Diyarbakır’da canına kıyan Sena’nın defterinde ismi geçen kişi kim?
YENİGÜN HABER – Diyarbakır Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencisi Hafize Sena Düzgün’ün (20) cansız bedeni önceki gün Onkoloji Hastanesi’nin bahçesinde ağaca asılı halde bulundu.
Düzgün’ün ölümüyle ilgili sosyal medyada ve bazı basın organlarında bazı iddialar yer aldı.
İddialara göre Hafize Sena Düzgün’ün İlahiyat Fakültesi’nde bir öğretim görevlisi ile yaşadığı ilişki sonrasında intihar etti.
İddiaların ardından üniversite yönetimi resmi açıklama yayınladı.
Olayla ilgili olarak üniversite, emniyet ve savcılık tarafından geniş çaplı bir soruşturmanın sürdüğü belirtilen açıklamada soruşturma tamamlanmadan yapılan tüm yorum ve haberlerin asılsız ve manipülatif olduğu vurgulandı.
Sena ölmeden önce neler yazdı?
Diğer yandan Hafize Sena Düzgün’ün hatıra defterine de ulaşıldı. Polis tarafından ele geçirilen defterde Sena’nın son anlarındaki duygularını, taleplerini ve bıraktığı mesajları yansıttığı görülüyor. Henüz resmi kaynaklarca teyit edilmeyen bilgilere göre, defterin ilk sayfasında Sena’nın, iki gündür yemek yemediği ve ölmeden önce ciğer, elma, karpuz ile salatalık yemek istediğini yazdığı görülüyor. Ayrıca, telefon borcu olarak maddi bir yük bıraktığı için üzgün olduğunu belirten Sena Düzgün, “Telefonun taksidini Fatma Zehra hocaya verin. Muhakkak verin. Ödeyin bitsin. Hatta telefonu satıp kalan borcu ödersiniz. Ardımda bıraktığım tek borç bu oldu. Bunu da bırakmazdım, özür dilerim.” İfadelerini yazdığı belirtiliyor.
‘Ölüyorum bu defa’
Sena’nın, intihar sürecini de tarif ettiği ve ipin boyundan uzun olması nedeniyle kozalak ve tezek topladığını, ancak sonunda “hallettiğini” yazdığı defterde, “İp boyumdan uzun kaldı, yetişebilmek için kozalak topladım, üstüne bastım, çöktü. Tezek topladım, o da çöktü. Ama hallettim. Ölüyorum bu defa.” İbaresi yer alıyor.
Mektubun ikinci sayfasında, Sena’nın eşyalarının nasıl dağıtılmasını istediğine dair talepler yer alıyor: “Bütün elbiselerimi yardım kuruluşlarına, kitaplarımı üniversiteye, balığımı Ahmet’e… Benden hiçbir şey kalmasın bu dünyada. Mezarıma tek bir çiçek dahi istemiyorum.
‘Ahmet mezarıma gelmesin’
Mezar taşı dahi olmasın. Kimse mezarımda beş dakikadan fazla kalmasın. Ağlamak isteyen gitsin, annem de dahil, cenazemde herkes birer tane sigara içsin. Ve asıl mesele, Ahmet mezarıma gelmesin.” Bu ifade, Sena ile Ahmet arasında duygusal bir çatışmanın ya da derin bir yaranın varlığına işaret ettiği öne sürülüyor.
Defterde adı geçen ‘Ahmet’ kim?
Defterde iki defa ismi geçen Ahmet adlı kişinin kim olduğu merak ediliyor. İddialara göre, söz konusu kişinin Dicle üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde öğretin görevlisi olduğu iddia edildi.
İddiaların kamuoyunda ve özellikle soyal medya hesaplarında yer almasının ardından Üniversiteden de açıklama geldi.
Üniversiteden duyarlılık çağrısı
Aile ve kamuoyuna saygı çağrısı yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Üniversitemiz İlahiyat Fakültesi öğrencisi Nur Sena Düzgün’ün vefatı nedeniyle bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada yoğun bir bilgi kirliliği mevcut olup, asılsız söylenti ve iddialar paylaşılmaktadır. Konu üniversitemiz, Emniyet Müdürlüğü ve Savcılık tarafından tahkik edilmekte olup, süreç büyük bir hassasiyetle takip edilmektedir. Resmi makamlarca netlik kazanmadan yapılan açıklamalara itibar edilmemesi rica olunur.”
Üniversite yönetimi, öğrencinin ruhaniyeti ve ailesinin acısının dikkate alınarak spekülatif paylaşımlardan kaçınılması gerektiği belirtilerek, öğrencinin isminin ve yaşanan olayın resmi makamlarca aydınlatılmadan kamuoyunda tartışılmasının yanlış olduğu belirtildi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.