Eğitim Sen: Yoksullaşıyoruz

Eğitim Sen: Yoksullaşıyoruz
Diyarbakır Eğitim Sen 1 Nolu Şubede 2 Aralık Bölge Mitingine dönük tertip komitesi düzenlendi.

Diyarbakır Eğitim Sen 1 Nolu Şubede 2 Aralık Bölge Mitingine dönük tertip komitesini KESK Eş Genel Başkanı Şükran Kablan Yeşil yaptı. Açılış konuşmasını Miting Tertip Komitesi adına Güneş Özel okudu.

Özel konuşmalarında şu ifadelerine yer verdi: "Emeği ile geçinen kesimler olarak, halk olarak her geçen gün daha fazla yoksullaşıyoruz. Daha fazla güvencesiz hale getiriliyoruz. Ülkeyi yönetenler ise yıllardır anlattıkları masallara yenilerini eklemeye devam ediyor. Yıllarca “2023’te kişi başına milli gelir 25 bin dolar olacak, işsizlik %5’e, enflasyon tek basamaklı rakamlara inecek. Türkiye dünyada ilk 10 ekonomi arasına girecek” masalını pazarladılar. Bugün itibariyle Tablo ortada. İşsizlerin sayısı 9 milyona ulaştı. Her 5 gençten biri, her 3 kadından biri işsiz. Ülkeyi OECD ülkeleri içinde resmi enflasyonu en yüksek ülke durumuna getirdiler. Bugün enflasyon sırlamasında bizden sonra gelen ülkeyi tam (Macaristan) beşe katlıyoruz. Tüm dünyada gıda enflasyonu düşerken bizde artmaya devam ediyor. OECD ortalaması yüzde 8 iken biz %72 ile bunun tam 9 katı gıda enflasyonu yaşıyoruz. Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı TÜİK enflasyonunu katlıyor. Öyle ki bir bardak çay 10 TL, bir simit 10 TL. Dört kişilik bir aile üç öğün kişi başına bir çay bir simit tüketse bile aylık 7 bin 200 TL ediyor. Açlık sınırı 17 bin 215 TL’ye, yoksulluk sınırı 50 bin 750 TL’ye dayandı. 85 milyonluk nüfusun 51 milyonu açlık sınırı, 32 milyonu ise yoksulluk sınırı altında bir yaşam savaşı veriyor. Çünkü ülkede emeklilerin yarısı en düşük aylık olan 7 bin 500 TL’ye, çalışanların yarısı ise 11 bin 402 TL’lik asgari ücrete mahkûm edilmiş durumda. 4 kişilik bir ailede tüm fertler asgari ücretle çalışsa bile yoksulluk sınırına ulaşamıyor. Ortalama kamu emekçisi maaşı ise “ilave seyyanen ödenek” oyununa rağmen yoksulluk sınırının yarısına dahi ulaşamıyor. En düşük ev kirası bile asgari ücreti aşıyor.

Dolayısıyla aldığımız ücretle-maaşla ayın sonunu getiremiyoruz. En temel ihtiyaçlarımızı karşılamak için borçlanıyoruz. Bu yüzden halkın kredi kartı borçları geçen yıla göre iki buçuk kat arttı. Bugün her 100 kişiden 12'si borcunu ödeyemediği için yasal takipte.

Tüm bunlar ortadayken iktidar hala “İşçiyi, memuru, emekliyi enflasyona ezdirmedik. Yeni bir ekonomik modele geçtik. 2023 için vaat ettiğimiz hedeflere 30 yıl sonra ulaşacağız” diyerek hepimizle dalga geçiyor.

Oysa “yeni”, “rasyonel” diye sundukları modelin cilasını kaldırdığımızda da altından yine çalışanları ve halkı daha fazla yoksulluğa itmeyi hedefleyen bir saldırı dalgası çıkıyor. Bu saldırı dalgası için seçimden hemen sonra düğmeye bastılar. Saldırı dalgası bugün Orta Vadeli Program, Kalkınma Planı ve bütçe kanun teklifinden oluşan Bermuda Şeytan Üçgeni ile sürüyor.

Bermuda Şeytan Üçgeni ile:

• Ücretlerimizi-maaşlarımızı gerçekleşen enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre artırmayı, böylece enflasyon farkı ödemesini kaldırmayı hedefliyorlar.

• Emekli olma yaşını yükseltilmek, emekli aylıklarını daha da düşürmek istiyorlar.

• Sosyal harcamalara, eğitim ve sağlık başta olmak üzere kamu hizmetlerine yapılan harcamaları daha da kısmayı, özelleştirmeleri tüm hızlıya sürdürmeyi hedefliyorlar.

• ‘Vergi reformu’ adı altında çalışanlara ve halka daha çok vergi, ‘esnek çalışma’ adı altında daha çok sömürü dayatmak, kıdem tazminatını ortadan kaldırılmak istiyorlar.

Kısacası eski dedikleri modelde cebimize giren, ücretlerimizi buharlaştıran el yeni dedikleri ekonomik modelde bugün boğazımıza sarılmaya çalışıyor. İşte TBMM’de görüşülen bütçe kanun teklifi iktidarın “yeni” dediği ekonomik modelin bugün boğamıza sarılmaya çalışan elidir.

Bütçe teklifine göre önümüzdeki yıl devletin her 100 TL’lik giderinin 89 TL’si vergilerden karşılanacak. Peki vergiler kimden, nereden toplanacak? Ne yazık ki tüm vergi yükü gelmiş geçmiş tüm bütçelerden daha ağır bir şekilde bize, emekçi sınıflara, halka yıkılmak isteniyor.

