“Geçtiğimiz adli yıl, bir utanç yılı olarak hatırlanacaktır”

“Geçtiğimiz adli yıl, bir utanç yılı olarak hatırlanacaktır”
Yeni Adli Yıl açılışı dolayısıyla Diyarbakır Baro Başkanı yaptığı açıklamada, Tahir Elçi cinayetiyle ilgili alınan karara değinerek, “Bu kararla cinayetin, hukuk camiasının ve Kürt toplumunun gündeminden düşürülmesinin amaçlandığından hiç bir şüphemiz bulunmamaktadır” dedi.

2024-2025 adli yılının başlaması nedeniyle Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, adliye önünde düzenlediği basın açıklamasında, her yeni adli yıl bir önceki adli yılı arattığını söyledi. Her yeni adli yılda ülkede hukukun üstünlüğünün ve adaletin hakim olmasını, adli yıl açılışının aynı zamanda Dünya Barış Günü’ne denk gelmesi nedeniyle de devam eden savaşların, çatışmaların ve şiddet olaylarının son bulacağı bir yıl olması çağrısı ve temennisinde bulunan Eren, “Maalesef ülkede, Hukuk ve adalet açısından her yeni adli yıl bir önceki adli yılı aratmakta, dünya üzerinde de savaşlar, çatışmalar ve şiddet olayları durmadan devam etmektedir. Diyarbakır Barosu olarak, savaş, çatışma ve şiddet olaylarının karşısında olduğumuzu bir kez daha ifade ediyor, ülkemizin hukuk, demokrasi ve insan hakları alanında yaşadığı sorunların temelinde Kürt Meselesinin çözümsüzlüğündeki ısrar olduğunu hatırlatıyor, toplumun demokratik çözüm beklentilerine karşılık gelecek diyalog ve barış zeminin yaratılması çağrımızı yineliyoruz” dedi.

‘Yargı kararlarının uygulanmadığı bir yerde hukuk devletinden bahsetmek te mümkün olmayacaktır’

Avukatlar olarak, mesleki sorunları ile toplumun, hak ve adalet sorunu bütün ağırlığıyla varlığını sürdürdüğü bir adli yılı daha geride bıraktıklarını ifade eden Eren, şunları söyledi:
“Hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı sorunu olduğu yerde durmuş, insan hakları ihlalleri kesintiye uğramadan devam etmiştir. Her fırsatta ifade ettiğimiz üzere; hukukun üstünlüğüne dayalı demokratik bir sistemde, bireyin ve toplumun en temel güvencesi tarafsız ve bağımsız yargıdır. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiği, yargı kararlarının uygulanmadığı, hukuki güvenlik ilkesinin sağlanamadığı bir yerde hukuk devletinden bahsetmek te mümkün olmayacaktır. Demokratik bir hukuk devletinde bireyin özgürlüğünün ve toplumsal barışın güvencesi şüphesiz tarafsız ve bağımsız yargıdır. Bu nedenle adaleti yerine getirmekle görevli yargının; devlet ve iktidardan bağımsız olması gerektiği gibi her türlü ideolojik, politik düşünce ve inançsal eğilimlerden de bağımsız olmalıdır. Ancak iktidarların, siyasi saikler ile gündemlerine aldıkları yargılama dosyalarına ilişkin müdahalelerini gizleme ihtiyacı, yargı kararlarını uygulamama konusunda tereddüt ve endişe duymadıkları zamanlardan geçmekteyiz.”

Baro Başkanı Eren, Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Can Atalay haklarında alınan ihlal kararlarının uygulanmamasını da tepki gösterdi. Demirtaş, Atalay ve Kavala’ya ilişkin alınan kararların ilk derece mahkemeleri ve Yargıtay tarafından Anayasa hükümleri yok sayılarak uygulamadığını belirten Eren, “AİHM’nin Demirtaş ve Kavala hakkında vermiş olduğu ihlal kararlarının uygulanmamasına ilişkin ısrar devam ederken yakın zamanda Anayasa Mahkemesi’nin Hatay milletvekili Can Atalay hakkındaki verdiği ihlal kararı da, ilk derece mahkemeleri ve Yargıtay tarafından Anayasa hükümleri yok sayılarak uygulanmamıştır. Aynı karar maalesef TBMM tarafından da görmezden gelinmiştir. Bir kez daha sormak ve ifade etmek isteriz ki, Anayasada tanımlanan Hukuk Devleti ilkesinden şayet vazgeçmemiş iseniz, yargı yetkisini kabul ettiğiniz AİHM’nin ve Anayasaya göre kararları bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi Kararlarını derhal uygulamanız gerekmez mi?” diye konuştu.

‘Bu suikastı hukuk camiasının gündeminden düşürme çabaları asla başarıya ulaşamayacaktır’

“Geçtiğimiz adli yıl, Diyarbakır Barosu tarafından ayrıca bir utanç yılı olarak hatırlanacaktır” diyen Eren, 2015 yılında katledilen Baro Başkanımız Av. Tahir Elçi dosyasında; 9 yıllık isteksiz ve etkisiz bir soruşturma ve kovuşturma sürecinden sonra, yerel mahkemece sanıkların beraatine karar verilmiştir. Bu karar ile cinayetin, hukuk camiasının ve Kürt toplumunun gündeminden düşürülmesinin amaçlandığından hiç bir şüphemiz bulunmamaktadır. İlk günden beri ifade ettiğimiz üzere karanlık bir dönemin başlangıcı olan bu suikastın bütün yönleriyle aydınlanması için hukuk mücadelemizden asla taviz vermeyeceğiz. Bu suikastı hukuk camiasının gündeminden düşürme ve Kürt toplumun hafızasından da silme çabaları asla başarıya ulaşamayacaktır. Kürtlerin mağduru olduğu yargılama dosyalardaki cezasızlık pratiği ve politikası ile dün mücadele ettiğimiz gibi bugünde mücadele etmeye kararlıkla devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

Kaynak:HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.