Yaprak dökümü

Her yılın hasat zamanı vardı duyguların kendini iyi hissettiği sakinliklerin zincirleme görüntülerin eşliğindeki sanatsal incelik yaptığı tiz sesten bir incelik

Ne tenorduk ne de bas doğaldan gelen doğala gitmeye çalışan birer emektik kimseye caka satmadan günün hanesinde kendimizce birer çizik atmaktı

Lakin biz ne kadar çaba sarf etsek de birileri de kendince aynı çaba ve görüntü içindeydi, biz çabaladıkça onlarda kendince bir çabada

Her yılın yaprak dökümü zamanı vardır duyguların kendini sıkıntıya hazırladığı bir dönemin yalnızlaşan tutunacak dalların daha da yüklenildiği direngenlik

Ve tek tek dökülür bahara güzelliğini veren yapraklar artık başka bir evrede ve başka bir değişimde dökülenler ortama uyum sağlıyordu da biz o uyumun ahengini kontrol edemedik

Ne oluyordu ise ilk günlerde oluyordu, ağır gelirdi kaybediş ve hazırlıkların tüm totalindeki ataklık veya teslimiyet, her şeye ve herkese yeni bir isim buldururdu

Çabaladığın alan senin kendin rengin ve balık hafızalı insanlar yeniden isimleniş hailini kıyaslamaktan uzak yeni bir hitabette

E bu pazardır ve ayranın kalitesi değil de ayranını iyi pazarlayanlar günün sonunda mutlu oluyordu, bazen dönüp baktığında insanlığa hayıflanmamak mümkün mü ki? Hani derler ya nereden nereye diyesi geliyor insanın.

Bazen kahramanlık destanların üretildiği saatlerin gong sesiyle başlayan sahneleri gibi; tüm hünerlerini ortaya dökerdi sonraki sahnelerin ne getireceğini bilmeden ama iradeyle yürütülen yaşam mücadelesi

Benlikte başlayan dalgalanmalar veya iç muhasebe bir süre sonra mimiklere yansıyıp nehirlerin yönü sineden dışarı fışkırmaya başlar

En kötüsü ise savaşlardaki insan kayıplarıyla yaşama işlenilen sınavların ne kadar acı verici tabloları var ise ilk günde yaşanır

Ve bunun karşılığı jest ve mimikler değildir ki bunlara ne anlam biçmek gerektiğini ancak biz süreden sonra daha bilince sağlıklı çıkabiliyor

İlk sarhoşluk, ilk hazırlığın doğurduğu sonuç ve kendince bir tablonun oluşumunda öncülüğe soyunmuş duygu neredeysen kendini iyi hissettir ve karşıma çık dedirten bakışlar

Artık cengaverler meydanı denilen sahnelerden farksız görüntüler yaşanır beynini ürettiği meydanlarda, lakin benim sınavım farklı

İşte asil olan ve olmayan sınav ile karşı karşıyayım, malzemeler kötü ve incelikten uzak hangi kaba ve vahşi hatları var ise karşımda, hünerim istenir sanatsal incelik çerçevesinde

Yardıma koşacak bütün melekelerin yol güzergahını sineme çekerim, içinde yetiştirdiğim ormanlardan geçirip biraz daha sinemde yolculuk yapsınlar diye kendimce dua ederim

Lakin ben kendimi ne böyle bir kaybedişe hazırlamışım, nede kendimi bir liderlik edasıyla meydanlarda savaşçıları savaşa hazırlayan Jeanned’Arc azizesi olmaya adamışım

Bir gün kapım çalındığında kendimce bir şeyler söyleyip ortamı idare etmeye aday bir aydın düşüncesi bu günün ihtiyaçlarına denk değil artık

İşte olan oldu ve ilk günün sarhoşluğunda kaybedişleri yaşadık, bir sonraki sahnenin bilinmezliklerinde ilerliyoruz

Herkes kendine yakışanı yapıyordu ya bir de kendine yakışmayanı yapanlara da yarıca ciğerime işlenen nakış gibi kendini gösterir

Doğal gelişen davranışların cehaleti belki çekilirdir ama paranoya kendince bir eminlik içinde ilerler ve bir lanet gibi çökerdi insanın görüntüsüne

Yüreğim bu kadar kıyaslamalara ne kadar dayanabilir bilemem ama kendimi daha zor şartlara hazırlamışım artık sen nesin ki diyesim geliyor bazen

Ben umuduma seni işlemişim ya sen ne renkteysen sevdam da o renkte her türlü yanlışa dur demek için kendinden emin, her türlü yanlışta yanlışa kaybettiren irade bu gün yine asil duruşunla yüreğimdeki umudu canlı tut

Sen benim umudumsun, sen beni bana getiren sözün tılsımındasın ve bu gün rüsva etme, rüsva edersen kaybolurum ha bir daha bulamazsın ve yalnız kalırsın dünyada

Dün yanlışa yanlış dediysem bu günde yanlış diyeceğimden emin olabilirsin, ben seni bilmem ama ben bir refleks geliştirmişim sen ne dersen de

Fevri davrandığın ilk davranışta kendime söz verdiğim gibi fark ederim ve bununda bilincesi bilinse iyi olur

Sen kendine ne rol biçersen ben seni görür öyle mizansen ederim, sen kendine ne rol biçersen o rolü kesersin bilesin

Her kes bu güne kadar bu safhadan yol alıp ilerleyerek bu güne geldi sende kendi yolunda ve kulvarındasın

Zaman akli selimlik ve sakinlik dönemi, bir kaybedersen herkes kaybeder, kazanırsan da herkes kazanır bilesin

Buna benim isteğim derim ama birde madalyonun diğer yüzünde sensin, yaşamın örgü ağı böyle işlenmiş benden sadece bir hatırlatma daha.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. Vahap Kaya Arşivi