Güvercin tutkusu engel tanımıyor!
Diyarbakırlı Mehmet Sever'in güvercin tutkusu engel tanımadı. "Dayılarımız, dedelerimiz beslediği için gözümüzü onlarla açtık" diyen Sever, kentin lüks semtlerinden birinde, yaptığı seyyar pinde oğluyla birlikte güvercin besliyor. Sever, "Uçmaları hoşuma gidiyor. Bağımlılık yapıyor, bırakamıyorsun" diyor
DİYARBAKIR YENİGÜN - Güvercin besiciliği Diyarbakır'da önemli bir yer tutar. Öyle ki bu sevgi zamanla bir bağımlığa dönüşüyor. Özellikle merkez Bağlar ve Sur ilçelerinde müstakil ve apartmanların çatılarında güvercin pinlerini (güvercin yuvası) yoğunca görmek mümkün. Eski Diyarbakır evleri ve Sur'un iki üç katlı, bahçeli evlerinin çatılarından havanın serinlediği saatlerde gökyüzünde uçuşan güvercinler göze çarpardı. Şehir hayatı, site ve apartman kültürü derken güvercin yetiştirenlerin sayısı bir hayli azaldı. Güvercin tutkusuna sahip insanlar da apartmanların damına ve evlerin balkonuna sıkışıp kaldı. Ancak bunlardan biri şartları zorlayarak kentin en lüks semtinde, oğluyla birlikte bu geleneği yaşatıyor.
‘Gözümüzü onlarla açtık’
Kentin en lüks semtlerinden biri olan Diclekent'te bir parkta oğluyla güvercin besleyen Mehmet Sever, gözünü onlarla açıp onlarla kapatıyor. Sertaç Kayar’ın haberine göre “Dayılarımız, dedelerimiz beslediği için gözümüzü onlarla açtık”diyen Sever, daha önce Sur’da oturduğu için orada beslediğini ve 15 yıldır Diclekent’te yaşadığı için burada beslemeye devam ettiğini söylüyor. Semtin koşullarını da göz önünde bulundurarak öncelikle seyyar bir pin (güvercin yuvası) yapan Sever, "Binaların üstünde, balkonlarda besleme şansımız olmadığı için böyle seyyar bir pin yaptık. Hırsızlara karşı gece sitenin içine götürüyorum, gündüz de buraya getiriyorum” diyor.
‘Başta olumsuz tepkiler vardı’
İlk zamanlar çevreden olumsuz tepkiler aldığını ifade eden Sever, bu tepkinin zamanla olumlu yönde değiştiğini söylüyor. Sever, "Başta biraz olumsuz tepkileri vardı tabi. Giderek bu tepki olumluya döndü. Çocuklarını getiriyorlar buraya, onlara buğday verip güvercinleri besliyorlar. Çocuklara, güvercin yavrularını gösteriyoruz, çocuklar çok mutlu oluyor” şeklinde konuştu. Güvercinlerin bağımlılık yaptığını ifade eden Sever, bu bağımlılığı şöyle ifade ediyor: "Bağımlılık yapıyorlar, bırakamıyorsun ama sigara gibi zararlı bir bağımlılık değil. İnsanın içinde sürekli onları görme isteği oluyor. Namaza gidince onları görmek için acelece geliyorum. Gidip gelmeleri, uçmaları, ötmeleri çok hoşuma gidiyor. Onları bırakamıyorum.”
Güvercinlerle geçen bir gün
Birçok türün olduğu 100’ün üstünde güvercin besleyen Sever, güvercinlerle geçen bir günü şöyle anlatıyor: "Sabah 07.00’da kalkıyorum, seyyar pini getirip yerleştiriyorum. Çadırını çekiyorum, sularını değiştiriyorum. Kapılarını açıp zaman zaman uçuruyorum. İçerideki yavruları kontrol ediyorum. Yumurtalarına bakıyorum, yeni çıkacak yavrular oluyor ve bazı yumurtalar kalın olunca yavrular çıkmakta zorlanıyor, onların çıkmasına yardımcı oluyoruz. Bazen yabancı kuşlar geliyor onları yakalıyoruz. Akşama doğru hava serinleyince kapıyı açıyorum. Hasta olan varsa ilacını veriyoruz, banyolarını yapıyoruz. Yem verip uçuruyoruz.”
Güvercin sohbetleri ve iddia
Başka mahallelerde güvercin besleyen arkadaşları ile de buluşan Sever, tek sohbetlerinin kuşlar olduğunu söylüyor. Sever "Zaman zaman arkadaşlarla iddiaya getiriyoruz. O güvercinini buraya getiriyor ben yakalamaya çalışıyorum, bir gün sonra da ben götürüyorum o yakalamaya çalışıyor. Öyle güzel zaman geçiriyoruz” diyor.
Temennisi, oğlunun da bu geleneği sürdürmesi
"Miras gibi babadan oğula geçiyor” diyen Sever, tek dileğinin oğlunun da bu geleneği sürdürmesi. Sever, "O da benimle beraber geliyor, bakıp aşılanıyor. İnşallah o da devam eder. Kötü alışkanlıklardan daha iyidir. Kahveye gidip sigara dumanı içinde oyun oynamak, kavga ve gürültüden daha iyidir” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.