İçten: “AKP’den AK bir şekilde istifa ediyorum”

İçten: “AKP’den AK bir şekilde istifa ediyorum”
24. dönem Diyarbakır AK Parti Milletvekili Cuma İçten yaptığı yazılı basın açıklaması ile partisinden istifa ettiğini duyurdu. İçten; “İnsan hak...
24. dönem Diyarbakır AK Parti Milletvekili Cuma İçten yaptığı yazılı basın açıklaması ile partisinden istifa ettiğini duyurdu. İçten; “İnsan hak ve özgürlüklerinin; adalet ve hukukun ayaklar altına alındığı, doğanın ve çevrenin korunmadığı, bazı insanların daha fazla eşit olunduğuna inanıldığı, metindeki tüm itirazlarım ile kurucusu olduğum ve Adaletten Kalkınmadan uzaklaşmış 18 yıldır acı bedeller ile defalarca ölüme göz kırptığım emek ve zaman verdiğim AKP’den AK bir şekilde istifa ediyorum” ifadelerini kullandı.

Rıdvan KÖSEN

DİYARBAKIR YENİGÜN - Eski başbakan ve AK Parti genel başkanı Ahmet Davutoğlu’nun AK Parti’den istifa ettiğini duyurmasının ardından partide yaşanan istifalara bir yenisi daha eklendi. 24. Dönem AK Parti Diyarbakır Milletvekili Cuma İçten, yaptığı yazılı açıklamayla partisinden istifa ettiğini açıkladı.

“HUKUK ASKIYA ALINMIŞ, İNSAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİ GERİLEMİŞTİR”

Sistemin yazboz tahtasına dönüştürüldüğünü insan ve hak özgürlüklerinde gerilemeler yaşandığını belirten Cuma İçten; “Ak Parti’nin kuruluş aşamasından itibaren sisteme yönelik ilk itirazımız adalet hususundaydı. Ancak ne acıdır ki bugün de sisteme yönelik itirazlarımızın başında adalet kavramı yer almaktadır. Adalet tahsis edecek kurumlarda bir ilerleme olmadığı gibi sistem yazboz tahtasına dönüştürülmüş, hukuk askıya alınmış, insan hak ve özgürlüklerinde ciddi anlamda gerilemeler yaşanmıştır. Adeta eski Türkiye’den öteye gidilememiştir. Demokratik talepler, insan hak ve özgürlükleri, etnik ve dini hürriyetler anayasa ile güvence altına alınamamış sorunlar görmezden gelinmiştir. Suçu sabit olmuş ve cezaevinde yatmakta olan FETÖ’CÜ terörist savcı ve hakimlerin karar verdikleri davalardan, mağdur olan on binlerce insanın mağduriyeti giderilememiştir. Terörist oldukları hukuki karar ile tescilli olan hâkim ve savcıların baktıkları davalar yeniden ele alınmamış ve yeniden yargılanma yolu açılmamıştır. Aynı adalet ve güvenlik kurumları, Fetö terör örgütü ile yapılan mücadelenin benzerini diğer terör örgütleri ile yapamamıştır. Örneğin Fetö’cü iş adamlarının mal varlıklarına el konulmuş, Fetö’cü memurlar memuriyetten atılmış ve lisansları iptal edilmiş, Fetö’cü sivil toplum kuruluşlarında yer alanlar tutuklanmış ama diğer terör örgütleri ile aynı tarzda bir yaklaşım sergilenmemiştir. FETÖ ile ilgili mücadelede, üst düzey siyasilerin eşleri, birinci derece yakınları ve akrabalarına dokunulmamıştır. Adalet sistemi çökmüş 10 – 15 yıl süren davaların yanında en hızlı dava 5 yılda çözülebilmiş. 200 yıl ile yargılananlar 5 yıl tutuklu kaldıktan sonra salıverilmiş suçsuz görülmüş. Hayal örgütler, hayal örgüt mensupları yıllarca hapis yatmıştır.  Hukuk yazboz tahtasına çevrilmiş savcılar, hakimler iktidarın emrinde adalet dağıtmaya çalışmıştır. 10 yıl önce hukuk karşısında terörist olanlar şimdi kahraman ilan edilmiş, yine 10 yıl öncesine kadar hukuk karşısında kahraman olan bireyler ise terörist ilan edilmiştir. İşte bu durma itiraz ediyorum” ifadelerini kullandı.

