CHP Diyarbakır’da sular durulacak mı?

CHP Diyarbakır’da sular durulacak mı?
CHP, Diyarbakır’da il kongresini gerçekleştirecek. Adaylığını açıklayan Şerif Doğru disipline sevk edilirken Gönül Özel adaylıktan çekildiğini...
CHP, Diyarbakır’da il kongresini gerçekleştirecek. Adaylığını açıklayan Şerif Doğru disipline sevk edilirken Gönül Özel adaylıktan çekildiğini açıkladı. Aday avukat Sertaç Eke ile son durumu konuştuk.

Avukat Sertaç Eke ile Diyarbakır, CHP ve CHP Diyarbakır İl Başkanlığı'na adaylığını görüşmek üzere buluştuk. Gönül Özel, Mehmet Şerif Doğru, Meltem Gönüllü ve 18 yaşındaki Süleyman Aslan diğer adaylar arasında yer alıyordu ve onlarla da görüşmeyi planlıyordum. Eke’nin avukatlık bürosundaki hava, daha çok bir seçim bürosunu çağrıştırıyordu. Biz ayrı bir odada sohbet ederken diğer odalardan gelen sesler de bu izlenimi pekiştiriyordu. Zaten Eke, bir süre sonra, “Arkadaşlarımız içeride kongre için hazırlık yapıyor” diyecekti. Ancak Eke, haber değeri taşıyan ve haber için yaptığım planları bozan bir belgeyi az sonra gösterecekti. Bu belgeye göre 29 Ağustos’ta toplanan CHP Merkez Yürütme Kurulu, 38 delegeyi, tedbirli olarak il disiplin kuruluna sevk etmişti. Bunların arasında il başkanlığı için aday olduğunu duyuran Mehmet Şerif Doğru da vardı. Doğru, bir dönem il başkanlığı da yapmış çok eski bir CHP’li. Disiplin kuruluna sevk edilmesi hem adaylığının hem de kongrede oy kullanmasının önüne geçiyordu. Bunun Diyarbakır’da yankı uyandıracağı muhakkaktı.

Haber hızlı yayıldı

Nitekim haber hızlı yayıldı ve liste ile ilgili değişik yorumlar yapıldı. Belirtmeliyim ki Sertaç Eke, adaylık için ismi geçen diğer adaylarla ilgili konuşmayı etik bulmadığını belirterek, “İl başkan adayının da içinde olduğu 38 arkadaşımızın tedbirli disipline sevkini seçim yarışı ve hukuku açısından doğru bulmuyoruz” dedi. Birkaç kaynaktan bu gelişmeyle ilgili bilgiler almaya çalıştım. İlk edindiğim izlenim, Doğru’yu genel merkezin istemediği yönünde oldu. Genel merkez neden Doğru’yu istemiyor? Bu soru daha çok “yetersiz görülüyor” şeklinde karşılık buldu. Yıllardır CHP içinde siyaset yapan ve il başkanlığı yarışlarına katılan Doğru’nun seçime 10 gün kala disiplin kuruluna sevk edilmesi demokratik bir hamle olarak yorumlanmıyor. Sonuçta bir seçim olacak ve delegeler il başkanını seçecek. Kongreye tepeden müdahale, Doğru’ya muhalif olanlar tarafından da doğru bulunmadı. Yerine kayyım atanan eski İl Başkanı Gönül Özel’in de aday olması bekleniyordu. Özel, yerine kayyım atandığında karşı çıkmış ve genel merkezin kendisini desteklediğini açıklamıştı. Bu açıklama, Özel’in yeniden aday olacağını gösteriyordu. Ancak Özel, kısa süre sonra adaylıktan çekildiğini açıkladı. Özel neden adaylıktan çekildi? Genel Merkez’in desteğini mi kaybetti? Yoksa kulislerde başka gelişmeler mi yaşandı?

Abdullah Atik aday olacak mı?

