‘Kentte günde 300 kişinin testi pozitif çıkıyor’

‘Kentte günde 300 kişinin testi pozitif çıkıyor’
Günde 300 kişinin PRC testinin pozitif çıktığı kentteki hastanelerde 600’ü aşkın hastanın bulunduğunu açıklayan Diyarbakır Sağlık Platformu, tedbirler...

Günde 300 kişinin PRC testinin pozitif çıktığı kentteki hastanelerde 600’ü aşkın hastanın bulunduğunu açıklayan Diyarbakır Sağlık Platformu, tedbirler konusunda uyarılarda bulundu

DİYARBAKIR YENİGÜN - Diyarbakır Sağlık Platformu, Koronavirüs’e ilişkin güncel verileri Diyarbakır Tabip Odası'nda düzenlediği basın toplantısıyla paylaştı. Sağlık örgütlerinin temsilcilerinin katıldığı basın toplantısında konuşan Diyarbakır Tabip Odası Başkanı Elif Turan, salgının ilk dalgasının bastırılamadığını belirterek,  "İlk dalga beklenenin ötesinde daha dalgalı bir seyir izlemektedir. Bulaşıcılığı yüksek olan, etkili bir aşısı ve bilinen bir tedavisi olmayan salgın etkeni virüsün, toplumsal düzeyde bulaşıcılığa devam etmektedir" diye konuştu.

Vaka artışı

Bölgede yaşanan vaka artışına dikkat çeken Turan, Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılan aylık, haftalık ve günlük raporlar ile Twitter paylaşımlarının Bölge illerinde durumun ne kadar kötü olduğunu gösterdiğini söyledi. Resmi istatistiklerde Haziran ayı ortalarından sonra en çok vaka artışının Bölge illerinde olduğunu belirten Turan, "Hıza çevrilmiş istatistiklerde Güneydoğu Anadolu bölgesi zirveye oturmuştur. 20-27 Temmuz itibarıyla yeni vaka insidansı (görülme sıklığı) Güneydoğu Anadolu bölgesinde yüz binde 16,6 olup Türkiye ortalamasının (yüz binde 8.0) iki katından fazladır. Son günlerde paylaşılan yeni vakaların üçte biri Bölge illerine ait olduğu da izlenmektedir. Bölgede yeni vaka sayıları, hastaneye yatışı yapılan hasta sayıları ve yoğun bakımda yatan hasta sayıları artamaya devam etmektedir. 9 Haziran da en az seviye inen vaka sayısı ilimizde ve bölgemizde logaritmik olarak artmaya devam ediyor" diye konuştu.

‘Test sayılarında yüzde 22'lik azalma’

Türkiye genelinde salgın ile yaratılan başarı algısının gerçekliği yansıtmadığını ileri sürfen Turan, vaka sayılarındaki azalmanın test sayısındaki azalmanın bir yansıması olduğunu iddia etti. Son günlerde test sayılarında yüzde 22'lik bir azalmanın olduğunu savunan Turan, bunun sonucunda vaka sayısında yüzde 23'lük bir azalmanın yaşandığını söyledi. Yetkililer tarafından gerekli önlemlerin alınmadığını iddia eden Turan, "Yoğun Bakım Ünitelerinde (YBÜ) takip edilen hasta sayısında ve Covid-19 hastalığı sonucunda kaybettiğimiz hasta sayısında büyük bir artış ile karşı karşıyayız. Sürecin şeffaf yürütülmemesi sonucunda il düzeyinde hasta sayılarına ilişkin rakamlar verilmese de sağlık bakanlığının sosyal medya üzerinden yaptığı kısıtlı açıklamalarda da yansıması görüldüğü üzere ilimizde en fazla vaka sayısının görüldüğü, YBÜ yatan hasta sayısının en fazla arttığı iller arasındadır. Bölgemizdeki diğer illerde durum farklı değildir. Nitekim 2 gün önce basına yansıdığı kadarıyla ilimizde bulunan bir hasta (Şeref Yıldız)  çevre illerde dahi YBÜ’de yer bulanamadığı için Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirmiştedir. Bu tabloyu son birkaç günün basında çıkan haberlerin desteklediğini de görüyoruz. Üç gün önce sadece Silvan ilçemizin bir mahallesinde Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısının 10’u geçtiği belirtilmiştir” ifadelerini kullandı.

‘Hastanelerde 600 hasta yatıyor’