“YARGI BAĞIMSIZLIĞI AYAKLAR ALTINA ALINMIŞTIR”

Yargı bağımsızlığının ayaklar altına alındığını ifade eden İçten, “Yasama yürütme yargı bağımsızlığı ayaklar altına alınmıştır. Cumhurbaşkanı ve meclis HSYK, Yargıtay ve Anayasa mahkemelerinin üyelerini atayarak kendilerini denetlemesini benzeri eskiden olduğu gibi engellemiştir. Cumhurbaşkanlığının KHK’ler ile kanunlar çıkarmış ve TBMM baypas edilerek işlevselliği ortadan kaldırılmıştır. Atanan bakanların halkın sorunlarına duyarlılığı zayıflamış cumhurbaşkanlığı ofisleri veya cumhurbaşkanlığı danışmanları bu bakanlardan daha etkin hale gelmiştir. En üst kademede görev alan danışmanlar, vekiller bakanlar, kendi şahsi konularını ilgilendiren ve geçmişte yaptıkları usulsüz işler ile ilgili konulara ilişkin (devlet ve toplum güvenliğini ilgilendirmediği halde) yayın yasağı almışlar ve böylelikle kamu vicdanından gizlenerek, kendilerini tartışmaya açmayı hukuka müdahale ederek aklanma yolu seçilmişlerdir. Hukukun kendilerine yontan bir anlayış hâkim olmuştur. 31 Mart İstanbul seçimleri iptal edilmiş ve millet iradesi yok sayılmış, YSK maddeleri ve hukuk ayaklar altına alınmıştır. Belli bir zümre oluşturularak onlar üzerinden devletin tüm kaynaklarının kullanılmasına, geçmişte ve şimdi uzun süre vekil ya da bakanlık yapmışların birinci derece akrabaları devletin tüm imkanlarından faydalanmış ve faydalanmaya devam etmektedirler. Cumhurbaşkanın siyasi kimliğinin olması farklı görüşe sahip vatandaşların aidiyet sorununa yol açmış, belediye seçimlerinde cumhurbaşkanı makamı seçim kampanyası yürüterek makamın değerini düşmesine yol açmıştır.” diye belirtti.

“TOPLUMA KORKU EMPOZE EDİLMİŞTİR”

Topluma korku empoze edildiğini söyleyen İçten, “Sözde istişareler yaparak algı yöneten, ortak akla önem vermeyen, bir grup insana tarafından etten duvar örülen, görkemli şafşaflı bir yaşama sahip bir avuç insan, milyonların iradesine ipotek koymaktadır. Yazmak, çizmek, düşünmek, düşüncelerini ifade etmek, sosyal medya aracılığı ile eleştirilerde bulunmak, şiddete dönüşmeyen birçok düşüncenin suç olması sağlanmış ve böylelikle topluma korku empoze edilmiştir. Milli eğitim kitaplarında olan ve okuduğu şiir ile hapis yatan bir liderden, bir başkalarının yazdıkları ile hapse atılmalarını talep eden bir lidere bürünmekle kalmamış, herkese fırça atan, herkesi muhatap alan, bir lidere dönüşmüştür. İşte buna itiraz ediyorum” diye ifade etti.

“EKONOMİDE CİDDİ BİR DARALMA OLMUŞTUR”

Son iki yılda işsizlik rakamlarının yükseldiğini ve ekonomide ciddi bir daralmanın olduğunu söyleyen İçten, “İşsizlik oranı %11’den %15’lere çıkmış, tek haneye düşen faiz oranları %30’lara çıkmış, tek haneye düşen enflasyon tekrar %25’lere çıkmıştır. İşsizlik rakamlarındaki genç nüfus oranı ise %30’lara çıkmıştır. Son iki yıldır ekonomide ciddi bir daralma olmuş binlerce iş yeri, fabrika kapanmıştır. İflaslar ve konkordatolar artmıştır. İktidar millette topladığı vergiler ile ücretsiz yollar hastaneler köprüler vb. yapması gerekirken yapılan bu hizmetler iktidara yakın yandaş firmalara verilerek devletin kasası boşaltılmıştır. Vatandaş vergi dışında bu hizmetlere fahiş ödemeler yapmaktadır. Özel sektör devletin 5 liraya mal edeceği hizmetleri, 50 liraya mal etmiş gibi göstererek 25 yıl milletin parasını alacak şekilde sistem kurmuş millet buna mahkûm edilmiştir. İktidar eli ve desteği ile yeni firmalar oluşturulmuş ve bu firmalara devlet kaynakları tahsis edilerek zenginleşmeleri sağlanmıştır. Sanayi ve üretim desteklenmemiş aksine üretimin önü tıkatılmış, iş adamları vergi ve SGK borçlarının altında ezilmiştir. Tarım alanları konutlara tahsis edilmiş tarım alanlarında dışarıya bağımlı bir ülke haline gelmiştir. El konulan ve kayyum atanan firmalar işaret edilen şirketlere ve isimlere verilmiştir. İşte buna itiraz ediyorum” dedi.