Peki büyük bölümü bize yıkılan bu vergiler nereye, kimlere harcanacak?

Toplanacak her 100 TL verginin:

- 17 TL’si iktidarın yurt dışından ve içinden aldığı borçların sadece faiz ödemesine,

- 16 TL’si savunma ve güvenlik harcamalarına,

- 5 TL’si “teşvik” olarak büyük patronlara, sermayeye

- 3 TL’si hizmet alsak da almasak da müşteri garantili şehir hastanelerine, yol, köprü, havaalanı, tünel inşaatı müteahhitlerine gidecek.

Değerli Dostlar; kısacası bütçeden aslan payı ne eğitime ne de sağlığa gidecek. Çünkü aslan payı istisna, muafiyet, teşvik olarak sermayeye, patronlara gidecek. Ülkenin ekonomisini göz gören çökertenlerin yarattığı borçların faizine gidecek. Savunma ve güvenlik adı altında silahlanmaya gidecek.

Bütçeden milyonları yakından ilgilendiren sorunlara ayrılan pay ise tirajikomik seviyelerde kalacak.

• Çünkü toplanacak her 100 TL verginin sadece:

- 4 TL’si yoksullukla mücadeleye

- 4 TL’si tarım ve ormancılığa

- 3 TL’si istihdama,

- 2,7 TL’si hukuk ve adalete.

- Sadece 400 kuruşu kırsal kalkınmaya, 360 kuruşu çocukların korunmasına ayrılıyor.

Toplanacak her 100 TL verginin sadece 120 kuruşu bağımlılıkla mücadeleye, 53 kuruşu ise kadının güçlendirilmesine ayrılıyor. Öte yandan vergilerdeki fahiş artışa rağmen bütçe 2 trilyon 652 milyar TL açık veriyor. Ne yazık ki hala ‘hükümet yerel seçimlere giderken kesenin ağzını açacak, maaşları, ücretleri enflasyonun üzerinde arttıracak’ diyenler var. Oysa bu iktidar yıllardır ne zaman kaşıkla verse kepçe ile geri aldı. Son seçimden hemen sonra okul öncesi eğitimdeki bir buçuk milyon öğrencinin 1 öğün ücretsiz yemeğini bile kesenlerin yerel seçimlerden sonra ne yapacağını tahmin etmek için kâhin olmaya gerek var mı?

KESK olarak iktidarın kendi eliyle yarattığı enkazın tüm faturasını emekçilere, halka yıkmak istediği bu bütçeyi kabul etmiyoruz.

HALKTAN, EMEKTEN YANA BİR BÜTÇE İÇİN:

• Öncelikle bütçe hakkımızın önündeki engellerin kaldırılmasını istiyoruz.

• Vergide adalet istiyoruz. Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alınmasını, belli bir servet düzeyinin üzerindeki zenginlerden servet vergisi alınmasını istiyoruz.

• Kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, tasfiyesine, özelleştirme soygununa son verilmesini istiyoruz.

• Kamu hizmetlerine ve yatırımlarına bütçeden ayrılan payın artırılmasını istiyoruz.

• Toplumsal cinsiyete duyarlı bir bütçenin hayata geçirilmesini istiyoruz.

• Başta depremzedeler ve öğrenciler olmak üzere tüm dar gelirlilere kamusal, güvenli ve sağlıklı barınma olanaklarının sağlanmasını istiyoruz.

• Eğitimin her kademesindeki çocuklarımız için 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek istiyoruz.

• Emeğe kölelik dayatan politika ve uygulamalara son verilmesini istiyoruz.

• İnsanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde bir ücret istiyoruz.

• Bütçeden engellilere yönelik kamu hizmetlerinin geliştirilmesi için ayrılan payın arttırılmasını, kamuda engelli istihdamının arttırılmasını istiyoruz.

• Yoksulluğu önleyici, dar gelirlileri koruyucu tedbirlerin hayata geçirilmesi için Temel Gelir Güvencesi istiyoruz.

Değerli Dostlar,

%1’in çıkarı için %99’u yok sayan adaletsizliğe, haksızlığa karşı çaresiz değiliz.

2 Aralık Cumartesi günü saat 13.00’da, Amed istasyon meydanında hayata geçireceğimiz bölge mitingimizde emeğimize, ekmeğimize, geleceğimize, bütçe hakkımıza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Mitingle ilgili gerekli tüm başvurularımızı yaptık, hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. İşyerlerinden pazarlara, pazarlardan sokaklara emekçi halkımızı mitingimize davet ettik, son güne kadar da çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bu mitingi her ne kadar KESK organize ediyor olsa da kamu emekçileriyle beraber işçileri, mühendisleri, çiftileri, kadınları, gençleri, emek üretme hakkı elinden alınan ve emek süreçlerinden koparılan işsizleri, bütçeye dair itirazları olan siyasi partileri, emek ve meslek örgütlerini, 2024 yılı için belirlenecek bütçeye dair söz söylemek isteyen bütün emekçi halkımızı bölge mitingimize davet ediyoruz.

Yıllardır yoksulluk, işsizlik ve yağma düzenin çarkları arasında öğütülen herkesi, HALKTAN, EMEKTEN YANA BİR BÜTÇE için omuza omuza vermeye, mücadeleyi birlikte büyütmeye çağırıyoruz."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.