Pervin Buldan: ‘Dolmabahçe mutabakatının arkasındayız’

Pervin Buldan: ‘Dolmabahçe mutabakatının arkasındayız’
Nevroz kutlamalarının finali Diyarbakır’da yapıldı. On binlerce insanın akın ettiği Nevroz Alanında vatandaşlar, gönüllerince eğlendi. Büyük bir...

Nevroz kutlamalarının finali Diyarbakır’da yapıldı. On binlerce insanın akın ettiği Nevroz Alanında vatandaşlar, gönüllerince eğlendi. Büyük bir şenlik havasında kutlanan Diyarbakır Nevrozuna katılan kadınlar ise yöresel kıyafetleriyle görsel şölen oluşturdu. 7’den 70’e herkesin yerini aldığı alanda, seslendirilen şarkılar eşliğinde halaylar çekildi.  Burada konuşan siyasetçi Ahmet Türk, ulusal birlik çağrısı yaparak,  “Artık bir araya gelmenin zamanı, ortak bir hukuk oluşturmanın zamanıdır” dedi. HDP Eş Genel başkanı Pervin Buldan ise  “Amed'in sesini Anakara duysun. Biz HDP olarak Dolmabahçe Mutabakatı'nın arkasındayız. Bu meydan 2013'ün mutabakatı teyididir.  HDP diyor ki, büyük barışlara ihtiyaç var. Üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine geçireceğimizi ilan ediyoruz” diye konuştu

Bu yıl “Dem dema serkeftinê ye” sloganıyla  gerçekleştirilen Nevroz kutlamalarının finali Diyarbakır’da gerçekleştiriliyor. Demokratik Toplum Kongresi (DTK), Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) öncülüğünde Bağlar ilçesinde bulunan Nevroz Parkı’nda gerçekleştirilen kutlama için kent halkı alanı doldurdu.  Kentin merkez ilçeleri başta olmak üzere çevre il ve ilçelerden sabahın erken saatlerinde evlerinden çıkan vatandaş, Nevroz meydanına doğru yola koyuldu.  Saat 10.00'da başlayan etkinlik için Bağlar ilçesinde bulunan Nevruz Parkı etrafında 6 bin polis görevlendirildi. Kutlamaların yapılacağı alanda bazı yollar trafiğe kapatılırken, parkın etrafı bariyerlerle çevrildi. Nevroz alanında Diyarbakır Emniyeti sıkı güvenlik önlemleri alırken, dron ile canlı izleme yapıldı.

Halaylar çekildi

Nevroz kutlamasının gerçekleştirildiği Nevroz Parkı’na ulaşan vatandaşlar, 5 ayrı koldan arama noktalarından alana giriş yaptı.  Alana girişte zaman zaman vatandaşlaralar ile emniyet güçleri arasında kısa süreli gerginlikler yaşandı.  Özellikle kadınların yöresel kıyafetleriyle görsel bir şölen oluşturduğu alanda vatandaşlar, çalınan şarkılar eşliğinde coşkuyla halaya durdu.  İşçisiyle, emekçisiyle 7’den 70’e Nevroz meydanında yerini alanlar, Nevroz ateşinin yakılmasıyla büyük bir coşku yaşadı.

 ‘Kurkut davasını takip edeceğiz’

Milletvekilleri Filiz Kerestecioğlu, Murat Sarısaç, Ahmet Türk ve Sırrı Sakık ile Nevroz alanına gelen HDP Eş Genel başkanı Pervin Buldan, protokole geçmeden önce, Kemal Kurkut’u andı. Kurkut cinayetiyle ilgi dava sürecini eleştiren Buldan, davayı takip edeceklerini söyleyerek faillerin yargılanmasını istedi.

Ceylan: İrademizi sahip çıkma günüdür

Nevroz Tertip Komitesi adına ilk olarak konuşan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Zeyat Ceylan, alanı selamlayarak, “Nevroz 2 bin 600 yıllık direniştir. Biz bu görüntüye minnettarız, çok yaşa Amed. Diyorlar ki iradelerini kıracağız, irademizi kıramazlar işte Amed, işte irade. Nevroz, kültür, kimliktir, Nevroz irademize sahip çıkma günüdür” dedi.

