PAK ve PSK adaylarını tanıttı

PAK ve PSK adaylarını tanıttı
Kürdistan Özgürlük Partisi ve Kürdistan Sosyalist Partisi Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenledikleri toplantıda 31 mart yerel seçimlerinde kendilerini...

Kürdistan Özgürlük Partisi ve Kürdistan Sosyalist Partisi Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenledikleri toplantıda 31 mart yerel seçimlerinde kendilerini temsil edecek bağımsız adaylarını tanıttı

Mizgin ÖZER

DİYARBAKIR YENİGÜN - Geçtiğimiz günlerde 31 Mart 2019 yerel seçimlerine bağımsız adaylarla gireceklerini açıklayan Kürdistan Özgürlük Partisi (PAK) ve Kürdistan Sosyalist Partisi (PSK),  kentte düzenlediği basın açıklamasıyla adaylarını tanıttı. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde (GGC) düzenlenen toplantıya “Vatansever ve Demokrat” ittifakı adayları ve kentteki gazeteciler katıldı.  Burada “Vatansever ve Demokrat” ittifakı adına kürtçe olan konuşmayı PSK Genel Başkan Yardımcısı Bayram Bozyel yaptı. Toplantıda gazetecilere Bağımsız Diyarbekir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sait Aydoğmuş imzası ile dağıtılan türkçe metinde ise “31 Mart yerel Seçimlerinde Diyarbekir Büyük Şehir Belediye Başkanlığı için başlıca iki rakip gibi görülen HDP veya AK Parti adaylarından birisinin seçimi kazanması demek, Diyarbekır halkının peşinen kaybetmesi demektir” denildi.

“Aynı aktörlerle aynı yöntemleri uygulayarak farklı sonuçlar almak mümkün değildir!”sözüne atıfta bulunan açıklama da şu ifadeler yer aldı:

“Biliniyor ki, Cumhuriyeti'nin kuruluşundan sonra, belediyelerimiz ve dolayısıyla Diyarbekir Belediyesi, yaklaşık 70 yıl, Devlet zihniyetli Türk partilerince yönetildi. 19 Yıldan beridir de, Diyarbekir dahil, belediyelerimizin büyük çoğunluğu HDP ve öncelleri olan partiler tarafından yönetiliyor. HDP ve önceli partilerin yönetim ve dolayısıyla hizmet politikalarındaki ortak özellikleri, "katılımcı, özgürlükçü, demokratik" gibi içi bomboş laf kalabalığı içinde, halk tarafından seçilmiş olmanın irade ve insiyatifinden tamamen yoksun olarak dışarıdan gelen emirler ile yönetilmeleridir.

“HDP Milletvekillerinin yüzde 70'i Türklerden oluşuyor”

HDP ve vesayetçilerinin, tüm dinamiklerini ağır bedeller karşılığında hoyratça kullandıkları Kürdlüğün değer, sembol, hayal ve dolayısıyla taleplerinden tamamen uzaklaşarak siyasal asimilasyon ve entegrasyona hizmet ettikleri biliniyor. Bu nedenledir ki, neredeyse tümüyle Kürd tabanlı olan HDP'yi Türk solu yönetiyor; Kürdlerin oylarıyla seçilen HDP Milletvekillerinin yüzde 70'i Türklerden oluşuyor. HDP ve öncellerinin Belediye başkanlarını yöneten "Parti komiserleri”nin gerek yönetim anlayışları ve gerekse de liyakatleri bakımından Devletin atadığı kayyumlardan daha liyakatli ve meşru oldukları söylenemez. Nereden atanırsa atansın; "Kayyum” kayyumdur: Al birini vur ötekine!...

“Hendek Savaşı felaketinden daha büyük bir felaket”

Bu iki zihniyetin biri birini takip eden toplam yaklaşık yüz yıllık belediyecilik politika ve uygulamalarının sonuçları, Diyarbekirimizin başta dil, kültür, tarih gibi kentsel kimliği ile ilgili sorunu olmak üzere çocuklar, gençler, kadınlar, yaşlılar için modern bir sosyal yaşamın örgütlenmesi, suyu, doğal gazı, elektiriği, kanalizasyonu, ulaşımı, ekolojisi, mimarisi vb. belli başlı temel hizmet sorunlarının hiçbirisinin çözülememiş olmasıyla ortadır. Yukarıda anılan meşhur sözde belirtildiği gibi, aynı aktörlerin, aynı politika ve yöntemleriyle farklı sonuçlara ulaşmak mümkün değildir. Üstelik iki tarafın karşılıklı mevcut açıklamaları, gelecekteki durumun "Hendek Savaşı”nın felaketinden daha büyük bir felaket yaşayabileceğimizin güçlü işaretlerini vermektedir.

“Diyarbekir halkı bu trajediye son vermelidir”

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, HDP'liIeri kastederek, " Kazansalar bile görevden alınarak yerlerine kayyum atanacağını” açıkça ve sık sık belirtirken, Kandil'den "Yerel yönetim seçimlerini yerel ayaklanmalara dönüştürelim!” talimat ve mesajları geliyor. Bu gidişatın ufukta görünen felaketini engellemenin tek yolu, bu felaket telallarının, 31 Mart'ta, Diyarbekir'de kaybetmelerini başarmaktır. Dün de bugün de, Kürt ulusal hareketinin merkezi durumunda olduğu için, yıllardır ulusal hayal ve taleplerin siyasal merkezi durumunda olan ve bunun için çok ağır bedeller ödeyen; öldürülmekten, evi barkı yakılıp yakılmaktan, hapse atılmaktan, göçertilip sürgün edilmekten artık bitap düşen Diyarbekir halkı, meşru seçim hakkını kullanıp beni ve diğer aday arkadaşlarımı seçerek bu trajediye son vermelidir.” Dağıtılan türkçe metinin devamında Bağımsız Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Sait Aydoğmuş’un kente dair projelerine yer verildi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.