Töreyi yendi, şimdi sıra TOKİ’de

Töreyi yendi, şimdi sıra TOKİ’de
Bedensel engelli basketbolcu Ebru Akıcı, TOKİ’den aldığı 6’ıncı kattaki daireye kardeşlerinin yardımıyla inip çıkabiliyor. Çünkü iki aydır taşındığı...

Bedensel engelli basketbolcu Ebru Akıcı, TOKİ’den aldığı 6’ıncı kattaki daireye kardeşlerinin yardımıyla inip çıkabiliyor. Çünkü iki aydır taşındığı yeni binanın asansörü çalışmıyor. Sorunun giderilmesi için başvurduğu TOKİ yönetiminden aldığı cevap, “Sizi biz çıkarırız” şeklinde olmuş. Hayatı boyunca türlü belaların üstesinden gelmek zorunda kalan Akıcı, "TOKİ ruh sağlığımı da bozacak” diyor

Vecdi ERBAY

DİYARBAKIR YENİGÜN - Ebru Akıcı engelli bir basketbolcu. Onunla tanışmamız, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım sayesinde oldu. Bir video ile desteklediği paylaşımda şunları söylüyordu Akıcı: “Yaklaşık 2 aydan fazla süredir çağ dışı yöntemlerle inip çıkıyorum 6.ncı kattaki evime. Antrenmanlarıma, maçlarıma katılamıyorum. Defalarca Toki yönetimine, Cimer’e ve buradan @Toki_Kurumsal’a yazdığım halde netice alamadım.” Akıcı, devamla “İlla görsel olarak bize yaşattıkları çaresizliği sosyal medya da size sunmamız mı lazım? Evleri bize satarken engelliler için inşa ettiğinizi söylediğiniz konutlarınız bunlar mı?” diye soruyordu TOKİ’ye. Videoda tekerlekli sandalyede bir yakınının yardımıyla merdivenlerden indiriliyordu Akıcı. Video, hem Akıcı’nın hem de yakınının eziyet çektiğini yeterince gösteriyordu. Ama acaba yukarı nasıl çıkıyordu ya da çıkarılıyordu? Öte yandan Türkiye’nin her tarafından yükselen TOKİ evlerinden şikayetleri sağır sultan duydu ama bir de bedensel engelli Akıcı’dan dinlemiş olacaktık. Hem kişisel sorunlarını ayrıntılı öğrenmek hem de TOKİ evlerinde başka nasıl sorunlar var, haberdar olmak için ulaştım Ebru Akıcı’ya. Bu arada Akıcı’nın basketbola olan ilgisinin nasıl geliştiğini ve engelli sporcuların sıkıntılarını da konuşmuş olacaktık. Akıcı ile telefonda konuşabildik. Anlattıkları toplumsal ve siyasal sıkıntıların bir insanın hayatını nasıl etkilediğini gösterir nitelikte oldu.

Liseyi dışarıdan bitirmeye çalışıyor

Şimdi 35 yaşında olan Ebru Akıcı, Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı bir köyde dünyaya geldi. Köy boşaltmaların yoğun yaşandığı 1990’lı yıllarda kendi köyleri de boşaltılıyor ve ailesi Diyarbakır’a göç etmek durumunda kalıyor. Akıcı, ilkokula Diyarbakır’da akrabasının yanında başlamıştı zaten. Ailesi Diyarbakır’a yerleşince ortaokulu da burada bitiriyor. Ancak çiftçi olan babası şehir hayatına kolay alışamıyor ve köye dönüşün mümkün olduğu 1997’de tekrar köyüne dönüyor. Akıcı, “Ortaokulu Diyarbakır’da bitirdim. Ailem köye dönünce okula devam edemedim çünkü köyde lise yoktu” diyor. Ama elbette tek başına köyde lisenin olmaması değildi Akıcı’nın eğitimini yarım bırakmasının nedeni. “Aslında babam çağdaş bir insan” diyor Akıcı, “Ama akrabalarımız ‘Kız çocuğu neden okusun’ baskısı yapıyordu. Babam bu nedenle liseye Diyarbakır’da devam etmeme yanaşmadı.” Şimdi liseyi dışarıdan bitirmeye çalışıyor Akıcı. Liseyi bitirdikten sonra belki üniversite de okuyacak. Peki daha önce okumasına bir şekilde engel olan akrabaları buna razı olacak mı?

