Barınma sorunu meclis gündeminde

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, yaklaşan yeni eğitim yılında öğrencilerin yaşayacağı barınma sorununa yönelik Meclis'e araştırma önergesi sundu. Hülakü, ayrıca Bingöl Üniversitesi özelinde, üniversiteye yerleşen öğrencilerin mevcut barınma sorununa yönelik soru önergesi de verdi.

Ekonomik krizden en çok etkilenenlerin öğrenciler olduğunu söyleyen Hülakü, şu ifadeleri kullandı:

"2023-2024 eğitim öğretim yılında üniversiteye yerleşen öğrenci sayısı yaklaşık 900 bindir. Bu sayı halihazırda KYK yurtları kapasitesi olan 950 bine eşdeğerdir. Ancak sorun yalnızca KYK yurdu yatak kapasitesi değildir. Mevcut batık ekonomi, yüksek enflasyon, istihdamın yarısından fazlasının asgari ücretle çalıştığı, açlık sınırı altında 30 milyonu aşkın yurttaşın yaşadığı Türkiye’de geçinme derdinin yanına velilerin çocuklarının eğitim masraflarına nasıl çare bulacağı yahut nasıl çaresiz kalacakları meselesidir."

Hülakü yaptığı yazılı açıklamada öğrenci ve velilerin yaşadığı sorunları şöyle sıraladı:

'BU TABLONUN İZAHINI KİM YAPACAK?'

Türkiye’de asgari ücretle çalışan kişi sayısı yaklaşık 10 milyon’dur. Aile bireyleri ile beraber ortalama 30 milyon kişi asgari ücretle geçinmek zorunda kalmaktadır. Asgari Ücret 11 bin 402 TL.
Türkiye’de büyükşehirlerde en düşük kira bedeli ortalama 10 bin TL’dir. Diğer şehirlerde 5 bin ila 7 bin TL arasında asgari kira bedeli talep edilmektedir.
2023 yılında Lisans ve Önlisans eğitimi gören öğrencilerin aldığı kredi/burs bedeli 1250 TL’dir.

'5 MİLYONU AŞKIN ÖĞRENCİ KYK YURDUNA YERLEŞEMİYOR'

Devlet üniversitelerinde okuyan öğrenci sayısı 6 milyon 250 bin civarındadır. KYK yurtlarının kapasitesi 950 bin civarındadır. Yani 5 milyonu aşkın öğrenci KYK yurtlarına yerleşememektedir.
Türkiye’de ortalama özel öğrenci yurdu aylık bedeli 15 bin TL’dir.
Bu şartlar altında bir üniversite öğrencisi ulaşım, kitap, kırtasiye, iletişim, internet, giyim, sosyal aktivite gibi temel ihtiyaçlara nasıl bir miktar ayırabilmektedir?
Üniversite öğrencisi hayatta kalma savaşı mı verecek? Eğitim ve öğretimine ay sonunu getirmeye çalışan bir emekçi gibi davranarak stres altında sınavlarına mı hazırlanacak?
Eğitimin toplumsal çöküşten bağımsız düşünülemeyeceği bu Türkiye ortamında gençler nasıl ümitsizliğe teslim olmayacak? (Haber Merkezi)