Yerelin yerine Genel Merkez’in desteği ile il başkanlığına aday olmanın doğru olup olmadığını bir kenara bırakıp “Yoksa?” sorusunun peşine düşünce başka bir isim çıkıyor karşımıza: Abdullah Atik. Hatırlanacaktır, 10 Mart’ta Diyarbakır’a gelen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Atik ve 567 üyeye parti rozetini törenle takmıştı. Atik’in yıllarca AK Parti’de siyaset yaptıktan sonra CHP’ye geçmesi ilgiyle karşılanmıştı. Atik, İl Başkanı adayı olduğunu henüz resmen açıklamadı. Bu göreve talip mi, bu da belli değil. Ancak CHP’nin Atik’i İl Başkanı yapmak istediği ileri sürülüyor. CHP’nin bu şekilde “helalleşme” söylemini ve her kesimi kucaklama siyasetinin örneğini sergilemeyi hedeflediği ifade ediliyor. Atik’in il başkanlığından ziyade milletvekili olmak istediği, CHP’nin içinden bir kesimin ise buna sıcak bakmadığı da konuşuluyor. Atik, İl Başkanı olacak ve milletvekili olmasının önü alınacak. Bu basit gibi görünen proje gerçek mi ve mümkün mü, bunu zaman gösterecek. Sonuçta Abdullah Atik yıllardır siyasetin içinde ve türlü ayak oyunlarına vakıf bir isim. Şu da var: Yıllardır CHP içinde siyaset yapan delegeler Atik’i destekler mi?

CHP Diyarbakır’ı istemiyor mu?

CHP Genel Merkezi’nin Diyarbakır’a müdahalesini değerlendiren bir CHP’li, Diyarbakır’ın siyasetteki önemine vurgu yaptıktan sonra, son gelişmelerle ilgili şunları söyledi: “CHP, Diyarbakır’da bu şekilde güçlenemeyecek. Bu ya partinin ya da devletin politikası.”

Devletin böyle bir politikası olduğuna dair birçok emare var elbette. Ama bu, iktidarı hedefleyen bir partinin politikası olabilir mi?

Bu sorunun cevabını CHP’lilere bırakmak en doğrusu. Ancak bu sorunun cevabını beklemeden son yıllarda CHP’nin bölgedeki varlığını ve Diyarbakır İl Başkanlığı'ndaki gelişmeleri özetlemekte yarar var.

Siyaset analizcileri daha detaylı ve gerekçeleriyle biliyordur, CHP 1970’li yıllarda güçlü bir partiydi. 1980 darbesinden sonra, Kürt partileriyle kurduğu ittifaklar sayesinde bölgeden milletvekili çıkarmaya devam etti ancak eski gücünü kaybetmişti. Kürt partilerin desteğinden mahrum kaldığı seçimlerde bu sonuç net olarak görüldü. Diyarbakır ve bölgedeki birçok ilden milletvekili çıkaramadı, birçok belediyede CHP’li meclis üyesi yer alamadı.

CHP’nin Diyarbakır’daki son 10 yılı, izleyebildiğim kadarıyla, CHP’liler için hazin olmalıydı. Milletvekili çıkaramıyor, belediye başkanı seçemiyor, sivil toplum örgütleri içinde varlığını gösteremiyor ve belki de en önemlisi sahada kendisini hiç hissettirmiyordu. CHP’nin, birçok parti gibi, Diyarbakır’da sadece adı vardı.

Son yıllarda bir rehavetten silkinme hali gözlemlendi. 2020 yılında Gönül Özel Diyarbakır İl Başkanı seçildi. Bir kadının il başkanı seçilmesi, en başta kadın kurumları tarafından takdir edildi ve desteklendi.

Ancak ne olduysa bundan sonra oldu. 115 il delegesinin 76’sı noterden imzaladıkları dilekçelerle olağanüstü il kongresi yapılmasını talep etti ve bu talepte bulunanlar partiden ihraç edildi.

