VİDEO HABER - Bu atölyede ağaçlar tınıya dönüşüyor!
Diyarbakır’da kendilerine hitap eden Bağlama Atölyesi bulamayınca kolları sıvayan iki arkadaş, İstanbul’da işin ehli ustalardan bağlama yapma zanaatını öğrendi. Daha sonra Diyarbakır’da kendi atölyelerini kuran Yunus Çelik ve Adar Bozaner isimli arkadaşlar, burada ağacı tınıya dönüştürmeye başladı. Atölyelerinde işlerini büyük bir özveri ile yapan iki arkadaş, mesleklerinin zahmetini gördükçe zanaatlarına olan bağlılıkları arttı
Nurullah Ergün/Şirvan Oktay Görer
YENİGÜN HABER - Yeryüzündeki birçok kültürün yüzyıllardır kalbinde derin bir yere sahip olan Bağlama (Saz), ustalarının ellerinde şekilleniyor. Özellik dut, kestane, maun, venge, paduk ve kelebek gibi ağaçlardan üretilen Bağlama, büyük bir emeğin sonucunda ortaya çıkıyor. Ağacın tınıya dönüştürdüğü bir enstrüman olan Bağlama, zahmetli bir sürecin ardından meraklısına ulaşıyor. Bu işi yapan Bağlama ustaları ise zanaatlarına gönülden bağlanarak üretim yapıyor.
Bağlama zanaatını İstanbul’da öğrendiler
Bunlardan biri de Diyarbakırlı iki arkadaş. Yunus Çelik ve Adar Bozaner isimli arkadaşlar, Diyarbakır’da kendilerine hitap eden Bağlama Atölyesi bulamayınca bu işi ehlinden öğrenmek için kolları sıvadı. Farklı zamanlarda İstanbul’a giderek Bağlama Zanaatını işin ustalarından öğrenen iki arkadaş, daha sonra Diyarbakır’a dönerek Bağlama Atölyesi kurdu. Mend ismini verdikleri atölyelerinde üretime başlayan Yunus ve Adar, bu mesleğe nasıl başladıklarını Yenigün Haber’a anlattı.
‘Bu işi yapmak hayalimizdi’
Mesleğine küçük tamiratlar yaparak başladığını belirten Yunus Çelik, “Daha sonra kendimi bu meslekte geliştirmem gerektiğini hissettim ve bende enstrüman yapma isteği başladı. Daha sonra İstanbul’da iyi ustalarla eğitim alarak, onların yanına gidip çalıştım. Bir şekilde mesleğin erbabı olmaya çalışıyorum. Bağlama yapan ustalara gerçekten ihtiyaç vardı. Bu ben ve bir arkadaşımın fikriydi zaten bizim hayalimizdi de diyebilirim. Bu şekilde Diyarbakır’da bir atölye kurmayı düşündük. Atölyenin buradaki insanlara bir alternatif olacağının fikriyle başladık bu işe” dedi. İnsanların artık enstrümanlarını tamir ettirmek için başka şehirlere göndermek zorunda kalmadığını kaydeden Çelik, “İnsanlar bunu yokluğunu çok fazla yaşadığı için ilgi de gün geçtikçe daha fazla artıyor. Alternatif olma biraz da bu. Mersin, İstanbul, İzmir gibi, şehirlere enstrümanlarını göndermek yerine bizi daha çok tercih ediyor Diyarbakır’ın yerel halkı” diye konuştu.
‘Zahmetini gördükçe bağlılığım artıyor’
Yapmış oldukları müzik aletlerini de anlatan Yunus Çelik şunları söyledi; “Biz burada Kopuz, Dede Sazı, 3 Tel Saz, Uzun Sap Bağlama, Kısa Sap Bağlama, bu tarz enstrümanlar yapıyoruz. Yeni olduğumuz için daha pratik olarak net başladığımız bir durum değil ama bunların hepsini yapmayı istiyoruz ve yapacağız da. Bu mesleğin tozunu, zahmetlerini gördükten sonra ona olan bağlılığım da her geçen gün artıyor.”
‘Diyarbakır’da bize hitap eden atölye yoktu’
Diyarbakır’da kendilerine hitap eden bir atölyenin olmadığını savunan Adar Bozaner ise bu mesleğe nasıl başladığını şu sözlerle anlattı; “11 yıldır bağlama çalıyorum, son bir yıldır da bağlama yapım işiyle uğraşıyorum. Daha önceden ben zaten Diyarbakır’da bağlama dersleri veriyordum. O dönemlerde enstrümanımız en ufak bir şekilde arızalandığı zaman tamir için başka illere göndermek zorunda kalıyorduk çünkü Diyarbakır’da bu işi yapan bir atölye yoktu. Olanlar da bize hitap etmiyordu. Bir deyim vardır ‘başkasının atına binen aslında yayadır’ bu söylemden yola çıkarak hareket ettik ve bu atölyeyi açtık. Bu işe de merakım yüzünden başladım zaten bağlama çalıyordum. Bu işin ustalarıyla sürekli oturur onlarla sohbet ederdim, onlardan bu işi öğrenmeye çalışırdım, bu şekilde merakım giderek arttı. Sonra İstanbul’a gittim ve orada iyi bir usta ile çalıştım, bu şekilde işi öğrendim ve Diyarbakır’a dönerek arkadaşımla bu atölyeyi kurduk.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.