Türk: Kürt halkının sesi yükseliyor

Daha sonra Nevroz, Kürdistani İttifak Grubu içerisinde yer alan Kürt partilerin, sahneye çıkarak kitleyi selamlamasıyla devam etti. Kürt partilerle birlikte sahneye çıkan siyasetçi Ahmet Türk, halkı selamladı. Uzun süre alkışlanan Ahmet Türk şunları söyledi;

“Rengin Amed, selam ve saygılarımı sunuyorum. Nevroz ateşinin sıcaklığıyla sizleri selamlıyorum. Kadınlar, gençler, Kürt halkının geleceği ve özgürlüğü için ayakta. Kürtlerin geleceği için her gün ayaktayız. Halkımıza teşekkür ediyoruz, direnişinizi selamlıyoruz. Nevroz bayramı Ortadoğu ve Kafkasya’da kutlanıyor. Nevroz halkımızın direnişidir. Kürt halkının sesini kısmak isteyenler yanıldılar. Kürt halkının sesi gün geçtikçe yükseliyor. Kürt siyasetçilere yönelik büyük bir zulüm uygulanıyor. Binlerce Kürt siyasetçi zindanlarda. Zindanlarda da olsa ruhları Amed Nevrozu’nda. Bugün halkımızın üzerinde bir tecrit uygulanıyor. Sayın Öcalan 5 yıldır ağır bir tecrit altında. Ailesi ve avukatları görüşemiyor. Kürt halkı bu siyaseti boşa çıkaracaktır. Yıllardır arkadaşım Aysel Tuğluk hastalığından dolayı yaşamı zor durumda. Bu durumda zindanda tutuluyor. İnsani, ahlaki bir şey kalmadı. Hastalığından dolayı bırakılması gerekirken, zulüm altında tutuluyor.

 Ulusal birlik çağrısı

Değişen bir dünya var. Artık dünyada yeni düzenlerin oluştuğu bir süreçte yaşıyoruz. Bugün Rusya ve Ukrayna savaşı aslında bizim ders çıkarmamız gereken bir savaş. Bugün Ukrayna’da geçmişte birbirleriyle mücadele eden, seçimlerde karşı karşıya gelen bütün liderler, birlik ve beraberlik içinde Rusya’ya karşı savaş vermekte. Kürtler üzerinde bu coğrafyada ağır baskılar olmasına rağmen Kürt siyasetçiler dört parçada birbirleriyle uzlaşmıyor. Amed’ten sesleniyoruz; artık bir araya gelmenin zamanı, ortak bir hukuk oluşturmanın zamanıdır. Sizler bu şekilde davranırsanız, tarih ve Kürt halkı sizi affetmeyecektir. Yeni döneme uygun siyasetin üretilmesi, demokratik siyasetin güçlendirilmesi, ortak değerler etrafında halkımızın buluşması gerekiyor. Şuna inanmanızı istiyorum. Bu iktidar gidicidir, gidecek. Bizler var olacağız, bizler hakkımızı hukukumuzu elde edeceğiz. Sonuna kadar mücadele edeceğiz.”

‘Birlik çalışması sürdürüyoruz’

Kürdistani İttifak Grubu adına konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Kürtler adına birlik çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, “Kürt dili yasaklarla karşı karşıya. Bizler Kürt ittifakı olarak, Kürtçe resmi ve eğitim dili olana kadar mücadele edeceğiz. Yüz yıldır Türkiye Cumhuriyeti tek dil, tek bayrak üzerine inşa edildi. Bizler Kürt ittifakı olarak Kürdistan’ın özgürlüğü, Türkiye’nin demokrasisi için mücadele edeceğiz. Cezaevlerinde işkence ve baskı artıyor. Sayın Öcalan ve tüm siyasi tutsakların özgürlüğünü sağlayacağız” şeklinde konuştu.

