Sosyolog Güneş: Kadınların güveni zedelenmiş

Sosyolog Güneş: Kadınların güveni zedelenmiş
Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırtma Derneği ve Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği ortaklığı ile yürütülen TitulaArts adlı proje eğitimlerle sürdürülüyor. ...
Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırtma Derneği ve Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği ortaklığı ile yürütülen TitulaArts adlı proje eğitimlerle sürdürülüyor.  Kadın ve çocukların yaşama adapte olabilmesi için kadın hakları ve toplumsal cinsiyet alanlarında dersler verdilierini belirten TitulaArts projesinde yer alan Sosyolog Hediye Güneş, kadınların derslerde Türkiye’de karşılaştıkları zorlukları, maruz kaldıkları hakaret ve şiddeti anlattıklarını, yaşadıklarının da psikolojilerini bozduğunu kaydetti. Kadınların hiçbir kurum ve derneğe güvenmediğini anlattığını da ifade eden Güneş, “Bu yüzden kurumlara gidip de ‘bize yardım edin’ başvurularında bulunmuyorlar” dedi

YENİGÜN HABER - Ortadoğu’da yaşanan savaşlar nedeniyle son yıllarda milyonlarca kişi yerinden edildi. Özellikle son yıllarda Suriye ve Agfanistan’daki çatışmalardan dolayı yönünü Avrupa ülkelerine veren milyonlarca kişinin ilk durağı Türkiye oluyor. Bir yıldır açılmış olan Mezopotamya Göç İzleme ve Araştırma Derneği, bölge illerinde göç ve mülteci sorunlarına ilişkin çalışmalarını sürdürüyor.  Dernek, Ortadoğu Sinema Akademisi Derneği (OSAD) ile ortaklaşarak Barselona’dan iki sivil toplum kuruluşu olan “CIEMEN” ve “CREART”ın desteğiyle TitulaArts adını verdikleri projeyi hayata geçirdi. Projede, Suriye’den Türkiye’ye göç eden Kürt ve Araplara verilecek olan eğitimle ortak yaşamı örmek ve adapte olmalarını sağlamak amaçlanıyor.  Konuya ilişkin Jinnews’e konuşan TitulaArts projesinde yer alan Sosyolog Hediye Güneş, Diyarbakır ve çevresine göç eden özellikle kadın ve çocuklar için yeni bir proje hazırladıklarını söyledi.

Dersler Kürtçe ve Arapça veriliyor

Kadın ve çocukların yaşama adapte olabilmesi için kadın hakları ve toplumsal cinsiyet alanlarında dersler verdiklerini aktaran Güneş, “Eğitimlerimiz Kürtçe ve Arapça olmak üzere iki gruptan oluşmakla beraber iki ay devam ediyor. Bu eğitimlerde kadın hakları ve toplumsal cinsiyet alanında dersler vererek kadınları sahip oldukları hakları hakkında bilgilendiriyor ve ne yapmaları gerektiğini söylüyoruz. Sağlık alanında ise kadının kendi bedenini tanıma, sağlık açısından hangi konulara dikkat etmesi gerektiğine değiniyoruz. Çocuklar için ise aynı şekilde Kürtçe ve Arapça iki grup yapılarak üç ay sürecek eğitimler veriyoruz. Bu eğitimlerde çocuk ve sağlık hakları olmakla beraber aynı zamanda sanatla uğraşabilecekleri alanlar yaratıyoruz. Bunun için resim, müzik, folklor, tiyatro eğitimleri veriyoruz” bilgisini verdi.

‘Türkiye’de en çok göç etmek zorunda kalan Kürtler’

Eğitim boyunca kadın ve çocuklarla bağ kurarak güven sağladıklarını, bunun sayesinde yaşadıklarını daha rahat anlattıklarını ifade eden Güneş, kadınların anlattıkları hikayeleri kitaplaştıracaklarını da paylaştı. Türkiye’de Kürtlerin 80 ve 90’lı yıllardan bu yana en çok göç etmek zorunda kalan halklar arasında olduğunu dile getiren Hediye Güneş, “Bunlar üzerine de çalışmalar yürütmek istiyoruz. Aynı zamanda göç etme üzerine hazırladığımız ve yazdığımız kitaplarımızla bir kütüphane oluşturma hedefimiz de var. Buraya gelen kişilere göç ve mülteciler üzerinde çalışma yapmak istiyorsa rapor ve kitaplarımızı onlara göstermek istiyoruz.  Aynı şekilde çocukların da özellikle Suriye’den gelen çocukların yaşadığı trajik olayları bizlere anlatmalarıyla yaşamış oldukları travmaları daha kolay atlatmaları için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bunu da verdiğimiz eğitimlerle müzik, resim, tiyatro ve sanat alanında verdiğimiz eğitimlerle bilinçaltındaki olayların silinmesi ve yaşama daha rahat adapte olmalarını sağlamayı amaçlıyoruz” dedi.

‘Ülkemize dönmeye korkuyoruz'

Güneş, kadınların derslerde Türkiye’de karşılaştıkları zorlukları, maruz kaldıkları hakaret ve şiddeti anlattıklarını, yaşadıklarının da psikolojilerini bozduğunu kaydetti. Kadınların hiçbir kurum ve derneğe güvenmediğini anlattığını da ifade eden Güneş, “Bu yüzden kurumlara gidip de ‘bize yardım edin’ başvurularında bulunmuyorlar. Türkiye’nin çeşitli yerlerinde kadın ve çocuklara saldırılıyor. Bu olaylar olduğunda psikolojilerinin bozulduğunu görebiliyoruz. Çünkü ‘onların başına gelen olaylar bizim de başımıza gelir’ diye korkuyorlar. Kadınların kendini ne bir yere ne de bir memlekete konumlandıramadıklarını görebiliyoruz. Evsiz, mülksüz ve bir yere bağlayamıyorlar. ‘Ben bugün yaşıyorum buradayım ama yarın nerede olacağım belli değil. Başıma ne geleceği kimin saldıracağı belli değil ve bana sahip çıkıp yardım edecek kimse yok. En fazla bana sus ya da kendi memleketine git diyecekler. Başımıza gelen kötü şeylerden dolayı geldiğimiz yere geri de dönmek istemiyoruz.’ Çoğu da ‘Avrupa bizlere kapılarını açsın biz burada da kalmak istemiyoruz’ diyorlar” ifadelerini kullandı.

‘Çocuklarını dışarı çıkarmaktan endişeliler’

Aynı zamanda istismar ve şiddete en çok mülteci ve göçmen çocukların maruz kaldığını belirten Sosyolog Hediye Güneş, “Çocuk haklarından bahsettiğimiz zaman çocukların anlattıkları olaylarda büyük bir istismar olduğunu görüyoruz. Gördüğümüz en büyük istismarlardan biri de çocuklar sokaklarda oynarken şiddete uğramaları ve kovulmaları. Çocuklar bunun için sokağa çıkmaya korktuklarını dile getiriyorlar. Aynı şekilde anneler de bu konuda çocukları için endişeli ve çocuklarının sokağa çıkmalarına izin vermiyorlar. ‘Çünkü çocuklarımız çıktığında başına neler gelecekleri belli değil’ diyorlar. ‘Çocuklarımızı korumaya çalıştığımızda ise sen buralı değilsin, memleketine git’ gibi tepkilerle karşılaştıklarını aktarıyorlar” şeklinde konuştu.   TitulaArts kapsamında gerçekleştirilen eğitimlerin sonunda eğlenceler düzenlenecek, eğitim ve projelerin raporları açıklanacak.  (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.