Öcalan: Açlık grevleri ölümle sonuçlanmamalı

Asrın Hukuk Bürosu’ndan 2 avukat İmralı F Tipi Kapalı Cezaevinde bulunan müvekkilleri Abdullah Öcalan ile 2 Mayıs Perşembe günü görüşme gerçekleştirdiklerini duyurdu. Görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, Öcalan'ın cezaevlerindeki açlık grevi eylemlerinin ölüme neden olacak bir sonuca ulaşmamasını istediği belirtildi

DİYARBAKIR YENİGÜN -  İmralı F Tipi Kapalı Cezaevi’nde bulunan Abdullah Öcalan’ın avukatları, basın açıklamsı yaptı. Asrın Hukuk Bürosu avukatları 2 Mayıs’ta Öcalan’la görüşme yaptıklarını açıkladı. Avukatlar görüşme için dört avukatın başvurduğunu ancak iki avukatın görüşe gittiğini söyledi. Avukatlar Rezan Sarıca ve Nevroz Uysal’ın katıldığı görüşmeye ilişkin Sarıca şunları söyledi;

“İmralı F tipi Cezaevi’nde bulunan müvekkilimiz ile bir görüş gerçekleştirildi. 20 Temmuz 2011 tarihinden beri ilk avukat görüşmesidir. Başvuru aynı zamanda diğer müvekkillerimizle ilgili talebimiz olmasına rağmen bu talep kabul edilmedi. Görüşme esnasında not ve evrak alışverişine izin verilmedi. Öcalan’ın 8 yıla yakın avukatlarıyla görüşmeyip ve başvuru yapan arkadaşlarının görüş taleplerinin reddedilmesi hukuki güvenliğin sağlanması konusunda bizi kaygılandırmaktadır. Avukat görüşlerinin sağlanması için bir bilgi biz de mevcut değildir. Günlük basının kendisiyle paylaşılmayıp mektupların engellenmesinde iletişim hakkının engellendiğini teyit etmektedir. Sayın Öcalan’ın haklarının tesis edilmesi için yetkilileri göreve davet ediyoruz.” Avukat Nevroz Uysal’ın okuduğu ve Öcalan’la birlikte İmralı’da tutulan Hamili Yıldırım, Ömer Hayri Konar ve Veysi Aktaş’ın da imzaladığı açıklamada ise şunlar ifade edildi:

“Demokratik müzakereye ihtiyaç vardır”

“İçinden geçtiğimiz tarihi süreçte derin bir toplumsal uzlaşmaya ihtiyaç vardır. Sorunların çözümünde her türlü kutuplaşma ve çatışma kültüründen uzak, demokratik müzakere yöntemine şiddetle ihtiyaç vardır. Türkiye’nin ve hatta bölgenin sorunlarını, başta savaş olmak üzere, fiziki şiddet araçlarıyla değil, yumuşak güçle yani akıl, politik ve kültürel güçle çözebiliriz. İnanıyoruz ki Suriye Demokratik Güçleri (SDG) kapsamında Suriye’deki sorunların çatışma kültüründen uzak durularak; içinde bulundukları konumun, durumun Suriye’nin bütünlüğü çerçevesinde Anayasal güvenceye kavuşturulmuş yerel demokrasi perspektifinde çözüme ulaştırılması amaçlanmalıdır. Bu bağlamda Türkiye’nin hassasiyetlerine de duyarlı olunmalıdır.

“Ölümle sonuçlanmamalı”

Cezaevleri içindeki ve dışındaki arkadaşların direnişlerine saygı duymakla birlikte, sağlıklarını tehlikeye atacak ve ölümle sonuçlandıracak konumlara taşıracak noktaya taşımamalarını önemle belirtmek isteriz. Bizim için onların akli, fiziki ve ruhi sağlıkları her şeyin üstündedir. Ayrıca en anlamlı yaklaşımın zihinsel ve ruhi duruşun geliştirilmesiyle bağlantılı olduğuna inanıyoruz. Bizlerin İmralı’daki duruşu, 2013 Nevroz Bildirgesinde belirttiğimiz ifade tarzının daha da derinleştirerek ve netleştirerek sürdürme kararlılığındadır. Bizim için onurlu bir barış ve demokratik siyaset çözümü esastır. İmralı’daki duruşumuz nedeniyle merak eden, tavır koyan herkesi saygıyla anarken, yüksek bir teşekkürü de borç biliriz.” (Haber Merkezi)