Elçi ailesinin avukatları: Davutoğlu tanık olarak dinlensin
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayetiyle ilgili açılan davanın 4'üncü duruşması görüldü. Duruşmada Tahir Elçi’nin ailesinin avukatları Ahmet Davutoğlu'nun tanık olarak dinlenmesini talep etti. Talebi reddeden mahkeme duruşmayı 15 Haziran 2022 tarihine erteledi. Duruşmanın ardından adliye önünde yapılan açıklamada konuşan Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, duruşmaının açık b ir şekilde manipüle edildiğini savundu
Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki tarihi yapılara zarar gelmemesi için 28 Kasım 2015’te Dört Ayaklı Minare önünde açıklama yaptığı sırada öldürülen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayetiyle ilgili açılan davanın 4'üncü duruşması Diyarbakır 10'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'ne görüldü. Diyarbakir Baro Başkanı Nahit Eren, etkisiz yürütülen Tahir Elçi soruşturmasında tanıkları işkenceyle ve bilinçli bir şekilde yanlış yönlendiren ve adil yargılamayı etkileyen savcı Kenan Karaca hakkında soruşturma açılması için suç duyurusunda bulundu. Eren, aynı zamanda Tahir Elçi cinayetine “siyasi suikast” diyen dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun mahkeme huzurunda tanık olarak dinlenilmesi talebinde bulundu. Mahkeme ise Ahmet Davutoğlu’nun tanık olarak dinlenilmesi talebinin reddine, savcı Kenan Karaca hakkında yapılan suç duyurusu talebinin reddine karar vererek duruşmayı 15 Haziran 2022 saat 10:00’a erteledi.
TBB davaya müdahil oldu
Duruşmanın ardından avukatlar adliye önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, Elçi'nin eşi Türkan Elçi, kardeşleri Ömer ve Mehmet Elçi, Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Erinç Sağkan, Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, çok sayıda baro başkanı, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Nusrettin Maçin ve CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu katıldı. Duruşmada önemli gelişmelerin olduğunu aktaran Sağkan, TBB’nin davaya katılması talebinin kabul edildiğini söyledi. Sağkan, “Gecikmiş bir gelişme ancak artık TTB olması gerektiği şekilde bu davayı çok daha etkin bir şekilde takip edebilecek yasal argümana kavuştu. Her şeyden önce bugün izlediğim zaman avukat meslektaşlarımla bir kez daha onur ve gurur duydum. Bu yargılamayı yıllar sonra kovuşturmaya çeviren meslektaşlarımız, maddi gerçeğe ulaşmak noktasında etkin ve şeffaf yürütülmesi için hukuki sınırlar içerisinde büyük çaba sarf ettiler. Belli aşamalara ulaşabiliyor olacağımızın da mutluluğunu yaşıyorum. Buradaki çabayı gösteren meslektaşlarımıza hepimizin teşekkür borcu var. TTB Başkanı olarak hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum” dedi.
‘Bazı görüntüler yok’
Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren, önceki duruşmalarda baroların davaya katılma talebinin reddedildiğini hatırlatarak, TTB’nin davaya katılma talebinin kabul edilmesinin olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti. Eren, “Bu cinayetin ve suikastın yaşandığı ilk günden beri gerek Elçi ailesinin avukatları gerekse Diyarbakır Barosu bütün eksikliklere yönelik soruşturma makamlarından taleplerde bulunduk. Bu taleplerimizin birçoğu reddedildi. Özünde cinayetin işlendiği ana yönelik birçok işletme ve resmi kuruma ait kamera kayıtlarının kaybedilmesi ya da kameraların bozuk olduğu yönünde ‘bozuk’ veya ‘çalışmıyor’ şeklinde yazılar vardı. Özellikle Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Foto Film Şube Müdürlüğü’ne ait görüntünün olmadığı, cinayet anına denk gelen 12-13 saniye görüntünün olmadığını daha önce defalarca kamuoyuyla paylaştık. Bugün mahkeme bu taleplerimizi, daha önceki celselerde talep etmiş olduğumuz bu tür kayıtların hala dosyaya gelmediğini, ilgili kurumlarla yapılan yazışmalara da sağlıklı cevap verilmediğini tespit ettik. Bugün talepte bulunduk. Bunlar soruşturma aşamasında yapılması gerekiyordu” şeklinde konuştu.
Davutoğlu dinlensin talebine ret
Mahkeme heyetinin verdiği kararlara değinen Eren, “Bizim bu cinayeti tanımladığımız, dönemin Başbakanı’nın da (Ahmet Davutoğlu) dile getirmiş olduğu ‘siyasi suikast’ kavramı üzerinden yaptığı tanımlamaya istinaden Ahmet Davutoğlu’nun bu dava açısından dinlenmesi talebimiz maalesef mahkeme heyeti tarafından bilgi ve görgüye dayalı bir durumunun olmadığını gerekçe göstererek reddetti. Bizim bunu kabul etmemiz hukuken mümkün değil. Dönemin Başbakanı’nın bu denli önemli bir açıklamasının, yargılamanın seyrini değiştireceğini çok iyi bilmekteyiz. Bu talep maalesef reddedildi. Geçen celse dinlenen gizli ve açık tanıklar vardı. Bu tanıklar söz konusu soruşturmanın başlangıcı aşamasında, ilgili soruşturma makamları tarafından tehditle, vaatlerle, soruşturmaya yönelik gerçeğe aykırı bilgi verdikleri konusunda resmi kayıtlara, duruşma tutanaklarına geçen beyanları vardı. Normal şartlarda, hukuk devletinde soruşturma savcısının tanıkları bu şekilde yanıltıp, adil yargılamayı etkileyen hukuka aykırı fiillerinden dolayı ilgili hakimlerin, mahkeme heyetinin kendisi hakkında suç duyurusunda bulunması gerekiyordu. Ama bekledik, bu suç duyuruları yapılmadı” diye belirtti.
‘Soruşturma manipüle ediliyor’
Mahkemenin soruşturma savcısıyla ilgili suç duyurusunda bulunması için yeniden talepte bulundukları bilgisini paylaşan Eren, “Bu süre zarfı içerisinde ilgili şahsın Diyarbakır Barosu’na gönderdiği ve bugün yazılı olarak kendi dilekçesini mahkemeye sunduğumuz halde, mahkeme söz konusu tanıkla dosyanın nasıl manipüle edildiği yönündeki savcıların hukuka aykırı fiilleri konusunda herhangi bir işlem yapmaması kararı verdi. Oysa açık ve net bir şekilde resmi kayıtlara geçmiş tanık ifadeleriyle bu soruşturmanın nasıl manipüle edildiğini, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı bünyesindeki savcılar tarafından kendilerinin nasıl yönlendirildiğini hem yazılı ifadeleri hem bize gönderdikleri mektuplarla somutlaştırdık. Maalesef dosyanın teknik anlamda yapılması gereken teknik işlemlerine yönelik mahkeme taleplerimizi kabul ediyor. Bu cinayetin maddi gerçeğinin açığa çıkması konusunda sorumluluk isteyen ara kararlara maalesef imza atmıyorlar. Söz konusu savcılara yönelik yapılacak bir soruşturma ilgili başbakanın getirilip dinlenmesiydi. Ama bu taleplerimiz reddedildi” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.