‘Töreye bir kurban lazımdı’

Akrabaları Ebru Akıcı’nın hayatına yön vermek hevesinden vazgeçmiş görünüyorlar. Bunu Ebru Akıcı sağladı ama bedeli ağır oldu. Akıcı, 19 yaşındayken amcasının oğluyla evlendirilmek isteniyor. Çok eski bir töreye göre eğer amca oğlunun rızası yoksa, kadınların başka biriyle evlenmesi mümkün olmuyor. Ebru Akıcı’nın sağlığı işte bu töreye kurban oluyor. Akıcı, 19 yaşında yaşadıklarını, kendisini ölümün kıyısına getiren olayları şöyle anlattı: “Kuzenimle evlenmemi istediler. İkimiz de daha çocuk sayılırdık. Ama biz aşiretiz, aşiretlerin gelenekleri vardır. Ben istemesem de evlenecektik. Zaten köyde bu geleneklerden dolayı akraba evlilikleri çoktur. Özellikle dışarıya kız vermek istemezler. Ben kuzenimle evlenmek istemedim ve intihar etmekten başka çarem yoktu o zaman. Ben de intihar ettim. İntiharı övmüyorum, tek çaredir demiyorum elbette ama o günkü koşullarda başka yol bulamadım. Şimdi zorla akraba evlilikleri neredeyse bitti. Demek ki törelere bir kurban lazımdı, o da ben oldum.”

GATA’da basketbol oynayanlar

Ateşli silahla yaralanıyor Akıcı. Diyarbakır’da tedavi görüyor uzun süre. Henüz artık yürüyemeyeceğini bilmiyor. Daha sonra Ankara’da, GATA’da tedavisine devam ediyor. Akıcı, “GATA’daki doktorlar asker. Bana birden artık yürüyemeyeceğimi söylediler. Bunu duymaya hiç hazırlıklı değildim. Bundan sonra 7 yıl boyunca içime, evime kapandım. Sosyal hayatım bitmişti bu süre içinde” diyor. Akıcı, GATA’da tedavisi devam ederken engellilerin basketbol oynadığına tanıklık eder. Ortaokulda okuduğu yıllarda da basketbol oynamışlığı vardır. İzlediği engelliler basketbol maçları sahaya inmek hevesine zemin hazırlar. Ancak ailesi buna yanaşmaz. Tedavinin ardından köye dönerler. Sosyal hayattan uzaklaşan Akıcı, bir arkadaşının önerisi ve desteği ile Kızıltepe Engelliler Gücü takımında kendisine yer bulur. Akıcı bunun için Mardin’in Kızıltepe ilçesine yerleşir ve 2016’dan 2018’e kadar takımla birlikte maçlara çıkar. Daha sonra şimdiki takımı Diyarbakır Bedensel Engelliler Gençlik ve Spor Kulübü Derneği’nde oynamaya başlar.

Takımın tek kadın oyuncusu

Basketbol oynadığı takımlar hakkında konuşurken öğreniyorum Ebru Akıcı’nın takımdaki tek kadın olduğunu. Diyarbakır’da bedensel engelli kadın sayısının çok olduğuna dikkat çeken Akıcı, kadınların değişik nedenlerle spordan ve basketboldan uzak durduğunu söylüyor. Kendisi de birçok bedensel engelli kadınla konuşmuş, spor yapsınlar istemiş, “Ama yeterince ikna edici olamadım, bir kadın basketbol takımı kuramadık” diyor. Kadınların spordan uzak durması nedeniyle bir kadın basketbol takımı kurulamamış Diyarbakır’da. “Memlekette kadın olmak zor, engelli kadın olmak daha da zor” diyen Akıcı, takım arkadaşlarına kendisini kabul ettirmesinin de zaman aldığını belirtiyor. Akıcı, “Takım arkadaşlarım, örneğin benim yanımda rahatça şakalaşamıyorlardı. Bu iki taraf için de iyi bir şey değildi. Zamanla alıştık birbirimize. Antrenmanlara, sahaya birlikte çıktık, deplasmana birlikte gittik ve alıştık birbirimize. Ama hala değişik sorunlar yaşıyorum. Örneğin 10 kişiyiz takımda ve maçtan sonra en son ben duşu kullanıyorum çünkü kadınlar için ayrı bir duş yeri yok” diyor.

