Stres enfeksiyonlara kapı aralıyor

Stres enfeksiyonlara kapı aralıyor
Araştırmaların stresli zamanlarda insan vücudunun enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale geldiğini gösterdiğini kaydeden uzmanlar, işsizlik ya da aile...

Araştırmaların stresli zamanlarda insan vücudunun enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale geldiğini gösterdiğini kaydeden uzmanlar, işsizlik ya da aile içi tartışmalar yaşayanlarda soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonlar daha sık yaşandığını vurguladı

Foto: Arşiv

DİYARBAKIR - Araştırmalar stresli zamanlarda insan vücudunun enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale geldiğini gösteriyor. İşsizlik ya da aile içi tartışmalar yaşayanlarda soğuk algınlığı ve grip gibi enfeksiyonlar daha sık yaşanıyor. Yapılan çalışmalar stres düzeyi yüksek ve uzun süreli olan kişilerde bazı bulaşıcı hastalıklara yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor.  İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Aslı Çurgunlu “Çoğu kişi günlük yaşamında stresi bir dereceye karşı yönetebilir ve kısa süreli strese karşı uyum yollarını bulur. Şiddetli, uzun süreli stres durumunda ise enfeksiyonlara karşı vücudumuzun bağışıklık sistemini etkileyen olumsuz etkiler oluşur” dedi.

Kronik streste akyuvarların işlevi azalıyor

Çurgunlu, “Hastalık yapan mikroplar vücudumuza girdiklerinde özellikle beyaz kan hücreleri tarafından hedef alınırlar. Beyaz kan hücreleri, bağışıklık yanıtı oluşturmak için çalışmaya başlarlar. Bulaşıcı mikroplara derhal tepki verilir. Bu ilk savunma mekanizmasında akyuvarlarda "doğuştan" bağışıklık tepkisi vardır. Akut stres dönemlerinde salgılanan stres hormonları nedeniyle akyuvarlar daha da aktif olarak vücuda giren mikro organizmalara karşı savaşırlar. Kronik stres dönemlerinde ise vücutta sürekli olarak yüksek seviyede bulunan stres hormonları yüzünden akyuvarların işlevleri azalabilir. Böylece vücudun hastalıklara karşı savaşma yeteneği de azalır” diye konuştu.

Stresle nasıl baş etmeliyiz?

Stresten tamamen korunmanın gerçekçi bir beklenti olmadığına dikkat çeken Çurgunlu şunları söyledi;

“Çünkü olumsuz yaşam olayları ve hatta hayatımızdaki olumlu değişiklikler bile strese yol açabilir. Bu nedenle de zaman zaman herkes stres yaşar. Kaynağı tespit edin:

İlk olarak neyle mücadele edildiğini ve stresin kaynağını belirlemek gerekir. Bu kaynaklar geniş bir aralığa yayılır ve bireyler arası farklılıklar gösterir. İkinci adım dengeyi yeniden sağlamak için neye ihtiyaç duyulduğunu saptayıp çözüm yollarını değerlendirmektir. Stresle baş etmede ve genel anlamda ruhsal iyilik halinde düşünce sistemi kilit bir rol oynar. Rahatsızlık veren duyguları ve stresi yönetebilmek için düşünce süreçlerindeki hataları fark edilerek daha rasyonel ve çözüm odaklı yaklaşmak gerekir.

Diyafram nefesi alın

Bedeni rahatlatmada diyafram nefesi, imajinasyon ve aşamalı kas gevşetme gibi gevşeme egzersizleri oldukça yatıştırıcıdır. Ancak arka arkaya diyafram nefesi baş dönmesi yapabileceğinden birkaç tekrardan oluşan gün içine yedirilmiş setleri tercih etmek daha sağlıklıdır. Hamilelerin bu egzersizi yapmaları önerilmiyor.

'Hayır' demeyi öğrenin

Stresle baş etme sürecinde yeni beceriler geliştirmek de çok faydalı olacaktır. "Hayır" diyebilmek, zaman yönetimini geliştirmek, iç disiplini sağlamak, yardım ve destek talep etmek, sosyal becerileri geliştirmek, duyguları ifade etmek gibi. Tüm bunlara ek olarak düzenli ve sağlıklı yaşamayı (uyku, beslenme, düzenli egzersiz vb.) ve gerekirse profesyonel desteğe başvurmayı da ihmal etmemelisiniz.” (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.