Narin Güran Soruşturması: Kusursuz cinayet yoktur!

Narin Güran Soruşturması: Kusursuz cinayet yoktur!
Diyarbakır’da adli tıp raporuyla boğularak öldürüldüğü tespit edilen 8 yaşındaki Narin Güran ile ilgili soruşturma sürerken, adeta bir gizem haline gelen ‘Narin’in katledilmesi olayı neden çözülemiyor?’ Prof. Dr. Halis Dokgöz, ‘Kusursuz cinayet yoktur’ diyor ve ekliyor: “Basit gibi görünen cinayet kurgusu ardında pek çok iz bırakır...”

Aradan geçen bir aylık sürede Narin Güran cinayet hâlâ çözülemedi; Bulgular bize ne söylüyor, Adli Tıp raporu her şeyi ortaya çıkaracak mı? Anne neden susuyor? Kusursuz cinayet var mı?

Sözcü.com.tr’den İpek Özbey, Narin cinayetini Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Halis Dokgöz’e sordu.

adli-tip-uzmani-halis-dokgoz.jpg

■ 8 yaşındaki Narin Güran cinayeti neden çözülemiyor?

Kayıp çocuklar, çocuğun cinsel istismarı ve çocuk cinayetleri gündeme geldiğinde çocuğun tanıdığı, bildiği ve güvendiği en yakınlarından yani aileden başlayarak sosyal çevresinden araştırma ve soruşturmalara başlanması en temel unsurlardandır. Burada bir veya daha fazla çocuğun ebeveynden, diğer aile üyesinden, vasiden, temsilciden, koruma altında tutulduğu kurumsal yapıdan, ebeveynin veya aile üyesinin velayet veya ziyaret haklarını da ihlal ederek alma, saklama veya öldürme gibi eylemleri içerir. Aile dışı kaçırma ve öldürme eylemleri de görülür ama bu durum çok daha nadir görülüyor. Narin cinayetinde öncelikle çocuğun canlı bulunmasına yönelik bir arama ve kurtarma çalışmaları başlamışken her geçen gün ve saat canlı bulunma olasılığının azaldığını biliyoruz. Çocuğun cesedine maalesef kaybolduktan 19 gün sonra ulaşıldı. Ve bu durumda hem soruşturma sürecine hem de otopsi ve adli delillendirme süreçlerine olumsuzluğa yol açtı. Ve olayın içinde kapalı kültürel ve sosyal kodlarla hareket eden bir aile ve ortamla karşılaştık. Bu da olayın çözülmesi önünde en büyük engel.

■ Narin Güran’ın boğaz bölgesi dışında göğüs bölgesinde de kanama olduğu ortaya çıktı. ‘Histopatoloji’ raporunun ayrıntılarına göre Narin’in ön boyun kemikleri dışında özellikle sol boyun ile ense birleşiminde ve sol çene altında yoğun kanama tespit edildi. Bu detay bize ne söylüyor?

Boyun bölgesinde cilt altında her ne kadar çürümeye bağlı Otoliz dediğimiz değişimler saptanmış olmakla birlikte kanama alanları da tanımlanıyor. Bunlar boyun bölgesine basınç uygulandığını gösteriyor ve otopsi de bu bölgede hyoid kemik ve tiroid kıkırdak boynuzlarında kırık olup olmaması önemlidir. Bu, otopsi sonucunda ortaya çıkacak. Ayrıca Sternum dediğimiz yani halk arasında ‘imam tahtası’ olarak geçen kemik doku üstündeki yumuşak dokuda da hem çürümeye bağlı otoliz var hem de kanama alanları tanımlanıyor. Burada göğüs ön bölgesinde dış bir etki olduğunu yani bir travma olduğunu görüyoruz.

KUSURSUZ CİNAYET YOKTUR

■ Son kitabınızın adı ‘Kusursuz Cinayet’. Narin Güran cinayetini kusursuz cinayet olarak tanımlayabilir misiniz?

Öncelikle kusursuz cinayet yoktur çünkü en büyük kusur cinayetin bizzat kendisidir. Bu kitapta da tarihsel perspektifte geçmişten bugüne adli olayların nasıl aydınlatıldığını ve edebiyat, sanat dünyasına yansımalarını yazdım. Bu perspektiften baktığımızda Narin cinayeti kusursuz bir cinayet olamaz, ancak olayı örtmeye yönelik çok fazla sosyal, kültürel toplumsal kodların olduğunu görüyoruz. Aileden başlayan ve tüm köye yayılan büyük bir sır gizemini korurken, adli tıptan gelecek raporla beraber Narin’in cesedi konuşacak.

■ Yine sizin bir ifadeniz kitaptan, “Basit gibi görünen cinayet kurgusu ardında pek çok iz bırakır...” Buradaki izler ne?