Bu arada CHP Genel Merkezi pandemi önlemleri kapsamında tüm kongreleri 16 Haziran 2021’e kadar erteledi. Önlemler kalktıktan sonra CHP, Diyarbakır hariç bütün illerde kongre yaptı. Diyarbakır’daki huzursuzluk ise devam etti ve delegeler, talep ettikleri halde bu süre içinde Diyarbakır il yönetiminin bir kez bile toplanmadığından yakınıyordu.

Sonunda rahatsızlık yargıya taşındı ve 18 Temmuz 2022’de il başkanlığına kayyım heyeti atandı. İşte CHP, 10 Eylül’deki Diyarbakır İl Kongresi'ne bu spekülasyonlarla gidiyor.

Eke: Aday olacağım

Avukat Sertaç Eke’yi unutmadım elbette. Eke, genç bir avukat ve siyasetçi. Dediğine göre 17 yaşındayken CHP ile tanışmış, 18 yaşında partiye üye olmuş. 2002-2004 yılları arasında Diyarbakır CHP İl Gençlik Kolları Başkanı, 2004-2006 yılları arasında Gençlik Kolları Genel Merkezi Merkez Yürütme Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Yurttaş Hakları Derneği kurucu şube başkanlığının yanı sıra halen Atatürkçü Düşünce Derneği Üst Kurul delegesi. Basına da uzak değil Eke. Diyarbakır’dan Sesleniş adlı parti bülteninin hazırlayıcısı ve yazarlarından. Eke ile görüşmemiz, yukarıda anlattığım gelişmelerden dolayı başka bir seyir izledi. Ancak neden il başkanlığına aday olduğunu ve il başkanı seçildiğinde partisine nasıl katkıda bulunabileceğini sordum elbette. Eke, CHP’nin Diyarbakır ve bölgedeki durumundan rahatsız olduğu için aday olduğunu söyledi. Rahatsız olduğu konuların başında parti içindeki çekişmeler geliyor ve Eke’ye göre partililer bu çekişmeler yüzünden enerjilerini sahaya yansıtamıyor, sivil toplum örgütlerinde varlık gösteremiyor, örneğin kayyımların belediyelerde yarattığı tahribata müdahale edemiyor. Eke, Diyarbakır ve bölge illerindeki seçmenin de bu ve benzeri nedenlerle HDP ve AK Parti’ye yöneldiğine dikkat çekti. Eke, adaylığını açıklamadan önce kanaat önderleriyle, akademisyenlerle görüştüğünü, Kürt meselesinden ekonomiye kadar birçok konuda projeler hazırladığını da özellikle ekledi. Parti içindeki son gelişmelere rağmen aday olmaktan vazgeçmediğini vurgulayan Eke, delegelerin kendisini destekleyeceğine inandığını söyledi.

10 Eylül’e günler kala

Avukat Sertaç Eke ile il başkanı seçildiğinde daha kapsamlı bir söyleşi yapmak sözleşmesiyle ayrıldık. Vakit ilerlemişti ancak diğer odalarda seçim için çalışanlar bürodan ayrılmamıştı henüz. Benim aklımdaysa “CHP Diyarbakır İl Başkanlığı'nda sular durulacak mı?” sorusu vardı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Diyarbakır ziyareti ve son dönem yaptığı çıkışlar bölgede sempati ile karşılanıyordu. Ancak Diyarbakır’daki CHP’liler arasındaki çekişme, spekülasyonlar ve merkezi müdahalelerin bu sempatiye gölge düşürdüğünü söylemek mümkün. 10 Eylül’e az bir zaman kaldı ancak biliniyor, siyasette saatler çok önemli ve son dakikada ciddi konum değişiklikleri yapılabiliyor. Bekleyip göreceğiz, iktidara talip olan CHP layıkıyla bir kongre gerçekleştirecek mi, diye. Kaynak: Vecdi Erbay/Gazeteduvar

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.