‘Kürt dili yasaklanamaz’

Azadî Partisi Genel Başkanı Ayetullah Aşiti, Kürdistani İttifak Grubu adına Kürt halkının Nevroz’unu kutladı. Enfal Suresi’nin 24’üncü ayetini okuyan Aşiti, “Ey inanlar, Allah yaşamın ve direnenlerin yanındadır. Nevroz’u kutlayabilmemiz için direnmemiz gerekiyor. Nevroz direnişi, aynı şekilde insanın canlılığıdır. Kürtçeyi yasaklayanlar, resmi ve eğitim dili olmasını engelleyenler, ilahi inancı zedeliyor. Allah’ın fıtratında değişiklik olmaz. Kürt bir annenin, Kürdistan’da dünyaya getirdiği bir çocuğun dilini yasaklayamaz. Kürt halkı, her millet gibi kendi topraklarımızda özgürce yaşamalıyız. Kürt birliği için hazır mısınız?” diye sordu.   Ardından Tutuklu DTK Eşbaşkanı Leyla Güven ve  Görevden alındıktan sonra tutuklanan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı’nın gönderdiği mesajlar okundu.

Buldan: Dolmabahçe mutabakatının arkasındayız

Daha sonra kürsüye çıkan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise Abdullah Öcalan’ın 2013 yılında gönderdiği mesajı okudu. Kitleye seslenen Buldan şunları söyledi;

“Bir milyon aşkın kişiye seslenen Pervin Buldan’ın konuşması şöyle: “Sevgili halkımız, değerli anneler, sevgili gençler, hoş geldiniz. Nevroz bayramınız kutlu olsun. Bugün Nevroz bayramıdır. Bugün kardeşlik, birlik günüdür. Nevroz dünya halkları için kutlu olsun. Sevgili halkımız, yurt içinden ve yurt dışından gelen sevgili misafirlerimiz, sivil toplum örgütlerinin değerli temsilcileri, sevgili kadınlar ve gençler, hepinizi partim adına sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. İnanın, Newroz ateşinin yandığı her meydanda, başta Amed meydanı olmak üzere, Türkiye’nin dört bir yanında, üç gündür yanan bütün Nevroz ateşleriyle, Selahattin Demirtaşlar, Figen Yüksekdağlar, Gültan Kışanaklar, Sebahat Tunceller, Aysel Tuğluklar, Selçuk Mızraklılar, Ayşe Gökkanlar, Leyla Güvenler, Hülya Alökmenler ve cezaevlerindeki bütün arkadaşlarımız bu meydandalar. Amed meydanından bütün yoldaşlarımıza sevgilerimizi, selamlarımızı gönderiyorum.  Sevgili halkımız, Deniz Poyraz ve Kemal Kurkut şahsında yaşamını yitiren bütün arkadaşlarımızı bir kez daha rahmetle minnetle anıyorum. Onların bize bıraktığı mirasa sahip çıkacağımıza söz veriyorum. Newroz diriliştir. Aynı zamanda umuttur, kardeşliktir, cesarettir. Nevroz bu topraklarda, yüz yıllardır kutlanan bir bayramdır. Bu bayramın bizlere, halkımıza, hepimize barışı, adalet, demokrasiyi getirmesini yürekten temenni ediyorum. Nevroz ulusal birlikte bütünleşmektir. Nevroz kadınlardır, gençlerdir, gençliktir. İşte bir kez daha hepinizin bayramı kutlu olsun. Nevroz pîroz be.

‘Amed tarih yazdı’

Sevgili halkımız, Nevroz sadece Kürtlerin değil, bugün her yerde direnen işçilerin, emekçilerin, milyonların bayramıdır. Nevroz aynı zamanda zalimlere boyun eğmeyen mazlumların bayramıdır. Onurlu bir yaşam için mücadele eden halklarımızın bayramıdır. Her dilden halay, türkü, horondur. Bir kez daha hepinizin Nevrozu’nu yürekten kutuluyorum. Bugün Amed halkı bir kez daha tarih yazdı. Sizler bir kez daha Nevroz’da hiç kimseye boyun eğmediğinizi gösterdiniz, tarih yazdınız. Bu tarih elbette demokrasinin, barışın, adaletin bir yol haritasıdır. Bu yol haritasına hep birlikte sahip çıkacağız. Asla adaletten, barıştan, demokrasiden vazgeçmeyeceğimizi, sizler bir kez daha ilan ettiniz. Barış, eşit ve ortak yaşamda sonuna kadar kararlı olduğunuzu bir kez daha dünyaya gösterdiniz, Türkiye halklarına gösterdiniz.

