürt faşistleriyle uğraşamam

Bağlamından koparılmış, yanlış anlaşılmaya ve amacını aşmaya açık cümleler, servis edenlerin de hesapladığı gibi kıyameti kopardı. ‘Yeterince Türk faşisti var bir de Kürt faşistleriyle uğraşamam’ dediğim sözlerim duyulduğu şekliyle yorumlanınca Kürt siyasal hareketinin bileşenlerine, HDP’ye faşist dediğim manası çıkarıldı. Halbuki o sözler İstanbul Newroz’unda Nazi selamı verenlereydi. (1) Planlı ve örgütlü bir biçimde birkaç farklı yerdeki Newroz mitingine katılıp açtıkları bayraklarla Nazi selamı verenlere faşist yerine ne denileceğini “ezilen ulus milliyetçiliği” referansları üzerinden yazılar yazıp yorumlar yapan yanıtlasın.

Sözlerin bir diğer muhatabı ise Diyarbakır Newroz’unda LGBTİ’lere saldırıp darp edenlerdi. (2) İktidarın yeni “şeytanı” ilan edilen ve sürekli hedef gösterilen LGBTİ+’ların bu konuda en ilerici siyaseti gösterenlerden biri olan HDP’nin mitinginde, bir önceki yıl olduğu gibi saldırıya uğramalarına ne diyeceğiz?

Her türlü hegemonya ilişkisi faşizm tehlikesi barındırır

Kürt hareketine ya da HDP’ye faşist demek bunca yıldır savunduğum politik değerleri ve o değerleri besleyen mesleki geçmişimi, bunca zamandır yazıp söylediklerimi ayaklar altına almak olurdu. Ne benim açımdan bunu söylemek kabul edilebilir bir şey ne de benim böyle söyleyeceğimi düşünmek kabul edilebilir. Seçimlere gidilirken ihtiyaç duyulduğu aşikâr da olsa her ne nedenle olursa olsun birlikte mücadele ettiğim insanların da ortak hukukumuzu, geçmişimizi ve mücadelemizi görmezden gelerek söyledikleri ancak gerçeği, gerçekliği çarpıtmak olur. Ama Nazi selamı verenlere de cinsel yönelimlerini hedef alarak LGBTİ’lere saldıranlara “ilkel milliyetçi” değil faşist demeye devam edeceğim. Bu yoruma katılmayabilir, eksik bulabilirsiniz ancak Ingeborg Bachmann’ın da dediği gibi faşizm, “Atılan ilk bombalarda ya da üzerine yazılıp çizilen terörde değil iki insan arasındaki ilişkide başlar.” Çünkü her türlü hegemonya ilişkisi faşizm tehlikesi barındırır.

Selahattin’i HDP’den çıkar geriye HDP kalmıyor

'Selahattin bugün canımıza okudu' cümlesi ise sosyal medya hesabından 'TİP’e oy verilmemesi' çağrısı olarak yorumlanacak paylaşımlarıyla ilgiliydi.

YSP’ye oy verin çağrısı elbette ki hak ve meşru. Ancak ittifak ortağınız olan bir partiyi, TİP’i kastettiğiniz yorumu yapılan bir paylaşımı eleştirmek de yanlış değildi.

Son olarak video kaydında ‘Selahattin’i HDP’den çıkar geriye HDP kalmıyor’ cümleleri duyuluyordu. Aslında kimileri nezdinde esas gürültü koparan ya da koparması gereken cümle bu idi. Çünkü orada söylemek istediğim HDP’den istifa etme gerekçelerimden de biriydi. HDP’nin iddia ettiği şey olması gerektiğini istifamdan önce ve sonrasında partinin yöneticileri de dahil olmak üzere birçok kişiye de söylediğim üzere o iddianın yüzünün, öncüsünün Selahattin Demirtaş olduğunu söylemeye çalışıyordum. Ama doğru ama yanlış HDP’yi HDP yapan tutumun, temsilcilerinden birisi Demirtaş olan politik hat olduğunu düşünenlerdenim. O yüzden çarpıtılarak yorumlananın aksine, o cümlede Selahattin Demirtaş’a yönelik bir eleştiri söz konusu değildi.

Selahattin Demirtaş ile tanışıklığımızın geçmişi neredeyse 30 yıl. Aramızdaki ilişkinin belirleyiciliğinin önceliği de benim için Demirtaş’ın siyasi kimliği değil. Ancak nihayetinde kendisi bir siyasi lider ve kamusal alanda hakkında konuşurken daha dikkatli olmalıydım. (Haber merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.