VİDEO HABER - ‘Mevcut iktidarla çözüm süreci mümkün değil’
DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Cihan Ülsen gündeme dair Yenigün Haber'e değerlendirmelerde bulundu. Son dönemde gündeme gelen çözüm süreci söylemlerinin mevcut iktidarla mümkün olmayacağının altını çizen Ülsen, “Mevcut iktidarın şu anda var olduğunu kabul edersek ve mevcut demokratik zemininde var olduğunu kabul edersek, yeni bir çözüm sürecinin olabileceğini düşünmüyorum” dedi
Yağmur Ensari / YENİGÜN ÖZEL -Avukatlık mesleğinin yanı sıra ‘Kendinden başka herkes’ şiir kitabı ve Yokuş Yol’a dergisinin genel yayın yönetmenliğini yapan, Mazlum-Der gibi önemli sivil toplum kuruluşlarında da aktif çalışma yapan Cihan Ülsen DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanlığıyla siyasette de yer almaya başladı. Türkiye ve bölge siyasetine dair Yenigün Haber’e konuşan Ülsen, çözüm süreci, HDP’nin kapatılması ve ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu.
‘Partiler, tabela arkasında insanların ne yaptığı belli olmayan yapılar haline geldi.’
Bölge siyaset/siyasetçilerinin dilini nasıl değerlendiriyorsunuz, bölge siyasetinde neler yapılmalıdır?
Ülsen: Kalıplaşmış bir yapı var. Kurumsallaşmış diğer yapılar gibi Diyarbakır’da siyaset ve siyasetin bütün organları kalıplaşmış, bildik, yeni bir şey söylemeyen, eskinin yükünü beraberinde taşıyan bir söylemle gelmiş durumda. Bölgede siyasi partilerin çok önemli işlevleri yerine getirmesi gerekirken, sadece tabela arkasında insanların ne yaptığı belli olmayan yapılar haline geldi. Bütün İl Başkanlıklarının Sivil Toplum Örgütü gibi çalışması ve buna göre siyaset üretmesi lazım. Bir taraftan bölgenin sorunlarını dile getirip bunu ifşa ederken, bir taraftan da bu sorunların üzerinden gelmek için çözüm önerileri üretmeleri lazım. Bununla beraber daha yapısal sorunların çözümü için de ekstra siyaset üretmeleri gerekiyor. Yani bildik, alışıldık kalıpların dışına çıkarak bir şeyler söylemeyi gerektiriyor.
Bölge siyasetinde dilin değişmesi Türkiye siyasetini direkt etkiler mi?
Ülsen: Her değişiklik tüm ülkeye yayılan bir sinerjiye sahip bunu kesinlikle yadsımıyoruz. Ama bunu tek gerçek kabul ederseniz kendinizi dev aynasında görürsünüz ve yaptıklarınız boşa çıkmış olur. Kararında ve vasat bir şekilde ele almak lazım. Bölgedeki siyaset yapma tarzı tarihsel gelenek açısından Türkiye’yi etkilemiş bir siyasettir. Türkiye’de siyasetin ana omurgasını oluşturan Kürtler, Kürt siyaseti ve buradaki parti çalışmaları zaten belli bir gelenekten bel alarak geleceğe doğru gidiyor. Bunun sekteye uğradığı zamanlar, çok işlevsiz olduğu zamanlarda olmuştur ama muhakkak suretle burada siyaset tarzı değişirse, yeni bir şey söylenirse, yeni bir nefes çıkarsa tüm ülkeyi etkileyecektir ama bu tek başına yeterli değil.