‘Şimdi kazanma zamanı’

Herkes bu meydana iyi baksın, buradan çıkan mesajları iyi okusun. Ankara bu meydanı görsün, Ankara Amed’i görsün. Sizler Şimdi kazanma zamanı diyerek, büyük bir fotoğrafın çıkmasını sağladınız. Tarihi, kimliği, kültürü yasaklı, bu düzeni kabul etmeyeceğimizi bir kez daha herkese gösterdiniz. İnkarla, yok saymayla, kayyımla, cezaevine koymakla, katletmekle, bizleri bitiremeyeceklerini bir kez daha gösterdiniz. Bu yüzyıl büyük acılarla geçti, tarihe zulümlerle geçti, cezaevlerine atılan siyasetçilerle geçti, kayyımların iradeyi gasp etmesiyle geçti. Önümüzdeki yüzyıl tarihin bir kez daha tekerrür etmeyeceğine bu alanda bir kez daha söz veriyoruz.  Sevgili Amedliler, 9 yıl öne 2013 tarihine bu meydanda bir mutabakat metni okundu. Bu metin tarihi bir çözümün yol haritasıydı. İmralı’da Sayın Öcalan’ın kaleme aldığı bu deklarasyonu, bu mektubu, ortak geleceğin birlikte kurulacağını ilan eden bir mektubun okunmasının üzerinden 9 yıl geçti. 9 yılda yaşananlar, çözüm mektubunun aciliyetini bugüne kadar yaşananlarla bizlere gösterdi. HDP ve Kürtler olarak 2013 yılında, Amed Nevrozu’nda okunan mektubun arkasında olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Çözümden korkan bir iktidarın bu ülkeyi ne hale getirdiğini hepimiz gördük, hepimiz tanıklık ediyoruz. Bu iktidar aklı, barışa tecrit uyguladı. Bu iktidar. Aklı demokrasiye tecrit uyguladı, halkların kardeşliğine, kimliğimize, dilimize tecrit uyguladı. Demokratik siyasete karşı olan bir iktidar var. İşte bu ülkeyi bugün getirdikleri durum ortada. Bu ülkenin halklarını, emekçisini, kadınını, gencini, açlığa işsizliğe mahkum eden bir iktidar var karşımızda. Bu iktidarın yaptığı bütün zulümlere, haksızlıklara, hukuksuzluklara karşı hep birlikte ses çıkarmaya, itiraz etmeye, bu iktidarı göndermeye buradan bir kez daha söz veriyoruz.   Geldiğimiz noktada bize zulüm ettiler, zor kullandılar, başaramadıklarını da biliyorlar. Bir kez daha diyoruz ki, bu halk bu meydanda olduğu sürece siz asla başaramayacaksınız, kazanamayacaksınız. Bugün bu meydan onun teyididir. 2013’teki mutabakatın arkasında olduğunun teyididir. Bu meydan, Sayın Öcalan’a uygulanan tecridi kabul etmediğimizin teyididir.