Kent hastanelerinde halen 600 üzerinde hastanın yattığını, bunlardan 100'e yakının Yoğun Bakım Ünitesinde olduğunu kaydeden Turan, "Ulaşabildiğimiz kadarıyla İlimizde son 1 hafta içerisinde her gün ortalama 300’ün üzerinde PCR testi pozitif hasta saptanmaktadır. Bu rakam sağlık bakanlığının açıkladığı verilere göre, Türkiye genelinde pozitif olduğu ifade edilen tüm hasatlarının 1/3’ünü oluşturmaktadır. İlimizde salgından kaynaklı vaka sayısı son günlerde olağanüstü artış göstermiştir. Yaklaşan bayram ziyaretleri, yaratılan başarı algısının yol açtığı ‘aşırı normalleşme’, okulların açılacak olması, influenza sezonunun başlayacak olması, sağlık çalışanlarının yorgunluğu gibi faktörlerin hasta sayısını daha da arttıracağını öngörmekteyiz.  Dünyada Aktif hastalarda YBÜ yatan hasta sayısı %1,5, Türkiye’de ortalama  %10 iken ilimizde bu sayı %15 in üzerindedir.  Vaka sayısındaki artışın bu hızla devam etmesi durumunda istenmeyen sonuçlara yol açabilecek, şu anda tam kapasite çalışan, Kamudaki YBÜ de yer bulunmayan ilin sağlık alt yapısının daha fazla zorlanmasına neden olacak ve daha fazla kişinin yaşamını yitirmesine yol açacaktır" ifadelerini kullandı.  İllerindeki vaka artışlarıyla birlikte enfekte sağlık çalışanı sayısında da hızlı bir artışın olduğunu kaydeden Turan, "Tespit edebildiğimiz kadar en az 296’ın üzerinde sağlık çalışanının Covid testi pozitif olarak raporlanmıştır. Hastalığın özellikle bölgede ve ilimizdeki yayılma hızına bakıldığında önümüzdeki haftaların çok kritik öneme sahip olduğunu öngörmekteyiz. Hasta sayısının hızla artabileceğini, sağlık sisteminin taşıyamayacağı çok sayıda başvuruların olabileceğini ve sağlık çalışanlarının ciddi risk altında olduğunu ön görmekteyiz" dedi.

Alınması gereken tedbirler

Dr. Turan, alınması gereken tedbirleri 21 madde olarak sıraladı:

“* Dünya sağlık örgütünün önerdiği ve salgını kontrol altına alabilen ülke örneklerinde de görüldüğü üzere Temaslıların da taramasını içerecek şekilde, ivedilikle günlük yapılan Test sayıları artırılmalıdır. Maske-Fiziksel mesafe-Hijyen ile önlem alınması önemlidir ancak yeterli değildir. Yakalanan vakaların tüm temaslılarına mutlaka test yapılması gerekmektedir, aksi halde yaşanan hasta artışın önüne geçilmesi mümkün olamayacaktır.

* Testi pozitif saptanan kişilerin mutlak izolasyonları sağlayacak denetim mekanizmaları kurulmalı, bu kişi ve ailelerinin yaşamları idame ettirebilmeleri için gerekli sosyal ve ekonomik destek sağlanmalıdır.

* Kentin test olanaklarının uygunsuz kullanımının önüne geçilmeli, testler temaslıları da içerecek şekilde yaygın olarak bilimsel ölçütlere uygun yapılmalıdır.

* Test pozitif saptanıp eve gönderilen hastaların takibi özenli bir biçimde yapılmalı, gerekli destek tedavilerin verildiğinden emin olunmalıdır. Salgın nedeniyle çalışamayacak, salgının özel olarak mağdur ettiği bütün yurttaşları gözeten bir sosyal devlet anlayışını benimsemesinin tarihsel bir zorunluluk olduğu unutulmamalıdır. COVID-19 Pandemisi ile mücadele, evde kalmak zorunda olan, asgari yaşam ihtiyaçları için maddi olarak desteklenmesi gereken yurttaşımızın bu ihtiyaçlarının karşılanmasını da içermelidir.

* Hastane dışında birbirine yakın çalışmak zorunda olan OSB gibi emekçilerin çalıştığı alanlarda tarama üniteleri kurulmalıdır.

Bilgilendirme toplantıları

* Tüm vatandaşlara yeterli düzeyde maske ücretsiz olarak dağıtılmalıdır. Maskenin uygun biçimde kullanımı da dahil olmak üzere Pandemiyi kontrol altına almak için halka yönelik gerekli bilgilendirme çalışmaları yapılmalıdır. Yazılı ve görsel medyanın kullanımı, mahalleler düzeyinde emek meslek örgütlerinin de katılımı ile bilgilendirme toplantıları yapılmalıdır.

* Halk sağlığı yöneticilerinin liyakata göre değil itaate göre görevlendirilmesi ilimizdeki salgın ile mücadeledeki başarısızlıkta bir diğer etkendir. İlimizde oluşturulan İl Pandemi Kuruluna ilimizdeki sağlık meslek örgütlerinin katılımı ivedilikle sağlanmalıdır. Süreç tümüyle şeffaf ve koordinasyon içerisinde yürütülmeli, il düzeyinde var olan koordinasyon masasına Sağlık platformunun temsilcileri de alınmalıdır.

* Tüm hastalıklarda olduğu gibi COVID-19 enfeksiyonu ile mücadelenin en iyi ve akılcı yolu hastalığın ortaya çıkmasına engel olmaktır. Hastalığı engellenmenin en iyi yolu kişisel hijyen kurallarına uyulması, ağız ve burnu kapatacak şekilde maske kullanımı, fiziksel mesafe kuralına uyulması ve kapalı mekanlarda bir araya gelişin engellenmesidir.  Tüm uyarılara rağmen ilimizde de bunun öneminin yeterince anlaşılamadığı, günlük yaşam içerisinde bu kurallara dikkat edilmediği gözlemlenmektedir. Bu kuralların pandemiyi önlemedeki rolünü BİR KEZ DAHA ÖNEMLE HATIRLATIYORUZ. Ancak salgın ile mücadelede sadece bireysel önlemlerin yeterli olmadığını da tekrar vurgulamak istiyoruz.

