Demirkıran; ekonomik kriz darboğazından çıkmalıyız
Tarım politikalarındaki sorunlar ile ilgili düzenlenen basın toplantısında konuşan Nasır Demirkıran, “Tüm STK ve tarım alanında örgütlü kesimlerin içerisinde yer alacağı tarım politikalarının uygulanması gerekmektedir. Ülkemizi, toprağımızı, suyumuzu, tarımımızı hep beraber ayağa kaldırmalı ekonomik kriz darboğazından çıkmalıyız” dedi
Rıdvan KÖSEN
DİYARBAKIR YENİGÜN - Tarım ORKAM-Sen Diyarbakır Şubesi ve Diyarbakır Ziraat Mühendisleri Odası kesilen desteklemeler ve son zamanlarda sıkça gündeme gelen tarım politikalarındaki sorunlar ile ilgili basın açıklaması düzenledi. Ortaklaşa düzenlenen açıklamada basın metnini Diyarbakır Tarım ORKAM Sen şube başkanı Nasır Demirkıran okudu. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi binasında düzenlenen toplantıda konuşan Demirkıran, “Ülkemizde uygulanan tarım politikaları neticesinde çiftçilerimiz ve ülke ekonomisi maalesef her geçen gün daha fazla dışa bağımlı kendini idame ettiremeyen ve kendi kendine yetemeyen ülke durumuna gelmiş bulunmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Mera hayvancılığı imkânsız hale gelmiştir”
Bölgede uygulanmaya çalışılan mera hayvancılığının süren çatışma ve operasyonlar nedeniyle imkânsız hale geldiğinin altını çizen Diyarbakır Tarım ORKAM Sen şube başkanı Nasır Demirkıran, “Mazot, gübre, yem gibi girdi fiyatlarında son üç yıldaki artış miktarı yüzde 70 civarında olmasına rağmen çiftçinin ürettiği alım fiyatlarındaki artış miktarı en fazla yüzde 20 olmaktadır. Tarımsal ilaçlardaki artış miktarı geçen yıla oranla yüzde 90 civarındadır. Tarımsal mekanizasyonda kullanılan alet ve ekipman da döviz kurundaki yükselmeden payını almış bu gelişme de çiftçinin belini daha da bükmüştür. Tarımsal girdilerle tarımsal çıktılar arasındaki bu uçurum Çiftçinin cebinden, emeğinden çıkmaktadır. Tüm bu olumsuz koşullara rağmen üretim gerçekleştiren çiftçilerin ürün hasat döneminde Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından buğday vb ürünlere ithal ilin verilmesi mahsul alımı yapan TMO ve diğer piyasada çiftçinin ürününün fiyatının düşmesine sebebiyet veriyor. Bu koşullarda tarımsal üretim yapılmayacağından tarımın yok olmasının yükünü toplum olarak ödemekteyiz. Özellikle hayvancılıkta artan yem fiyatlarının etkisini azaltmak için hayvan yetiştiricileri tarafından uygulanmaya çalışılan mera hayvancılığı ise ilimizde ve bölgede süren çatışma ve operasyonlar nedeniyle imkânsız hale gelmiştir” şeklinde konuştu.
“Çiftçilerimiz zarar etmektedir”
Çiftçilerin Tarım Bakanlığı’nın desteklerine muhtaç hale getirildiğini vurgulayan Demirkıran, “Çiftçilere ayakta kalabilmeleri adına ödenen destek ödemeleri tarım ve orman bakanlığı tarafından düzensiz bir şekilde ödenmektedir ayrıca destekleme politikaları belirlenirken bu politikaların yeterlilik düzeyi ve planlanma aşamaları diğer tarım kuruluşları ve STK'lar dışında tutularak yapılmaktadır. Bu da pratikte ciddi sıkıntılara yol açmaktadır. Örneğin geçen yıl ödenmesi gereken pamuk desteğinin geç ödenmesi ve aynı desteğin yüzde 30 kesilerek ödenmesi neticesinde çok sayıda pamuk üreticisi dar boğaza girmiştir. Prim ve gelir desteğinde en önemli kriterler den biri olan verim miktarı bakanlık tarafından ürün ekimi yapıldıktan sonra 100 ve 150 kg arası düşürülmesi, neticesinde çiftçilerimiz zarar etmektedir. Tarım kanunun 21.maddesi gereğince milli gelirin en az yüzde biri oranında destek verilmesi gerekirken verilen destekler milli gelirin yüzde 0,5 ini geçmemektedir. Diğer bir ifade ile çiftçiden alınan mazot vergisi ödenen desteklemelerden çok yüksek orandadır. Yukarıda belirttiğimiz sorunların çözümü tek merkezli tarım politikalarının yukarıdan uygulanması değildir. Tüm STK ve tarım alanında örgütlü kesimlerin içerisinde yer alacağı tarım politikalarının uygulanması gerekmektedir. Ülkemizi toprağımızı suyumuzu tarımımızı hep beraber ayağa kaldırmalı ekonomik kriz darboğazından çıkmalıyız” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.