Adli bilimlerin öncülerinden Edmond Locard’ın hitleşmiş bir sözü var “Her temas iz bırakır.” Ve bu bilimsel bir gerçekliktir. Olayın ilk başından bugüne geldiğimizde katil veya katillerin bıraktığı izlerin bulunması ve değerlendirilmesi sürecini tüm ülke canlı yayında izliyor. Kayıp gündeme geldiği andan itibaren ailedeki herkesin adli tıbbi muayenesi ve olay yeri değerlendirilmesinde profesyonel bir yaklaşımla araç, evlerin ve ahırın sadece çıplak gözle değil çeşitli dalga boylarında ışıklarla incelenebilseydi çıplak gözle göremediğimiz bazı kan, idrar, tükürük, kıl, kulak kiri pek çok biyolojik materyali saptayarak DNA incelemesi ile kimliklendirme yapabilirdik. Ağabeyde var olan ve günlerce tartışılan ısırık izlerinin erken muayenesi ile swab alıp DNA incelemesi yapabilirdik. Bir de olay yerinde arama çalışmalarına şüphelilerin katılımı da delillerin elde edilememesinde başka bir sorun. Yine de pek çok delil elde edildi, şimdi bunları sanık ve tanık ifadeleri ile karşılaştırmak ve dosyayı bir bütün olarak değerlendirme zamanı.

■ Sürekli itirafları, ifadeleri okuyoruz. Ama deniyor ki, “Asıl düğümü otopsi raporu çözecek.” Kesin çözer demek mümkün mü?

Otopsi raporu bize ölüm nedeni, ölüm şekli, ölüm zamanı, cinsel istismarın olup olmadığı ve ölüme etki eden faktörlerin ortay konulmasını sağlayacak. Narin öldü ama cesedi konuşacak.

■ 91 örneğin incelenmesi ne kadar zaman alıyor?

Otopside 91 örnek alınması cesedin bulunması olaydan 19 gün sonra da olsa çok kıymetli. Organ ve dokulardan alınan örneklerin histopatolojik incelemesi, toksikolojik incelemeler ve moleküler DNA incelemeleri ve başka incelemeler bir süreç işi. Otopsi sonrası 10-15 gün içinde biteceğini düşünüyorum. Normal seyrinde olsa birkaç ay alabilir.

TOPLUM DUYARLILIK GÖSTERDİ

■ Tabii siz bir Adli Tıp uzmanı olarak çok vaka görmüşsünüzdür. Narin’e benzeyen örnekler çok mu?

Çocuk kayıpları, çocuk cinsel istismarları ve çocuk cinayetlerine mesleğimiz gereği tanıklık ediyor ve bilirkişi olarak hizmet veriyoruz. Narin benzeri olayları da görüyoruz. Burada toplumun her kesimi duyarlılık gösterdi, ancak hala aydınlanamamış olması üzücü. Meselenin katil kim olduğunun çok ötesinde olduğunun altını çizmeliyim. Medyada haberin ana unsuru olan 5N1K, adli tıp için de geçerli. Neden, niçin, nasıl, nerede, ne zaman ve kim sorularını arka planı ile birlikte ortaya koymalıyız.

ORTADA BÜYÜK BİR SIR VAR

“Kol kırılır yen içinde kalır”ın bir başka örneğini mi görüyoruz sizce?

Böyle bir atasözüne sahip olmamız bile kültürel ve sosyal kodların nasıl benliğe işlediğini gösteriyor. Büyük bir sır var, bu sırrın ve atasözünün geçerli olmadığını kanıtlamamız gerekiyor.

■ Hocam uzun yıllardır bu işi yapıyorsunuz. Büyük bir toplumsal çürümeye de şahit oluyoruz. Hep böyleydi de, iletişim araçları bu kadar olmadığı için mi bilmiyorduk, yoksa arttı mı?

Çocuk kayıpları, çocuk cinsel istismarları ve çocuk cinayetleri toplumun en duyarlı olduğu konular. Öncelikle bu durumlarla ilgili istatistiksel verilerin ortaya konulması ve bu veriler üzerinden çözüm önerileri getirmemiz gerekir. Sayıların artıp artmadığını bu nedenle çok net söyleyemiyoruz. Ancak kamuoyu ve medyanın daha görünür kıldığı su götürmez bir gerçeklik.

Cinayet mahalline polisten önce böcekler gelir

■ Böcek, sinek… Bunların incelenmesinin anlamı ne?

Kusursuz Cinayet kitabında da yazdım dedektif sinek ve böcekler diye kamuoyuna yansıyan adli entomolojik incelemelerin de yapıldığını biliyoruz. Çünkü bir ölüm olayı olduğunda oraya ilk olarak ne polis ne de jandarma gelir. Zaten orada bulunan böcek ve sinekler cesede ulaşıp yumurtalarını vücut boşluklarına bırakır. Entomolojik incelemeler ile biz de ölüm nedeni ve ölüm zamanı konusunda bize önemli veriler sağlar. Kuzuların Sessizliği filmi bu böcek ve sineklerin nasıl adli olayları aydınlattığının anlaşılması açısından kült bir filmdir.

ANNELER HEP SUSAR

■ Annenin çok şey bildiği ama konuşmadığı ifade ediliyor. Bu aslında çocukların cinsel istismarında da çok gördüğümüz bir durum. Anne neden susar?

Anneler hep susar, çocukların cinsel istismarında özellikle de ensest dediğimiz aile içi cinsel istismarlarda. Tırnak içinde “aile” yapısının çökmesinden korkuyorlar. Cinayetle sonuçlanmış bir olayda annenin susmasını sağlayan derin güç nedir her boyutuyla sorgulamak ve üzerine gitmemiz gerekiyor.

Kaynak:HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.