Katledilişinin 9'uncu yıl dönümü | Tahir Elçi, Diyarbakır’da anılıyor

Katledilişinin 9'uncu yıl dönümü | Tahir Elçi,  Diyarbakır’da anılıyor
28 Kasım 2015'te Diyarbakır’ın Sur ilçesinde basın açıklaması yaptığı sırada çıkan silahlı çatışma sırasında vurularak öldürülen eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, katledildiği Dört Ayaklı Minare önünde anıldı.

Metin Bekiroğlu/ YENİGÜN HABER – 28 Kasım 2015’te Diyarbakır’ın Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması sonrasında öldürülen Tahir Elçi, katledilişinin dokuzuncu yılında anıldı.

Diyarbakır Adliyesi önünün de bir araya gelen CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, Okan Konuralp, Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi, Ayşe Taşkent, Aliye Timisi, DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Ayşe Serra Bucak Küçük, Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç ve yüzlerce avukat, Elçi’nin öldürüldüğü Dört Ayaklı Minare önüne yürüdü.

tahir-elci-anma-2024-2.jpg

Yaptığı son konuşma dinletildi

Dört Ayaklı Minare önündeki anma programında Ahmet Kaya’nın "Diyarbakır Türküsü" ile Tahir Elçi'nin katledilmeden önce yaptığı son konuşma dinletilmesinin ardından konuşmalar yapıldı.

Burada ilk sözü alan Diyarbakır Baro Başkanı Abdulkadir Güleç, Tahir Elçi cinayeti, toplumun bağrında derin yaralar bıraktığını ifade ederek, “Tahir Elçi suikastı egemenlerin isteği doğrultusunda süregelen karanlık dehlizlerde tutma politikasıyla örtüşmektedir. Cinayetin işlendiği ilk gün dönemin Başbakanı ve Adalet Bakanı tarafından faillerin bulunacağı yönündeki beyanının bir aldatmaca ve klasik bir iktidar refleksi olduğu bir kez daha görülmüştür. Tahir Elçi cinayetinin siyasi bir suikast olduğuna dair bu itiraf bu cinayetin ancak siyasi bir iradeyle aydınlatılabileceğini göstermişse de siyasi irade yargı makamı tarafından adaletin yerini bulması için bir cesaret dahi gösterememiştir maalesef. Tahir Elçi, avukatlık hayatını ağır insan hakları ihlalleriyle mücadeleye adaya Kürt sorunun barışın demokratik çözümünü savuna bir barış elçisiydi” diye konuştu.

tahir-elci-anma-2024-1.jpg

‘Zulmün aynası olan bu karanlık sokaktayız’

Baro Başkanı Güleç’in ardından söz alan Tahir Elçi’nin eşi CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi, 9 yıldı bu kanlı sokakta olduklarını belirterek, “Bugün yine hain bir pusunun kurulduğu, masum bir hukuk insanının kanıyla kirlenen bir caminin avlusunda, acı figanımıza şahitlik yaparak göğe yükselen bir minarenin ayaklarının altındayız. 9 yıldır biz burada, bu kanlı sokaktayız. Biz zulme uğrayanlar, hakkı olan adaleti arayıp da bulamayanlar, en az kendileri kadar başkaları için de huzur isteyenler, hukukun gücüne inananlar, kul hakkına riayet edenler, kardeşçe bir ülke hayal edenler, canavarın pençesinin arasında saklı tutulan temel hak ve özgürlüklerimizin, yaşam hakkımızın ve adalet hakkımızın talebi için, adaletsizlik ve zulümle tescillenmiş bu çıkmaz sokaktayız. Bugün biz yine burada, zulmün aynası olan bu karanlık sokaktayız” dedi.

‘Biz barışa inananlar olarak geldik’

Her yıl biraz daha çoğalarak, her yıl biraz daha inanarak bu sokağa geleceklerini aktaran Elçi, şunları söyledi:

“Geleceğiz Gözünü kırpmadan insan öldürenlere, hukuku yok sayanlara, kardeşi kardeşe kırdıranlara, tarihi miraslarımızı yok edenlere, şehirlerimizi savaş meydanına çevirenlere, huzurumuzu delik deşik edenlere, yaşam hakkının kutsal olduğunu ve hukuka inandığımızı, kardeşçe ve huzur içinde bir ülke tahayyülümüzün olduğunu anlatmak için yine bu sokaktayız. Biz geldik, gizli cebimizde savaşı saklamadan toplumu kandırma niyetiyle türlü türlü, hileye, desiseye, kandırmacaya tevessül etmeden, ülkemizin hak ettiği huzuru, barışı ve insanın yaşam hakkının kutsallığını bıkmadan usanmadan anlatmak için biz kardeşçe geldik. Yalansız, dolansız, riyasız, karşıdakini kandırmaya tevessül etmeden barışın bu topraklar için şart olduğuna, biz barışa inananlar olarak geldik. Her yıl biraz daha çoğalarak, her yıl biraz daha inanarak geleceğiz. Kürt geleceğiz, Türk geleceğiz, Laz ve Çerkez geleceğiz. Rengimiz, dilimiz, mezhebimiz birbirinden farklı olsa da biz insan olduğumuz için, aynı yaradan tarafından yaratıldığımıza inandığımız için geldik, gelmeye devam edeceğiz Alçakça bir cinayetin üzerinden değil 9 yıl, yıllar yılı geçse de derdimizi; burada, bu sokakta bu topraklar için dilinden barış dökülürken gadre uğramış yerde yatan bu masuma bıkmadan, usanmadan, yalnızlığa kapılmadan çoğalarak anlatacağız. Andımız olsun ki biz mazlumun yanında durarak zalimlerin zulmünün karşısında durmaya devam edeceğiz.”

