Mülteci kadınların ağır yükü!

Mülteci kadınların ağır yükü!
Suriye savaşından kaçarak, Türkiye' ye yerleşen milyonlarca mülteci, evlerini, yurtlarını bırakıp, yabancı oldukları bir dünyada yaşam mücadelesi...

Suriye savaşından kaçarak, Türkiye' ye yerleşen milyonlarca mülteci, evlerini, yurtlarını bırakıp, yabancı oldukları bir dünyada yaşam mücadelesi veriyor. Yoksulluğun ağır yükünü sırtında taşıyan göçmen kadınlar birçok farklı sektörde çalışarak hayata tutunmaya çalışıyor. Savaştan dolayı göç etmek zorunda kalan milyonlarca isimden biri olan Yesmin, Diyarbakır’ın cadde ve sokaklarını gezerek kağıt topluyor. Buradan elde ettiği gelirle çocuklarının geçimini sağlayan Yesmin, Koronavirüs salgınına karşı ise boynundaki mor yazmasıyla önlem alıyor

Şehriban ELEFTOZ/Yenigün Özel

DİYARBAKIR YENİGÜN - Ülkelerinde yaşanan savaş nedeniyle Türkiye’nin birçok iline göç etmek zorunda kalan Suriyeli mültecilerin yaşadığı sorunlar bir türlü bitmiyor. Gittikleri yerlerde hayata tutunabilmek için büyük bir mücadele veren Suriyeli mülteciler, ağır yaşam koşulları ile karşı karşıya kalıyor. Kimi mülteciler, büyük şehirlerin barınma koşulları elverişli olmayan evlerinde yaşam savaşı verirken, kimileri kamplarda hayata tutunmaya çalışıyor.

Kağıt toplayarak çocuklarına bakıyor

Resmi rakamlara göre 3 milyon 613 bin Suriyelinin yaşadığı Türkiye’de mülteciler arasında en büyük zorluğu ise yine kadın ve çocuklar çekiyor.  Yoksulluğun ağır yükünü sırtında taşıyan göçmen kadınlar birçok farklı sektörde çalışarak yaşam mücadelesini sürdürüyor. Bunlardan biri de 4 çocuk annesi Suriyeli Yesmin. Ülkesindeki savaştan kaçar Türkiye’ye göç eden ve Diyarbakır’ın Bağlar İlçesi’ne yerleşen Yesmin, burada tutuğu bir evde ailesiyle birlikte hayatta kalmaya çalışıyor. Şehrin cadde ve sokaklarını gezerek kağıt toplayan Yesmin, elde ettiği gelirle çocuklarına bakıyor.

Bir çocuğu kucağında üç çocuğu da etrafında

Kağıt toplama arabasını köşeye koyup, bir çocuğu kucağında üç çocuğu da etrafında gezinen Yesmin’e bir kaldırım kenarında, çocukları ile birlikte oturup, dinlenirken rastladım. Her gün kocaman bir çuvalı, iki tekerlekli el arabasıyla arkalarında sürükleyen kağıt toplayıcıların hayatı zaten zor,  ama onunki ayrıca zor.  Koca çuvalı sırtına alıp sürüklemek bir yana, aynı anda bakıma muhtaç, dört çocuğuna da bakıyor. Yesmin'in yanına gidiyorum. Kürtçe veya Türkçe bilip bilmediğini sorduğumda çok az Türkçe bildiğini söylüyor, ardından sohbete başlıyoruz. Sözcüklerin yetmediği yerlerde ise el ve mimiklerimizi kullanıyoruz. Yüzündeki tebessüm ile çocuklarının adını söyleyerek, çocuklarıyla tanıştırıyor beni.

 ‘Çok zor geçiniyoruz’

Savaşta ailesinden iki kişiyi kaybeden Yesmin, aynı zamanda eşinin de kağıt topladığını söylüyor. Bu işten elde ettiği kazancın yetmediğini anlatan Yesmin, “Karton kilosu 50 kuruş, naylon ise 1 TL. Ancak işimiz çok az. Devlet kişi başına 100 TL yardım veriyor, bu da yetmiyor. 300 TL kira ödüyoruz. Çok zor geçiniyoruz” diyor.

Koronaya karşı mor yazmalı önlem

Yesmin’e salgına karşı herhangi bir önlem alıp almadığını sorduğumda, başındaki mor yazmayı göstererek, “Bununla burun ve ağzımı kapatıyorum. Allah inşallah korur bizi”  şeklinde cevap veriyor. Yesmin, savaştan dolayı göç etmek zorunda kalan ve salgın sürecinde çöplerde kağıt toplayarak hayatını riske atan binlerce kişiden biri sadece.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.