“EK MÜLAKAT SİSTEMİ İLE HAKLAR YENİLMEKTE”

KPSS’ye getirilen ek mülakatlar ile birçok kişinin hakkı yenildiğini ve eski Türkiye’ye dönüşüldüğünün belirten İçten; “KPSS ile devlet memuru alımlarına ek mülakat sistemi gelmiş ve bu mülakatlar ile dayısı olmayanların, yetimlerin, kimsesizlerin hakları yenilmekte ve eski Türkiye’de olduğu gibi adam kayırma yapılarak memur alımları yapılmaktadır. Adamı olan işe girerken işine bilgisine liyakatine becerisine güvenenler ise boşta kalmaktadır. KPSS’den ya da ilgili sınavlardan ilk onda derece yapanlar memur olamazken en son sırada en az puan alanlar siyasi dayıları aracılığı ile mülakatlar ile birer birer memur olmaktadırlar. Ak Parti il ve ilçe başkanlıkları ve buna ilişkin sözde kongreler ile Ankara’dan atamalar yapmış; çeşme başını işgal edenler kendi eş dostlarını, akrabaları ortaklarını, milletvekili, il-ilçe başkanı, il-ilçe müdürü, belediye başkanı, meclis üyesi başkan yardımcısı ve milletvekili yapmışlardır. Hangi taşı kaldırsanız altından bir siyasi kimlik çıkmaktadır. Devlet kurumlarda liyakat siyasi atamasını yapana bağlılık ile ölçülmektedir. Milletin istedikleri değil Ankara’da makam işgal edenlerin istedikleri adamlar her seçimde aday olmaktadırlar. Her il FETÖ cemaatinde olduğu gibi sözde siyasi bir abiye teslim edilmiş ve o abinin izni olmadan hiçbir alanda kimsenin adım atmasına müsaade edilmemiştir. Bu abiler ahtapot gibi şehirlerin üzerine çökmüş ve o şehrin tüm değerlerini yok etmeye kendi hegemonyasını kurmaya, akrabalarını zenginleştirmeye çalışmaktadır” diye belirtti.

“İKTİDAR, KENDİ PARTİSİNE MENSUP OLMAYAN HERKESİ HAİN İLAN ETMİŞTİR”

İçten, Ak Parti iktidarının partisine mensup olmayanları hain ettiğini ifade etti; “İktidar kendi partisine mensup olmayan herkesi hain ilan etmiş kendisi gibi düşünmeyen herkesi ötekileştirmiştir. Ak parti kuruluşunda itiraz ettiği her şeyi kendisi fazlası ile yapar duruma gelmiştir. Ak parti içerisinde Ömer olanlara tahammül edemeyenler, eleştirilere açık olmayanlar, eksiklikler söylediğimizde bizleri ötekileştirenler, 2019 yıllarındaki AKP’liler partiyi ele geçirerek 2001 kurucu Ak partilileri ihraç etmek istemektedirler. Dün kurdukları siyasi partilerde bize olmadık hakaretlerde bulunanlar, yani yolda bulduklarımız, ak partiye gelmiş ve asıl kurucu iradeyi tasfiye etmişlerdir. Sayın Başbakanımız Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu bizim gibilerin sesi olmuş bedeli parti disiplini olmuştur. 30 yıldır birlikte yürüdükleri herkesi hain ilan ettiler. Düne kadar iskanı olmayan 100 bin dolarlık gecekondularda yaşayarak itmek zorunda kaldıkları arabalar ile milletin sesi olanlar, bugünlerde 50 milyon dolarlık boğaz manzaralı yalılarda kalarak havanın durumuna göre bindikleri milyon dolarlık arabalar ve yatlar ile ağızlarında düşürmedikleri Küba menşeili prolar ile milletin ve ümmetin sesi olmaya çalışıyorlar. İşte buna itiraz ediyorum.”

“AKP’DEN AK BİR ŞEKİLDE İSTİFA EDİYORUM”

Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun 2019 Mart seçimlerinden sonra yayınladığı manifestonu onayladığını söyleyen İçten açıklamayı şöyle bitirdi;“Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun 2019 Mart seçimlerinden sonra yayınladığı manifestonun altına imza atıyor ve her bir kelimesine katılıyorum. Yine sayın başbakanın istifa etmesine ilişkin, yapmış olduğu basın toplantısında tüm düşüncelerine katılıyorum. İnsan hak ve özgürlüklerin; Adalet ve hukukun ayaklar altına alındığı, doğanın ve çevrenin korunmadığı, bazı insanların daha fazla eşit olunduğuna inanıldığı, metindeki tüm itirazlarım ile kurucusu olduğum ve Adaletten kalkınmadan uzaklaşmış 18 yıldır acı bedeller ile defalarca ölüme göz kırptığım emek ve zaman verdiğim AKP’den AK bir şekilde istifa ediyorum.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.