HDP önündeki ailelerin evlat nöbeti 49’uncu gününde
Çocuklarının PKK tarafından kaçırıldığını iddia eden ailelerin HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önündeki oturma eylemi 49’uncu günde de devam ediyor. Oğlu Mustafa Biçer'in için oturma eylemi başlatan Ayşegül Biçer, kızları üzerinden tehdit edildiğini ileri sürdü
DİYARBAKIR YENİGÜN - Çocuklarının dağa kaçırıldığını iddia eden ailelerin HDP Diyarbakır il binası önünde başlattıkları oturma eylemi 49’uncu gününe girdi. Gaziantep'ten gelen Cennet Kabaklı, 2015'te usta birliğine giderken Tunceli'nin Pülümür ilçesi yolunda PKK tarafından kaçırılan asker oğlu Adil Kabaklı (24) için 28 Eylül'de oturma eylemindeki yerini aldı. Oğlu gelene kadar oturma eylemine devam edeceğini belirten acılı anne Kabaklı, "Artık bıraksınlar askerimizi, bütün evlatlarımızı. Kaçırılan esir askerlerimizi, kaçırılan polislerimizi hepsini bıraksınlar artık. Bırakana kadar da devam edeceğim oturmaya. Kış da olsa, kar da olsa, yaz da olsa, yağmur da olsa kalkmayacağım. Bıraksınlar, Cumhurbaşkanımıza da sesleniyorum, çocuklarımıza el atsın. 5 sene oldu. Bir anne olarak gücümüz kalmadı artık. Evlat acısı çok zor bir şey. Biz eşkıya değiliz, eşkıya kendileridir. Eşkıya olmasalardı zaten çocuklarımızı alıp da askerken kaçırmazlar" dedi.
“İki kız çocuğumla beni tehdit ediyorlar”
Diyarbakır'da oturan Rauf- Ayşegül Biçer çifti de, oğulları Mustafa (18) için 3 Eylül Salı günü HDP Diyarbakır il binası önünde oturma eylemi başlattı. Oğlunun HDP aracılığıyla kandırıldığını ileri süren kanser hastası Ayşegül Biçer, oturma eylemine katıldıkları günden beri gerek yüz yüze, gerekse sosyal medya üzerinden iki kız çocuğu üzerinden tehdit edildiğini iddia etti. Ayşegül Biçer, oğlunun YPG’liler tarafından alıkonulduğu savunarak, "Bugün eylemimizin 49’uncu günü. Bu 49 gün içerisinde defalarca tehdit aldım. Sosyal medya olsun, yüz yüze olsun, silahla olsun. Her türlü tehdit aldım. Ben bu tehditlere boyun eğmiyorum. Boyun eğmiş olsaydım burada eylemi devam ettirmezdim. O kadar alçak yüzleri var ki, iki kız çocuğumla beni tehdit ediyorlar. Onların topunu iki kız çocuğumun tırnağına kurban ederim. Eylemim sonuna kadar devam edecektir. Buradan kalkmıyorum. Ben Kürt'üm, benim adıma Kürtlük davası diye geçiştirmesinler. Biz bu davayı kabul etmiyoruz. Bizi mecliste de savunmasınlar. Zaten Türkiye Cumhuriyeti her türlü bizi savunuyor, bizim arkamızdalar. Gerekenlerin hepsini bildirdik. Şu an devlettin kanatları altındayız, hiçbir şey yapamazlar. Havlayan köpek ısırmaz diyorum” diye konuştu. (Haber Merkezi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.