* Salgının erken döneminde anlaşılabilir nedenlerle, verili bilgilerle oluşturulan ilaç yaklaşımı (Plaquenil kullanımı gibi) gelinen aşamada güncellenmelidir. İlaçların hastane içi ve hastane dışı kullanımına ilişkin uygulamalar bilim insanlarının önerileri doğrultusunda güncellenmelidir. Geçen süreç içerisinde hastalara uygulanan ilaçların etkileri ile ilgili sonuçlar bilim dünyası ve kamuoyu ile paylaşılmalıdır.

* Başta COVID şüpheli veya pozitif hastalarla temas edenler olmak üzere ildeki tüm sağlık çalışanlarının hızlı bir şekilde taramadan geçirilmeli, test yapılmadan başka servis ve birimlerde görevlendirilmemelidir.

* Hastalıkla en ön safta mücadele eden Sağlıkçılar en büyük risk grubunu oluşturmaktadır. Bu süreçte hastalığın bulaş riski nedeniyle eve gitmek istemeyenlere otel, yurt ve misafirhanelerde kalabilme olanakları sağlanmalıdır.

* Sağlık çalışanı sayısı ivedilikle arttırılmalı ve çalışma yaşamı, vardiyalı olarak yeniden planlanmalıdır.

* Bu süreçte hasta kişilerle karşılaşmamıza ve hastalığın yayılmasına neden olacak açık yada kapalı mekanlarda sosyal ve kültürel faaliyetlerin (ev ziyaretleri, düğün, nikâh, nişan, mevlit, piknik vb.) kısıtlanması-ertelenmesi, Toplumsal hareketlilik azaltılması kamu otoritesince sağlanmalıdır.

* Epidemiyolojik verilere uygun filyasyon çalışmaları yapılmalıdır.

* Toplu taşıma araçları, alış-veriş merkezleri gibi yerler de Fiziksel mesafe kurallarına (En az 2 metre uzaklık) uygun düzenlenmelidir.

İletişim desteği

* Toplumsal kültürümüzün en önemlilerinden olan bayramlaşmayı bu bayramda da yapılmamalı, teknolojik iletişim kanallarını (telefon, SMS, WhatsApp) kullanarak bayramlaşma sağlanması için yurttaşlara iletişim desteği sağlanmalıdır.

* Kurban kesme ve dağıtımında hijyen kurallarına uygun, toplu bir araya gelişler önlenerek yapılmalıdır.

* İlimizde yürütülen sağlık hizmetlerinin yetersizliği, sağlık emek gücündeki yetersizlikler, istikrarsızlık, ayrımcılık gibi sorunlar ile birlikte salgınla da mücadele edilmeye çalışılmaktadır. Salgın kontrolünde önemli bir yere sahip olan birinci basamak sağlık hizmetlerinin yapboz tahtasına dönüştürülerek işlevsizleştirilmesi salgın ile mücadeledeki başarısızlığın diğer bir nedenidir. Salgın yönetiminde en kritik rolü üstlenen birinci basamak sağlık hizmetlerine öncelik verilmeli ve mevcut yükü taşımakta zorlanan birinci basamak sağlık kurumlarında başta nitelikli kişisel koruyucu malzeme olmak üzere, yaşanan sıkıntılar giderilmelidir.

* Her yıl Eylül ile başlayan İnfluenza (grip) mevsiminde bu yıl farklı olarak COVID-19 pandemisi ile influenza aynı zaman diliminde bir arada yaşanacaktır. İnfluenza aşısı çok yaygın yapılmalı ve kamusal bir sorumlulukla ücretsiz temini üstlenilmelidir. Yeterli aşı stoku erken olarak sağlanıp, başta sağlık çalışanlarına olmak üzere aşının mümkün olan en erken dönemde yapılması sağlanmalıdır.

Toplumun katılımı

* İzolasyon süreci ve bitimi konusunda farklı uygulamalar ile karşılaşılmaktadır. Bu uygulamalara dayanak oluşturan sağlık bakanlığı algoritmasının güncellenmesi ve sadeleşmesi sağlanarak mümkün olduğunca standart bir yaklaşım düzenlenmelidir. PCR testi pozitif saptanıp iyileşen yurttaşların işe dönüşler için bilimsel, epidemiyolojik karşılığı olmayan taleplerin önlenmesi için ilgili kurumların kamu otoritesi tarafından bilgilendirilme sağlanmalıdır.

* Salgın ile mücadele algılarla, ekonomik kaygılarla, İktidarlarının bekası için ötekileştirici ve ayrımcı politikalarla, sermayenin çıkarına göre değil bilimsel verilere uygun toplum katılımı sağlanarak yapılmalıdır.” (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.