Kahveden dünya şampiyonluğuna
Diyarbakırlı Nihat ve Suat Aydın kardeşler küçük yaşlardan beri dama oyununa merak sardı. Kentteki bir kahvede 20 yıl önce başladıkları oyunu spor haline getiren kardeşler, Türkiye’de aldıkları derecelerin ardından dünyaya açılarak ülkenin gururu haline geldi
Diyarbakır’da doğup büyüyen Suat (33) ve Nihat (30) Aydın kardeşler, henüz ilkokula giderken babalarının kahvede oynadıkları dama ile tanıştı. Okuldan döndüklerinde, kentte dama denince akla gelen ilk yer olan Yüksek Kahve’ye giden Aydın kardeşler, burada hem babalarını hem de yaşlıların oynadıkları damaya merak saldı. Boş zamanlarında sokaklardaki yerlere tebeşirle çizdikleri ve topladıkları taşlarla kendilerine ait damayı yapan kardeşler, önce birbirleri ile oynayarak heves sandıkları oyunu oynamaya başladı. Bir süre sonra hayatlarının odak noktası haline getirdikleri damayla bütünleşen Aydın kardeşler, artık bir dama tahtasına sahip olmaya karar verdi. Marangozdan yaptırdıkları dama tahtası ile oyunlarını oynamaya devam eden kardeşler, bir süre sonra önce mahallelerindeki arkadaşlarıyla daha sonra farklı mahallelerdeki akranları ile damayı oynamaya başladı. Her oynayışlarında yeni bir hamle öğrenen Aydın kardeşlerin bileğini Diyarbakır’dan büken çıkmamaya başladı. Eğitimleri ile birlikte devam ettirdikleri meraklarını farklı illere taşıyan kardeşler Türkiye’nin birçok ilini gezerek dama turnuvalarına katılıp birincilik, ikincilik ve üçüncülük dereceleri elde etmeyi başardı. Türkiye’deki hemen her turnuvaya katılan kardeşler, geçtiğimiz ay Kuveyt’te düzenlenen Dünya Dama Şampiyonasına katıldı. Şampiyonaya damga vuran kardeşlerden Nihat Aydın, turnuvada birinci olurken ağabeyi Suat Aydın ise üçüncü olarak büyük bir başarıya imza attı. Çocukluk merakları tutku haline gelen Aydın kardeşlerin tek isteği, damanın da tıpkı satranç ve Avrupa’da oynanan çapraz dama gibi sahiplenilmesi.
Dama oynamak için gezmedik il bırakmadı
Damaya olan ilgisini İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine anlatan Nihat Aydın, gıda işi ile uğraştığını ve çocukluğundan beri dama oynadığını söyledi. Evin önünde yaşlıların oynaması ile damanın güzel yüzünü gördüğünü belirten Aydın, “Yaşlı amcaların içinde damaya başladım. Açıldıkça damanın daha güzel yönlerinin olduğunu gördüm. Dama kültürünün ne kadar zengin olduğunu gördükçe oyunu daha iyi oynamak için çaba sarf ettim. Dama oynamak için Türkiye’nin neredeyse bütün şehirlerine gittim. Türkiye’de düzenlenen bütün turnuvalara katıldım, yurtdışında gerçekleştirilen turnuvalara katıldım. Damanın hak etmediği yerde olduğunu düşünüyoruz. Bugün Ortadoğu’da ağırlıklı olarak Türkiye’de oynanan bir oyun olmasına rağmen bugün daha rağbet görmüyor. Bu oyun Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenmiyor. Bir federasyonumuz var ama özerk federasyon. Bunun resmi olarak Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlanmasını istiyoruz. Kendi kültürümüz olmasına rağmen bunu yapamıyoruz, damanın da satranç gibi veya Avrupa’da çapraz dama oynanıyor, bunlar gibi okullarda üniversitelerde her alanda oynanmasını istiyoruz” dedi.
Kuveyt’teki şampiyonada birinci oldu
Damanın hayatına çok şey kattığını belirten Aydın, şöyle devam etti: “Dama hayatın bütün alanlarında çalışma alanlarında, ailevi, sosyal alanlarda bir şeyi düşündüğümüzde aynısını dama oynarken de düşünüyoruz ve sabrediyoruz. Hamle atarken bunu hayatımızda strateji olarak uyguluyoruz. Bunların hepsi damanın kazanımlarıdır aslında, bugüne kadar verdiğimiz emektir. 20 yıldan beri oynuyorum bu oyunu, Türkiye’de çok fazla derece aldım birincilik, ikincilik, üçüncülük gibi. Yurtdışı turnuvalarına katıldım, dünya takımlar şampiyonasında Türkiye adına birinci olduk. Bu sene Kuveyt’te düzenlenen dünya dama şampiyonasında birinci oldum. Damanın hak ettiği yere gelmesini istiyoruz. Gençlere bir tavsiyem var, üniversitelerde, okullarda damanın oynanmasını istiyorum. Zihin açıcı bir spordur ve sonsuz hamleye sahip bir oyun türüdür, zararsızdır. Toplumun her kesimince oynanan bir oyundur.”
“Dama geçmiş kuşak ile şimdiki kuşağı buluşturuyor”
Nihat Aydın’ın ağabeyi Suat Aydın ise, damayı çocukluklarında babalarının, yaşlı akrabalarının oynadığını söyledi. Aydın, şu ifadeleri kullandı: “Büyüklerimiz sayesinde damayla tanıştık. Öncelikle tablalarda oynanıyordu. Böyle daha sıradan ve yüzeysel bir oyun olduğunu düşünüyorduk. İçerisine girdikçe derinliğinin farkına vardık, bu bizde merak uyandırdı. Gizem sizi sürüklüyor, sürükledikçe de bu ilgi gittikçe arttı. Daha sonra Türkiye’deki değişik illere gittik, farklı oyuncularla oynamak için il il gezdik. İlk defa bu sene Kuveyt’te düzenlenen dünya dama şampiyonasında ben üçüncü kardeşim birinci oldu. Dama oynamaya başladığımız andan itibaren pek kötü bazı aktivitelerde bulunma durumumuz olmuyor. Geçmiş kuşak ile şimdiki kuşağın buluşma alanıdır, bu açıdan dama gençler için çok faydalıdır.” (İHA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.