[caption id="attachment_63962" align="alignleft" width="667"] DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Av. Cihan Ülsen[/caption]
‘Kürt meselesi çözülmediği süreci tüm meseleler kronikleşmeye mahkumdur’
Suriye meselesi, bölge gündemi, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun Meclisteki açıklamaları ve HDP’nin kapatılmasını genel çerçevede nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülsen: Türkiye’deki iktidarın sürüklemiş olduğu siyaset algısı tamamen kökleri eskiye dayanan, yeni bir şey söylemeyen, bu zamana hitap etmeyen söylemler ve tavırlar. Süleyman Soylu’nun meclisteki konuşmasından tutunda HDP’nin kapatılmasına kadarki süreç aslında 1990’larda da biz bunları görüyorduk. Tarihi tekerrür eden bir şey olarak görürseniz Türkiye’deki siyaset yapma tarzının değişmediğini ve sadra şifa olmadığını çok net şekilde görebilirsiniz. 1990’larda HDP’nin muadili olan EMEP, HADEP gibi diğer partilerde zamanında kapatıldı ve yeni partilerle tekrardan yollarına devam ettiler. Burada kaybeden Türkiye demokrasisi ve Türkiye’deki siyaset anlayışı oldu. Şimdi hâlâ eskinin kodlarıyla 2020’lerde buradan bir şey çıkacağını düşünüyorlarsa varacakları yer büyük bir çukurdur. Suriye meselesi Kürt meselesi, HDP’nin kapatılması meselesi, Soylu’nun akıl almaz çılgınca çıkışları Türkiye’deki meselelerin üzerinde ciddiyetle durulmamasının getirdiği sorunlardır. Kürt meselesi çözülmediği takdirde Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tüm meseleler kronikleşmeye ve çözülmemeye mahkûm bir şekilde ortada duracaktır. İstediğiniz kadar Kürtleri yok sayın, istediğiniz kadar Kürtlerin ağırlıklı olduğu partileri yok sayın bu yok sayma ile bir yere varılmayacağını tarih göstermiştir. Bu inat birazda Kürtleri yok sayma, görmezden gelme çabasıdır. Bu çaba ellerinde kalacaktır. Bu söylemlerin siyasi bir geleceği yok. İnsanların bu söylemlere çok prim vermemesi gerekiyor. Korku siyaseti, korku kültürü üzerinden gelişen hiçbir söyleme bel bağlamamak lazım, karşısında yer almak lazım.
‘Türkiye’de demokratik zemin çökmüş durumda’
Yeni bir çözüm süreci bekliyor musunuz?
Ülsen: Mevcut iktidarın şu anda var olduğunu kabul edersek ve mevcut demokratik zemininde var olduğunu kabul edersek, yeni bir çözüm sürecinin olabileceğini düşünmüyorum. Mevcut siyasal iktidarın bölgede birtakım görüşmeler yapması, sivil toplumla temasını yeni bir çözüm süreci olarak okumak hem siyasal iktidarı hem de Türkiye’nin geldiği konumu inkâr etmektir. Türkiye’de demokratik zemin çökmüş durumda. Demokratik bir zemin yoksa burada Kürt meselesinin tekrar konuşulabileceğini varsaymak, yeni bir sürecin başlatılacağını kabul etmek saf delilik olur. Yeni bir çözüm sürecinin başlatılması noktasında bizim de irademiz ve sözümüz var. Mevcut iktidarın bugünkü uygulamaları ve koşullarıyla olabilecek bir mümkünata sahip değil.
‘Sadece ekonomik sorunları konuşmak sadra şifa olmaz’
Türkiye ekonomisini nasıl değerlendiriyorsunuz, Genel Başkan Babacan’ın Ekonomi eski Bakanı olması partiye artı sağlıyor mu?
Ülsen: Genel Başkan Ali Babacan Diyarbakır’da ilk görüşmesini Ticaret ve Sanayi Odasında iş adamlarıyla gerçekleştirdi. Kongreden sonrada Diyarbakır’daki sivil toplumla görüşme gerçekleştirdi. 40’a yakın sivil toplum katıldı ve yine iş camiası da vardı. Hatta o toplantıdan sonra çıkan çıktılardan biride Diyarbakır İl Başkanlığının hazırlayacağı bir programla bölgedeki tüm iş camiasıyla bir araya gelerek bölgedeki ekonomik sorunları konuşmak, çözüm önerilerini tartışmak ve yapılabileceklere karşı hazır olmak ile ilgili bir plan hazırlamak. Aksilik olmazsa 2021’de bu çalıştaylara başlayacağız. Bütün her şey ekonomiye indirgendiği zaman bizi ciddi yanlışa götürebilir. İşsizlik meselesi, enflasyon, paranın değer kaybetmesi ciddi meselelerdir ama bizim bakmamız gereken en önemli yer Türkiye’deki hukuk ve siyasetin, adaletin yerle bir olduğu gerçeğidir. Demokratik zemin yok, özgürlükler kıskaç altında, insanların adaletle ilgili hiçbir beklentileri yok, hukuk devleti ve hukuk ilkeleri yerle bir edilmiş durumda. Bunların tamir edilmediği, üzerine konuşulmadığı, insanların gündemine getirilmediği bir yerde ekonomik sorunları konuşmak sadra şifa olacak gibi gelmiyor. Deva Partisi’nin ekonomiyle ilgili, bölgesel kalkınma ile ilgili, GAP ile ilgili, sulama barajlarıyla ilgili, yeni ekonomik tekniklerle ilgili projeleri var. Bunları zaman zaman genel başkan kongrelerde dile getiriyor. Bizim öncelememiz gereken en önemli mesele yerle yeksan edilen hukuk devleti ilkesi, adalet ilkesi ve demokratik zeminin çökmüş olmasıdır. Bunları inşa etmediğiniz zaman ekonomiyle ilgili attığınız adımlar geri plana atılıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.