İMO: Kaçak yapıları ifşa edeceğiz
Kentteki kaçak yapıların varlığına dikkat çeken İMO Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Mahsum Çiya Korkmaz, her türlü alanda yaşanan hukuksuzlukları ve kaçak yapıları ifşa etmeye devam edeceklerini söyledi
Diyarbakır’ın Bağlar ilçesi Bağcılar Mahallesi’nde 13 Nisan’da Hacı Baki Çelik Cami’nin inşaatının çökmesi sonucu biri ağır 6 kişi yaralandı. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Diyarbakır Şubesi, yapı “kaçak” olduğu gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Yapıya ilişkin imar planında yeşil alan olarak geçen yerin statüsünün 17 Şubat 2020 tarihinde “Rekreasyon Alanı”'ndan “İbadet Alanı”na dönüştürülmesine karşı Diyarbakır Şehir Plancıları Odası’nın (ŞPO) açtığı davada, Diyarbakır 1’inci İdare Mahkemesi, 24 Nisan 2021’de işlemin hukuka aykırı olduğunu ve yürütülmesinin durdurulmasına oybirliğiyle karar verdi. Mahkemenin kararına rağmen cami inşaatına “kaçak” bir şekilde devam edildi.
Mahkeme itirazı reddetti
Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 2’nci İdari Dava Dairesi ise, yapılan itiraza karşı verdiği kararda, mahkeme kararının kaldırılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı sonucuna vararak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın mahkemenin verdiği yürütmeyi durdurma kararının kaldırılması talebini 7 Nisan 2022’de reddetti.
Göçük sonrasında rapor
İMO Diyarbakır Şubesi ise 13 Nisan’da camide meydana gelen göçüğe ilişkin alana giderek, bir rapor hazırladı. İMO’nun hazırladığı rapora göre, yapı için düzenlenmiş bir inşaat ruhsatı, şantiyede imalattan sorumlu bir teknik personel, işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemini alacak kişiler de yoktu. Raporda, yapının Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 2018 mevzuatına uymadığına dikkat çekilerek, ruhsat çıkarılması, projenin imalatı sırasında teknik personel bulundurulması ve imalatta projeye uygunluk esas alınması talep edildi. Kaçak yapılarla ve yaşanan göçükle ilgili değerlendirmelerde bulunan İMO Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Mahsum Çiya Korkmaz, kaçak yapıların işçi ve emekçilerin hayatını tehlikeye attığını belirterek, bu yapılardan vazgeçilmesi çağrısında bulundu.
Kaçak yapılar
Kaçak yapılarla ilgili daha önce de açıklamalarının olduğunu hatırlatan Korkmaz, “Bunlarla ilgili bizim en önemli vurgulamak istediğimiz şudur, bu gariban halkın kendi barınma ihtiyaçlarını karşılamak için yaptıkları bir iki tane gecekonduyu kentsel dönüşüme koyuyorlar. Bunu doğru bulmuyoruz. Tepkimiz rant aracı olarak burada imar edilen yapılaradır. Bu kaçak yapıya ilişkin bundan iki üç hafta önce Cumhuriyet Başsavcılığı’na bir suç duyurusunda bulunmuştuk. Bu yapıların kaçak olduğu ve bunlara ilişkin bir yaptırım işlemi var mı yok mu, varsa bu işlem neden yerine getirilmiyor diye sorduk. Ama bunlar dikkate alınmadı ve bu caminin çökmesi bu tablonun en somut örneği oldu. Türkiye ve Kürdistan’da bu kaçak yapıların önüne geçmek için oradaki denetim mekanizmaların rantları bertaraf ederek bu işe ciddiyetle yaklaşması gerekiyordu. Ama bütün bunlar yerine getirilmedi” diye belirtti.
‘İşçi hakları istismar ediliyor’
İnşa edilen camiyle ilgili bir itirazlarının olmadığının altını çizen Korkmaz, “Caminin yapısıyla ilgili bütün hassasiyetlerin farkındayız, toplumun bir ihtiyacı olduğunun da farkındayız. Bizim oradaki yapının kendi özellikleriyle ilgili herhangi bir itirazımız yok. Ama o yapının kaçak yapı olmasıyla ilgili bir itirazımız var. Mevcut düzensizliğin içinde bir düzen oluşturulmuş. O yapıyla ilgili bir SGK dosyası bulunmuyor. Bu dosya bulunmadığı için oradaki bütün işçiler ve mühendisler güvencesiz çalışılıyor. Oradaki kaçak yapının varlığı, çalışan işçilerin emeklerini ve haklarını büyük bir istismara yol açıyor. Bizim en büyük itirazlarımız da bu yönlüdür” dedi.
Belediyeye tepki
“Diyarbakır’da rant amaçlı çok sayıda kaçak yapının var olduğunu ama ellerinde net bir sayının olmadığını” kaydeden Korkmaz, “Bir belediyenin en temel görevlerinden birisi, kent estetik ve hukuk planını önüne alarak bir planlaşmaya gitmesidir. Ama işte burada rant etkili oluyor. İktidara yakın olan kimi sermaye guruplarına peşkeş çekmek amacıyla bu tarz uygulamalar çok var kentimizde. Bu cami yapılanması da onlardan birisidir. Bizim perspektifimizde iki türlü gelişiyor bu şeyler, birisi rant amaçlı olan kaçak yapılar, diğeri de gariban halkın barınma ihtiyacını karşılamak amacıyla yaptığı kaçak yapılar. Devletin burada sözcülüğünü yapan belediyelerin kendisi sermaye sınıfının oluşturduğu bir kaçak yapıdansa, barınma ihtiyacı olan gariban halkın evlerini yıkıyor” şeklinde konuştu.
‘İşfa edeceğiz’
Kaçak yapıların önüne geçmede bilinçlenmenin önemli olduğuna vurgu yapan Korkmaz, “Tarafsız ve bağımsız olmak gerekiyor. Belediyelerde o koltuklarda oturan kayyımların halkın ihtiyaçları doğrultusunda bir cevap olmaları lazım. Önüne koyduğun perspektif halktan yana değil de bir sermayeden yana olursa, elbette ki bu tarz şeylerin sonu hiçbir zaman gelmeyecek. Meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri olarak yapacağımız en büyük şey bütün topluma bu durumu anlatmak. Ve onların da yapmış olduğu bütün bu hukuksuz uygulamaları ifşa etmek ve açığa çıkarmaktır. Hukukla da sokakta da biz bu işle mücadele edeceğiz” diye belirtti. (Mezopotamya Ajans)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.