‘9 yıldır bizden ne olduğunu bilmemiz esirgendi’

Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan, 9 yıldır anmaya değil, bu mücadeleyi devam ettirecekleninin mesajını vermek için toplandıklarını ifade ederek, “28 Kasım’ın dokuzuncu yıl dönümü yine Dört Ayaklı Minare’nin önündeyiz. Aslında 28 kasımları anma etkinliği olarak düzenliyoruz ama bizim bu yaptığımız anmak değil. Çünkü anabilmemiz için önce ne olduğunu bilmemiz gerekiyor. Maalesef 9 yıldır bizden ne olduğunu bilmemiz esirgendi. Bu esirgeme yargı kılıfı arkasına gizlenmeye çalışıldı. Biz 9 yıldır anmaya değil bu mücadeleyi devam ettireceğimizin mesajını vermek için toplanıyoruz. Hep bu toplantılarda Tahir başkanın bugüne kadar verdiği insan hakları mücadelesinden bahsediyoruz. Cezasızlık politikasına karşı verdiği mücadeleden bahsediyoruz. Burada Dört Ayaklı Minarenin önünde öldürüldüğü anda bile verdiği kültürel değer sahip çıkma mücadelesinden bahsediyoruz. Ama tüm bunları bir tarafa bırakalım. Sadece bir insan olarak değerlendirelim. Sıradan sade bir vatandaş olarak değerlendirelim. Onun sıradan ailesini bir düşünelim. Çocuklarını bir düşünelim. Eşini bir düşünelim. En azından bilmek hakları yok mudur? Geçtim cezalandırılmayı. Bugün belki Türkan Hanım burada ifade edemez ama eminim iki dost olarak sohbet etsek, geçtim cezalandırılmayı, biz sadece ne olduğunu bilmek istiyoruz der. Çocukları biz babamız nasıl öldürüldü? Biz sadece bunu bilmek istiyoruz der. 10 yıldır bu insanlardan babalarının nasıl öldürüldüğünü bilmeyi esirgiyoruz. 10 yıldır bir eşe hayat yoldaşını, yol arkadaşını nasıl kaybettiğini bilmeyi esirgiyoruz” açıklamalarında bulundu.

‘Sokağa girdiğimde mahcubiyet hissediyorum’

Dört Ayaklı Minare Sokağı’na her gelişinde mahcubiyet yaşadıklarını söyleyen Sağkan, şunları kaydetti:

“Geçtiğimiz yıl ben bu sokaktan girdiğimde çok derin bir mahcubiyet duyduğumu ifade etmiştim. İşte duyduğum mahcubiyet bundandır. Bu sokağa her girdiğimde bünyemde çok derin bir mahcubiyet hissediyorum. Çünkü yargı kılıfı altına gizlenerek, bu aileden saklanan gerçeğin maalesef ki sistemin içerisinde bulunan savunma makamını temsil eden, yargı sistemini ne kadar eleştirsem de, bağımsız olması için ne kadar çabalasam da sistemin bir parçası olarak bunun mahcubiyetini duyuyorum. Çünkü bu aileden bilme haklarını esirgedik 10 yıldır. Sadece bilme haklarının. Bu kadar basitti aslında. Tek istediğimiz nasıl katledildi Tahir Başkan, ailesi bilsin, meslektaşları bilsin, Diyarbakırlılar bilsin, bizler bilelim. Tabii bu mahcubiyet yerini umutsuzluğa değil, aksine tam bir umuda eviriyor. Çünkü yargı görünümü altındaki süreç artık bu şekilde yürütemeyeceğini gördü ve ilk derece mahkemesi kısmı bu sürecin aslında bir yargısal süreç olmadığını alenen kararıyla ilan etti. Aslında malumun ilanını yaşadık. O yüzden umutluyum. Çünkü görüntü süreci, bu yargısal görüntü süreci son buldu artık. Ve ilan edildi. Maalesef yargının araçsallaştırılarak bir cinayetin üstünün örtmesine alet edildiği ilk derece mahkemesinin kararıyla ilan edildi. Şimdi mücadelemiz daha da büyüyecek. Belki bugün burada anamıyoruz ve bu mücadeleyi büyüteceğimizi göstermek adına burada bulunuyoruz. Ama andolsun söz veriyorum belki 19 yıl sonra, belki 29 yıl sonra, belki 99 yıl sonra bu sokak yine binlerce avukatla dolacak ve o avukatlar ne olduğunu bilerek gerçekten dört ayaklı minarenin önüne anmak için girecekler. Andolsun bunu Diyarbakır avukatları, Türkiye'deki tüm avukatlar, hak savunucuları elbet bir gün hayata geçireceğiz.”

Konuşmaların ardından Elçi’nin katledildiği yere karanfiller bırakıldı.

Kaynak:METİN BEKİROĞLU

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.