‘Aşı olan gruplar takibe alınmalı!’

Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında aşılama çalışmaları devam ediyor. Aşılama sürecini değerlendiren Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Çetin Tanrıkulu,  “Aşı olan grupların bağışıklık takibi yapılarak ve 3’üncü doz aşı ile ilgili genel bilimsel çalışmalar yakın takip edilerek 3’üncü  doz aşının rutin uygulamaya girip girmeyeceğine karar verilmesi doğru olabilecektir” dedi

Yağmur Ensari / YENİGÜN ÖZEL- Covid-19 pandemisinin bulaş hızının azaltılması için başlatılan aşılama çalışmaları sürüyor. 21 Haziran tarihi itibariyle açıklanan verilere göre Türkiye genelinde 1’inci doz aşı olanların sayısı 43 milyona, 2’nci doz aşı olanların sayısı ise 15 milyona ulaştı. Aşılama hızının artmaya devam etmesiyle birlikte gözler 3’üncü doz aşılamaya çevrildi. Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Doç. Dr. Abdullah Çetin Tanrıkulu, şu ifadeleri kullandı: “Uygulamada 3’üncü doza gereksinim kullanılan aşıların etkinlik süresine bağlı. Ayrıca üçüncü doz cevabını klinik deney sonuçları verecektir. 3’üncü doza gerek olup olmadığı sorusunun yanıtı aşıların etkinlik oranının dışında ne kadar uzun süre koruma sağladığında yatıyor. Koronavirüsün varyantlarının aşıya karşı direnç seviyesi de diğer bir parametre olacaktır.Küresel çapta toplu aşılama çalışmaları aralık ayında, yani 6 ay önce başladı. Dolayısıyla henüz 2 doz aşının ne kadar süre koruma sağladığı tam netlik kazanmamışken, 3’üncü doz için söylenenler öngörüden öteye geçmiyor.”

‘Birleşik Arap Emirlikleri 3’üncü doza onay veren ilk ülke oldu’

2’nci doz aşı yaptıranlarda antikor seviyesinin düşük çıkması üzerine Birleşik Arap Emirlikleri’nde 3’üncü doz aşılamaya gidildiğini söyleyen Tanrıkulu, “Ülkemizde inaktif ve mRNAaşıları iki doz olarak uygulanmaktadır. Başta sağlık çalışanları olmak üzere aşılamanın başlamasından itibaren yaklaşık 6 ay geçmesi üçüncü doz aşının gerekip gerekmediği konusunda tartışmaları doğmuştur. Hastalık ve yapılan aşılar yeni olduğu için aşıların sağladığı koruyuculuk süresi ile ilgili farklı bilgiler mevcuttur. Genel olarak bağışıklığın 6- 12 ay süreceği kanaati oluşmuştur. Pratik uygulamada Pfizer/BioNTech, Moderna, Astrazeneca, Sinopram, Sinovac ve Sputnik V aşılarından, bazı istisnalar dışında 2 doz yapılırken Johnson & Johnson'ın geliştirdiği Janssen aşısından ise tek doz yapılıyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Çin'de geliştirilen Sinopharm aşısının üçüncü dozuna onay veren ilk ülke oldu. İki doz aşı yaptıranlarda antikor seviyesinin düşük olduğu rapor edilince, doz sayısı üçe çıkarıldı.  Genel olarak 6 -9 ay sonunda antikor seviyelerinin düşebildiği belirtilse de bu bilgiler hala teyide muhtaç. Pfizer/BioNTech ve AstraZeneca aşılarını kullanan Birleşik krallık sonbahar aylarında, 50 yaşın üstünde olanlar için 3’üncü doz aşılamaya geçmeyi planlıyor. İngiltere'de gönüllüler üzerinde 7 ayrı aşının üçüncü doz denemeleri yapılıyor. İlk sonuçların en erken Eylül ayında açıklanması bekleniyor” diye konuştu.

‘Peyderpey toplumun aşılanması öncelikli olmalıdır’

Tanrıkulu, 3’üncü doz aşılamadan önce 2’nci doz aşılanmaya odaklanılması gerektiğini belirterek şöyle konuştu: “Ülkemizde mevcut durumda ilk iki doz aşılamaya odaklanma, risk gruplarının öncelikli olmak üzere peyderpey toplumun aşılanması temel öncelik olmalıdır. Aşı olan grupların bağışıklık takibi yapılarak ve 3’üncü  Doz aşı ile ilgili genel bilimsel çalışmalar yakın takip edilerek 3’üncü Doz aşının rutin uygulamaya girip girmeyeceğine karar verilmesi doğru olabilecektir.  Hastalığı geçirmiş kişilerde koruyuculuk bir süre daha devam etmektedir hastalanmış sağlık çalışanlarına, riskli grup olduklarından dolayı hastalığı geçirdikten bir ay sonra; hastalığı geçirmiş diğer risk gruplarına ise hastalıktan 6 ay sonra ülkemizde aşı uygulanabilmektedir. Ayrıca hastalığı geçiren kişilerin dikkat etmesi gereken bir hususta hastalık sonrası şikâyetlerin kontrolüdür. Nefes darlığı, öksürük, terleme, yorgunluk gibi şikâyetleri olan hastaların doktor takibinde olmaları önem taşımaktadır.” (Haber Merkezi)