‘Büyük barışa ihtiyaç var’

Sevgili halkımız, bizler, Kürt halkı olarak, Türkiye halkları olarak, HDP olarak, barışın bir kez daha ne kadar önemli olduğunu, sadece Türkiye’de değil, tüm dünyanın bir gerçeği olduğuun bir kez daha ilan ediyoruz. Ukrayna savaşı bizlere bir kez daha göstermiştir. Bunun için HDP olarak diyoruz ki büyük barışlara ihtiyaç var. Büyük barışlar sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde hayata geçmek zorundadır. Büyük barış için, halklarımızın ortak geleceği için her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğumuzu bir kez daha ilan ediyoruz. Barışın etrafında büyük bir kenetlenmeye ihtiyaç olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz. Türkü ile, Kürt’ü ile, Laz’ı ile, Çerkesi ile, Arap’ı ile bu topraklarda yaşayan bütün halklarla birlikte büyük barışın aciliyetini bir kez daha buradan duyuruyoruz. Barış bu ülkeye, bütün ülkelere geldiği zaman, arkasından nelerin geleceğini biliyoruz. Savaş acı ve gözyaşıdır; barış yaşamdır, gelecektir, umuttur. Büyük barışın tam zamanı, şimdi barış, hemen barış, büyük barış diyoruz.  Barıştan başka bir çıkar yol olmadığını iyi biliyoruz. Türkiye’de siyaset yapan herkesin temel gündeminin barış olması gerektiğini söylüyoruz. Siyaset ve parlamento bunun için vardır. Herkes elini taşın altına koymalı. Sevgili halkımız, bu ülkenin en büyük sorunu Kürt sorunudur. ‘Kürt sorunu yoktur’ diyerek bu sorun çözülmez, ‘çözdük’ diyerek çözülmez. Korkarak değil, silerek değil, cesaretle, umutla, Türkiye halklarının geleceği için, Kürtlerin geleceği için Kürt sorununun acilen çözümüne ihtiyaç var. Yaşanan bütün krizlerin çözümü için elimizi taşın altına koymaya hazırız.

‘HDP anahtar bir partidir’

HDP anahtar bir partidir. Ülkede kilitlenmiş bütün sorunların çözümü için sorumluluk almayı bilen bir partiyiz. Bunu da hayata geçireceğimizi özellikle ifade ediyoruz. İnkarla, baskıyla, zorla, cezaeviyle bu sorunlar çözülmez. Eğer bir halkın iradesini cezaevlerine koyarsanız, kayyımla gasp ederseniz, dil uzatırsanız, işte o zaman Kürt sorunu çözülmez. Sorunun çözümü birbirimizi anlayarak, güç vererek, bu yol ülkeyi barışa götürür. Çünkü inkar ve baskıyla, yok saymayla, işte gördünüz bu meydanları boş bırakmayı asla beceremezsiniz. 8 Mart’larda kadınlar alanlarda, meydanlarda, Türkiye’nin her yerine zılgıtlarıyla asla diz çökmeyeceklerini, bu ülkede kadın katliamlarının bir daha yaşanmaması için, şiddetin son bulması için, bu meydanları boş bırakmayacaklarını gösterdiler.  3 gündür Türkiye’nin her yerinde milyonlarca insan size bir kez daha gösterdi: Size boyun eğmeyeceğiz, size biat etmeyeceğiz, sizin önünüzde diz çökmeyeceğiz. Elbette bu sorunları, toplumla çözeceğiz. Omuz omuza, yürek yüreğe, her türlü baskıya rağmen, asla taviz vermeden, korkmadan, cesaretle bütün bu sorunları çözmek için birliğimizi ve beraberliğimizi, mutlaka direnerek sonuna kadar götüreceğiz. HDP olarak 27 Eylül 2021’de açıkladığımız deklarasyonun arkasındayız. Türkiye’de adalete, demokrasiye, büyük anlamda yol açacak bir deklarasyondu. Bizimle olmayan her kesime, her inanca, herkese buradan bir kez daha çağrı yapıyoruz. Sorunların çözümünün halkla, toplumla olacağına inanıyoruz. Bu ülkeye barışı getireceğiz, demokrasiyi, adaleti biz getireceğiz. Her türlü özgürlüğü biz getireceğiz. Halkımızla birlikte, sizlerle birlikte getireceğiz. Bir kez daha bu Nevroz’un adalete, barış ve özgürlüğe vesile olmasını temenni ediyorum. Herkesin Nevroz’unu yürekten kutluyorum.”

Gülbahar Altaş / Tarık Othan / Ahmet Baran

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.