Esnaf kadınlar: Tok açın halinden anlamıyor
Ekonomik sıkıntılar ve salgınla mücadele etmek zorunda kalan esnaf kadınlar, kira ve faturalarının biriktiğine işaret ederek, “Kepenk kapatmak zorunda kaldık. Tok açın halinden anlamıyor. Bu faturalar nasıl ödenecek bilmiyoruz” dedi
DİYARBAKIR YENİGÜN - Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs (Covid-19) salgını yarattığı sağlık sorunlarının yanı sıra, tüm toplumda ekonomik sorunlar yaşanmaya başladı. Jinnews’te yer alan habere göre Özellikle Türkiye'de salgın öncesi yaşanan ekonomik sıkıntılar, salgın ile beraber derinleşti. Bir çok kişinin işsiz kalmasının yanı sıra, çok sayıda esnaf ise iş yapamadığı için kepenk kapatmak zorunda kaldı. Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde bulunan Tesisler Caddesi’nde terzi dükkanı olan Aynur Kaş, tüm gelirini yaptığı terzilikten kazanıyor. Fakat salgın ile beraber o da zorunlu kepenk kapatan esnaflar arasında yer alıyor.
‘Bu esnaf iş yapmazsa ne yer ne içer?’
Başka geliri olmadığı için 2 çalışanına ödeme yapamayan Kaş, ikisini de ücretsiz izne çıkarmak zorunda kaldığını ifade ediyor. Geçen ay dükkan kirasını dahi veremediğini dile getiren Kaş, “2'nci ay da geliyor ama yine ödeme yapamayacağım. Çünkü hiç iş yapamadım. İnsanlar dışarı çıkmıyor, çıkan da terziye uğramıyor. Müşteri için bir şey diyemem sonuçta acil ihtiyaçlar listesinde terzi yok. İnsanlar eve ekmek alır, ilaç alır böyle zamanlarda ama ben ve benim gibiler ne yapacak bilmiyorum. Kirayı ödeyebilmemin hiç bir mümkünatı yok. Böyle devam ederse daha çok zorluklar yaşayacağız. Sadece ben değil tüm esnaf böyle. Kimse bizi düşünmüyor ki. Esnaf için hiçbir kolaylaştırma yok. Bu esnaf iş yapmazsa ne yer ne içer? Benim bir güvencem de yok, her türlü batmaya doğru gidiyorum. Gerçi bu durumda batmış oluyorum. 2 ay kira ödeyememek batmak değil de nedir mesela? Esnaf için hiç bir kolaylaştırma yok. Bu salgın bitecek gibi de değil. Eğer bir çözüm üretilmezse halk açlıktan ölmeye başlayacak. Hani diyorlar ya 'kimse açlıktan ölmez'. Aç kalmayan da açın halinden anlamıyor işte. Kuru ekmeğe muhtaç insanlar var” dedi.
‘Faturalar birikti, ödeyemiyoruz’
Bir aydan fazladır dükkan açamadıklarını söyleyen Manife İnan ise geçimini terzilik ile sağlayan bir esnaf. Bağcılar Mahallesi’nde bulunan dükkânın kirasını 2 aydır ödeyemediklerini dile getiren İnan, "Dükkan sahibine bizi idare etmesini rica ettim fakat kabul etmedi. O da buradan aldığı kirayla geçimini sağlıyor. Yani aslında herkes mağdur oluyor. Uzun süredir dükkanı hiç açmıyoruz. Son bir kaç gündür belki müşteri olur diye kardeşim öğleden sonra gelip açıyor ama tüm gün tek bir kişi bile gelmiyordu. Eşim de iş bulmuştu 1 gün çalıştı sonra bu virüs yüzünden işten çıkarıldı. Şu an ikimiz de evde oturuyoruz ve hiçbir ek gelirimiz yok. Bazen ben dükkana gitmek zorunda kaldığımda o evde çocukla ilgileniyor, ona bakıyor. Bazen ben evde kalıyorum o çıkıp iş arıyor. Biz geçen yıla kadar Silvan'da yaşıyorduk. Ekonomik sıkıntılar yüzünden merkeze taşındık ama burada da olmadı. Kredi başvurusu yapmak zorunda kaldık ama 3 haftadır hala ses çıkmadı. Hiç bir çıkar yol bulamıyoruz. Daha önce kredi çekmiştik onun da taksidi hala bitmemiş. Dükkân kirası tek değil. Kredi borcu, elektrik-su-doğalgaz faturaları da var. Biz bunları nasıl ödeyeceğiz bilmiyorum” diye konuştu.
‘İş yok, aş yok’
3 yaşında bir oğlu olduğunu ve şu an gebe olduğunu belirten Manife İnan, en çok da çocuklarının geleceği için endişeli olduğunu aktarıyor. İnan, "Bizim gibi binlerce aile var. Bu insanlar ne yapacak, geçimini nasıl sağlayacak? İş yok, aş yok. Hükümet bu konuda bize destek olmazsa sonumuz ne olur bilmiyorum. Bu süreçte elektrik, su, doğalgaz ödemeleri durdurulsaydı hiç değilse. Nasıl ödenecek bu faturalar? 2 aydır hiç bir faturayı ödeyemedik. 1 ay daha ödeyemezsek elektrik ve suyu keserler diye korkuyoruz. Yoksul halkı da düşünsünler. Biz zaten küçük esnafız. Büyük esnafların zaten böyle sıkıntıları yok. Bir şekilde bir yol buluyorlar ama bizim gibi küçük esnaf olanlar ne yapacak? Günlük 50 lira bile kazancı olmayan binlerce esnaf var. Dükkân kiraları nasıl ödenecek mesela? Gerçekten çok zor. Böyle süreçlerde halkın da birbiriyle dayanışması gerekir ama mesela komşum bana en fazla akşam yemeğini paylaşır, çocuğuma belki bir tane bisküvi alır. Komşum kiramı ödeyemez, faturalarımı ödeyemez ki. Sürekli dayanışma diyorlar ama böyle bir doğruluk da var. Zaten lokmasını paylaşan da yine yoksul kesim oluyor. Tok yiyen aç olanı anlamaz. Ancak aç olan açın halinden anlıyor maalesef" ifadelerini kullanıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.