TOKİ’den ev sahibi olmanın eziyeti

Telefonda uzun uzun konuşuyoruz Ebru Akıcı ile. Sonunda TOKİ’den aldığı evle ilgili yaşadığı sıkıntılara geliyor sıra. Akıcı, “Aslında öyle mal mülk edinmek gibi niyeti olan bir insan değilim. Ama TOKİ’nin engellilere uygun evler yaptığını duyunca, yakınlarımın da teşvikiyle ev almaya karar verdim ve son gün başvurdum” diyor. Başvuruyu ve gerekli ödemeleri yapıyor; Yenişehir Üçkuyular 808 konutlarında bir daire sahibi oluyor Akıcı. TOKİ yönetimi, dairesinin Haziran 2018’de, kullanıma hazır bir şekilde teslim edileceğini beyan etmiş. Ama dairenin anahtarını yaklaşık bir buçuk yıl sonra, Temmuz 2019’de alabilmiş Akıcı. Gecikmeyle ilgili TOKİ’nin verdiği bilgi, müteahhidin iflas edip kaçtığı yönünde olmuş. Akıcı, gecikmeli de olsa dairesinin anahtarını aldıktan sonra yaşadıklarını ise şöyle anlattı: “Anahtarı aldım ama kapıyı açamadım. Daireme çilingir çağırıp öyle girdim. Elektrik yoktu. Doğalgaz hala yok. Dairenin birçok eksiği vardı ve kullanılan malzemeler kötüydü. En kötüsü, dairenin engelliye göre tasarlanmamış olduğunu gördük. Aslında binada, giriş kapısındaki rampadan başka engelliler için hiçbir şey yoktu.”

Asansörü çalışmayan bina

Ebru Akıcı’nın dairesi 6’ıncı katta ve binanın asansörü çalışır durumda değil. Akıcı, TOKİ yönetimine, CİMER’e şikayetçi olmuş. CİMER, sorunu yönetimle konuşun, demiş. Yönetim, “Sizi biz çıkarırız” demiş. Şaka gibi ama değil. TOKİ yönetiminin bulduğu çözüm bu oluyor ve Akıcı, bu teklifin onur kırıcı olduğunu söylüyor: “Yönetime ilk bu sorunu açtığımda bana dedikleri şey ‘Biz sizi çıkarırız’ oldu. Durumun nasıl korkunç olduğunu, zihniyetin nasıl geri olduğunu görebiliyor musun? Sorunumu çözmek yerine, beni muhtaç hissettirmeye çalışmaları… Bu zihniyeti bir gün yıkacağız elbet!” Antrenmana, maça ya da tedavisi için hastaneye gideceği zaman tekerlekli sandalyeyle 6 kat iniyor Akıcı. Elbette birisinin yardımıyla. 6 kat inmek, Akıcı’nın paylaştığı videodan anlaşıldığı kadarıyla epey eziyetli. Ama 6 kat çıkmak beter bir eziyet olmalı. Akıcı, “Erkek kardeşim geliyor, beni 6 kat kucağında taşıyor” diyor. Kardeşlerine daha fazla eziyet çektirmemek için antrenmanlarını ve maçlarını ihmal etmeye başlamış. Bütün bunlara neden, TOKİ’den aldığı evin asansörünün çalışmıyor olması. TOKİ, sorunları gidermek için yeni müteahhitle anlaşmayı bekliyor. Akıcı, “Asansörün çalışmıyor olması sadece benim için sorun değil, mesela 6’ıncı katta yaşlı bir kadın oturuyor. Her gün 6 kat inip çıkmak onun için de çok zor. Ama bu benimsenmiş, insanları alıştırmışlar bu duruma. Kimse sesini çıkarmıyor ama bunu değiştirmemiz lazım” diyor.

Ebru Akıcı hepimize soruyor

Ebru Akıcı’nın sosyal medyada paylaştığı video, TOKİ yönetiminin dikkatini çekiyor. Muhtemelen iş bilmezlikten, Akıcı’nın açık adresini sosyal medyada kendileriyle paylaşmasını istiyorlar. Sonunda Akıcı’ya şöyle bir cevap veriyorlar: “Asansör ve doğalgaz sıkıntılarını giderme yönünde idare olarak gerekli hassasiyet gösterilmekte olup en kısa sürede gerekli işlemler yapılacaktır. Anlayışınız için teşekkür eder, iyi günler dileriz.” Bu beyandan kim ne anlar bilemem. Ama benim hissettiğim baştan savmacılık ve üstten bakış. Cümlelerde bir ciddiyet varmış gibi görünse de aslında yok, maksat iş yapıyor gibi görünmek. TOKİ yönetimi pişkince anlayış bekliyor ama kim bilir o asansör ve doğalgaz ne zaman çalışır hale gelecek. Ölümün kıyısından dönmüş, sosyal ve fiziksel türlü belaların üstesinden gelmiş olan Ebru Akıcı, TOKİ ile yaşadıkları sıkıntılardan sonra, haklı olarak hepimize soruyor: “Şimdi ben engelli miyim yoksa engelleniyor muyum?”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.