Tahliye edilen gazeteciler için büyük karşılama

Diyarbakır'da 15’i tutuklu 18 gazetecinin yargılandığı davanın ilk duruşmasının ikinci oturumunda verilen aranın ardından ara karar açıklandı.

İddia makamı tüm gazetecilerin tutukluğunun devamını isterken mahkeme heyeti oy birliğiyle tutuklu 15 gazetecinin adli kontrol şartı ile tahliye edilmesine karar verdi.

Tahliye kararının ardından gazetecilerin aileleri, avukatları, meslek örgütü temsilcileri, Halkların Demokratik Partisi İl Eş Başkanları, Yeşil Sol Parti İl Eş Başkanları ve meslektaşları Diyarbakır Cezaevi'ne geldi.

Yaklaşık 4 buçuk saatlik bekleyişin ardından gazetecilerin serbest bırakılmasına başlandı.

İlk olarak Serdar Altan, Lezgin Akdeniz, Mehmet Şahin, Ömer Çelik ve İbrahim Koyuncu serbest bırakıldı.

Daha sonra Elif Üngür, Neşe Toprak, Remziye Temel, Mehmet Ali Ertaş, Aziz Oruç, Mazlum Güler, Ramazan Geciken, Suat Doğuhan, Zeynel Abidin Bulut ve Abdurrahman Öncü de tahliye edildi.

Tahliye edildikten sonra açıklama yapan Aziz Oruç, gazeteci Abdurrahman Gök cezaevinde olduğu hatırlattı.

Oruç, "Defalarca söyledik, biz gazeteciyiz. Biz bugün dışarıdayız ama Abdurrahman Gök hâlâ içeride. Tüm arkadaşlarımızın dışarı çıkması için aynı kararlılıkla mücadele etmeye ve aynı şekilde mesleğimizi icra etmeye devam edeceğiz" dedi.

Cezaevi çıkışında gazeteciler adına DFG Eşbaşkanı Serdar Altan açıklama yaptı. "Güzel bir gün oldu hepimiz için" diyen Altan, "13 ay oldu. 400 gün oldu tutukluluğumuz. Mahkemede de geniş değerlendirmemiz oldu. Bu gazetecilik davasıydı. Kürt gazetecilerin tutuklanması üzerineydi. Bunu boşa çıkarmaya çalıştık. Bu davanın hukuksuz bir dava olduğunu gösterdik. Mahkemede bu durum doğrulandı” diye konuştu.

Hapishanede hala tutuklu gazetecilerin bulunduğunu hatırlatan Altan, şunları söyledi: “Her ne kadar bugün biz dışarıda olsak da içeride birçok arkadaşımız bulunuyor. Bu 13 ay içerinde ailelerimiz birçok zorluk çekti. Çalışmalarımızın yerde kalmasını istediler. Ancak arkadaşlarımız kalemi yerde bırakmadı. Özgür basının asla susmayacağını, Apê Mûsa’nın, Hafız Akdemir’in, Cengiz Altun'un kaleminin yerde bırakılmayacağını gösterdik. Bundan sonra da bu şekilde devam edeceğini biliyoruz. Kaldığımız yerden devam edeceğiz. Zindanlarda da çalışmalarımızı yapmaya çalıştık. Bu konuda mutluyuz. Bu dayanışmanız için teşekkür ediyoruz."(Haber Merkezi)