VİDEO HABER - ‘Artık zanaata değil paraya önem veriliyor’

VİDEO HABER - ‘Artık zanaata değil paraya önem veriliyor’
https://www.youtube.com/watch?v=AMBEUS_S9oE&ab_channel=DiyarbakirYenigun Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ucuza mal edilmeye başlanan ayakkabılar, eskisini...

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte ucuza mal edilmeye başlanan ayakkabılar, eskisini tamir ettirme alışkanlığını bitirdi. İnsanların sürekli ucuz ve yeni ayakkabılara yönelmesi bir zamanların gözde meslekleri arasında yer alan ayakkabı tamirciliğini, bitirme noktasına getirdi. 60 yıldır ayakkabı tamirciliği yapan Mehmet Emin İpek, mesleklerinin artık karın doyurmadığını belirterek, bu nedenle yetiştirecek çırak bulamadıklarını vurguladı. İpek, insanların ihtiyaç sahibi olduğu için artık zanaata değil alacakları paraya önem verdiğinin altını çizdi.

Nurullah Ergün/Şirvan Oktay Görer

YENİGÜN HABER - Bir zamanların gözde meslekleri arasında yer alan ayakkabı tamirciliği, fabrikasyon üretimin her geçen gün artması ve ayakkabıların ucuza mal edilmesiyle birlikte yok olmayla karşı karşıya kaldı. Bu nedenle yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasına giren ayakkabı tamirciliği, var olma mücadelesi vermeye başladı.

Mesleklerini ayakta tutmak istiyorlar

Vatandaşların eskisini tamir ettirmek yerine yenisini tercih etmesi ayakkabı tamircilerini iş yapamaz duruma getirdi.  Yaşadıkları tüm olumsuzluklara rağmen mesleklerini ayakta tutmakta kararlı olan ayakkabı ustaları, bunun için mücadele veriyor.

Yetiştirecek çırak bulamıyorlar

Bu ustalardan biri olan Mehmet Emin İpek  , 60 yıldır Diyarbakır’ın Sur İlçesi’nde ayakkabı tamirciliği yapıyor. Çocuk yaşta başlamış olduğu mesleğini ilerlemiş yaşına rağmen sürdüren İpek, mesleğinin eski günlerini arıyor. Eski dönemlerde gece yarılarına kadar çalışmasına rağmen işleri yetiştirmediğini anlatan İpek, şimdilerde ise neydeyse iş yapamadığını söylüyor. Yetiştirecek çırak bulamamaktan da dem vuran Mehmet Emin İpek, mesleğinin içinde olduğu zorluğu Yenigün Habere anlattı.

 ‘Çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa şeklinde büyüfük’

Mesleğe çocuk yaşta başladığını kaydeden İpek, “Ben çocukken bir kunduracının yanına çırak olarak gidip işçi olarak çalıştım, onların eline baka baka bu sanatı öğrendim. Çıraklıktan kalfalığa, kalfalıktan ustalığa bu şekilde yavaş yavaş büyüdük” dedi.  1960’dan beri kunduracılık yaptığını belirten İpek, fabrikasyon üretimin her geçen gün artması ve ayakkabıların ucuza mal edilmesinin işlerini haddinden fazla etkilediğini söyledi. Mehmet Emin İpek , “Örneğin; mesela 9.50 – 10.00 ‘da dükkana geliyorum, akşam 5 – 6 da dükkanı kapatıp gidiyorum ama daha evvel ben gece on iki birlere kadar çalışıyordum ama şimdi yok maalesef adam gidiyor 50 tl veriyor bir ayakkabıya ayağına giyiyor bakıyor aynısı ama aynısı değil tabi, idare olarak yapıyor kendi kendine. Bir iki ay giyiyor sonra tekrar gidip bir tane alıyor, öyle idare ediyor. Cebinde bir 150 -200 tl bulamıyor ki adam gidip bir ayakkabı alsın. 50 lirası olduğu zaman ayakkabısı yırtılmış, sökülmüş gidiyor bir ayakkabı alıyor giyiyor ayağına, idare ediyor” diye konuştu.

‘Çıraklar gelip haftalık konusunda pazarlık yapıyor’

Mesleklerinde artık ustaların yetişmediğine dikkat çeken İpek bunları söyledi;

“Benim çok yetiştirdiğim arkadaşlar vardır. Onlar da zanaatkar yetişti, hepsi dükkan sahibi oldular ama onlar zanaatkar yetiştiremediler. Bizim çağımızdaki ustalar zanaatkâr yetiştirdi ancak sonraki ustalar ise zanaatkâr yetiştiremediler. Şimdiki çocuklar zanaattan ziyade ne kadar para alacağını soruyor, haftalık ne vereceksin diyor, pazarlık ediyor. Demiyorlar ustam bizi yetiştir bir zanaatkâr olalım, güzel bir ahlaka güzel bir mesleğe sahip olalım çünkü o da ihtiyaç sahibi onun için, o da artık sanata değil de paraya önem veriyor, geçimini yapabilmek için.  Benim yaşımdaki arkadaşların birçoğu mesleği bırakmış, birçoğu vefat ettiği için usta olarak çok az kaldık. Biz de son kuşağız.”

‘Hep idare yoluyla günleri geçirmeye çalışıyoruz’

Koronavirüs pandemisi döneminde yaşamış olduğu zorluklara da dikkat çeken ayakkabı ustası Mehmet Emin İpek sözlerini şu şekilde tamamladı.

“4 – 5  ay dükkanımı hiç açamadım. Hep evdeydim. 65 yaş yasağı nedeniyle zaten evden çıkamıyorduk, o nedenle de hep evde takılıyordum. Emekli maaşımla geçimimi sağlıyordum yoksa bu meslekteki kazancımız ancak ekmek, peynir, yeşilliğe yetiyor. Eskisi gibi değil artık eve masraf yapılabilecek bir kazanç yok.  Hep idare yoluyla günleri geçirmeye çalışıyoruz.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.