Mesleki hastalıklardan ölümler sümen altı ediliyor
Son yıllarda toplu ölümlerle daha fazla konuşur olduğumuz iş cinayetleri, çalışma yaşamının insanlık dışı koşullarının görünen en acı sonucu. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2023 yılı ağustos ayına ilişkin iş cinayetleri raporuna göre 201 işçi vefat etti. Ancak işyerlerindeki öldürücü koşulların bir de görünmeyen ve kayıtlara geçmeyen sonucu var: Meslek hastalıklarından kaynaklanan ölümler. Konuyla ilgili konuştuğumuz İSİG Meclisi gönüllüsü, akademisyen Aslı Odman, “Bir ekonomi içerisinde kaç adet ölümlü iş kazası yaşanıyorsa bunun iki katı meslek hastalıklarına bağlı, iki katı da uzun çalışmaya bağlı ölüm oluyor” dedi.
İŞ CİNAYETLERİ RAPORU YAYIMLANDI
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, 2023 yılı ağustos ayına ilişkin iş cinayetleri raporunu açıkladı. Yüzde 69’u ulusal basından; yüzde 31’i ise işçilerin mesai arkadaşları, aileleri, iş güvenliği uzmanları, işyeri hekimleri, sendikalar ve yerel basından öğrenilerek derlenen verilere göre yılın ilk 8 ayında 1255 işçi iş cinayetlerinde öldü. Ağustos ayında ise 201 işçi çalışırken vefat etti.
AĞUSTOSTA 200'ÜN ÜZERİNE ÇIKTI
2011 yılının eylül ayından beri düzenli olarak aylık iş cinayetleri raporunu açıklayan İSİG Meclisi, bugüne kadar koronavirüs salgını ve Soma işçi katliamı dışında 200 işçi ölümünün aşıldığı ayların sayısının beş olduğunu, Ağustos 2023'te de 200 ölümün aşılarak bu sayının altıya çıktığını bildirdi.
Ayrıca rapora göre günde en 7 işçi çalışırken ani şekilde ölürken, günde en az 25 işçi de meslek hastalıklarına ve uzun çalışmaya bağlı olarak ölüyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi gönüllüsü ve akademisyen Aslı Odman ile ağustos ayı verilerini, iş cinayetlerinin sıradanlaşması ve kanıksanmasını, meslek hastalıklarına ve uzun çalışmaya bağlı ölümleri konuştuk.
‘İKLİM KRİZİNİN İZİNİ AÇIKÇA GÖRÜYORUZ’
Öncelikle ağustos verilerine ilişkin değerlendirmede bulunan Odman, aylık iş cinayeti sayısının 200’ü aşmasının çok az olduğunu belirtti. Bu nedenden dolayı ağustos verilerinin çarpıcı olduğunu dile getiren Odman, “Soma’da bir seferde 301 işçinin katliamı ve pandemi zamanı hariç aylık 200’ü geçen iş cinayeti 5 ya da 6 kez olmuştur. Buradaki ölümlerde İklim krizinin işyerlerindeki izini çok açık görüyoruz. Aynı zamanda iklim krizi çok uzun çalışma saatleri, üretim baskısı ve stresli çalışma ile de birleşiyor. Türkiye’de haftalık çalışma saatlerinin OECD ortalamasında en tepede olduğunu da hatırlatalım. Bununla birlikte enflasyon, yoksullaşma ve işçileşme zincirinden de bahsetmek gerekiyor. Ne kadar parasal ekonominin erimesiyle karşılaşılırsa o kadar proleterleşme görüyoruz. Daha fazla insan, daha uzun süre, daha da çok aile emeğini katarak çalışıyor. Bu da çok önemli bir etken” dedi.
‘İŞ CİNAYETLERİ ADLİLEŞTİRİLİP BİREYSELLEŞTİRİLİYOR’
İş cinayetlerinde sıradanlaşmanın en önemli sebeplerinden birisinin ölümlerin adlileştirilmesi ve bireyselleştirilmesi olduğuna dikkat çeken Odman, işçi kendi ölümünden kendi sorumlu tutulan, iş güvenliği ve sağlığı kültürü olmayan biri olarak tanımlanırken ölümler de bireysel şanssızlık, bireysel eğitimsizlik, fıtrat olarak algılanıyor. Bu söylemsel olarak kanıksamanın en önemli unsurlarından biri. Ayrıca bir durumun kamusal sorun ve politika alanı haline gelmesi için veri olması gerekiyor. Biz İSİG Meclisi olarak bu boşluğu doldurmaya çalışıyor. İş cinayetleri hangi sektörlerde, hangi saatlerde, hangi cinsiyetlerde, hangi yaş aralığında, hangi nedenlerle oluyor? Bunların hepsi ayrı ayrı tutmalısınız. Bunların hiçbiri yok çünkü SGK yalnızca formel olarak işçi olarak tanımlanmış olanların kapanmış dosyalarının verisini veriyor. Demek ki iş cinayetlerini kanıksamada “politikasızlık politikası” dediğimiz nokta var. O yüzden bu ölümlerin belgelenmesi üretim sürecinde ödenen bedeli göstermek amacıyla önemli” diye konuştu.
‘MESLEK HASTALIKLARININ İSPATI HASTAYA YÜKLENDİ’
Bir ekonomi içerisinde kaç adet ölümlü iş kazası yaşanıyorsa bunun iki katı meslek hastalıklarına bağlı, iki katı da uzun çalışmaya bağlı ölüm olduğunu vurgulayan Odman, Türkiye’de yılda en az 8 bin işçinin meslek hastalığı ve uzun çalışmaya bağlı ölümü söz konusu olduğunu dile getirdi. Odman, şunları söyledi: “Emekli olunca beyin kanamasından ya da kalp krizinden ölen bir emekli ya da işçiyi üçüncü sayfalara iş geçmişi ile yansımadığı için kaydedemiyoruz. Bu 8 bin ölüm tamamen sümen altı edilmiş durumda. SGK’nin istatistiklerine baktığınız zaman 2013 ile 2022 arasında meslek hastalığından dolayı ölen işçi yok. Meslek hastalıkları konusunda çalışırken hasta olduğunu ispat yükümlülüğü hastaya yüklenmiş ve çok masraflı bir süreç kurulmuş. Başvuranların önünde çok büyük bir labirent var. Bu zaten işçiler açısından caydırıcı.”
‘ÖNEMLİ NEDENLERDEN BİRİ ÇALIŞMAYA MECBUR OLMA’
İşçilerin meslek hastalığının tespitini istememesinin bir diğer nedeninin de, fiili yoksullaşma ve çalışmaya mecbur olma olduğunu söyleyen Odman, “Meslek hastalığının tespit edilmemesi için doktorla tartışan işçiler var. Bu toplumsal sistemde beklenir bir durum bu. Somalı bir işçinin dediği gibi, yer altında belki ölüm var ama yer üstünde çalışmazsan kesin açlık var. O yüzden iniyoruz.’ Bu sebeplerden dolayı durum kendisini ihbar etmeme, ölümüne kadar çalışma olarak gösteriyor. Ayrıca, ülkedeki kanserden ölümlerin en az, en muhafazakar hesaplamayla yüzde 10’u mesleki kanserlerdir. Yılda en az 13 ila 15 bin insan mesleki kanserden ölüm olduğunu düşünebiliriz. Yılda da en az 10 bin ile 20 bin arasında meslek hastalıkları ve uzun zaman çalışmaya bağlı ölüm var” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.