Bakırhan'dan süreç vurgusu: Kayyımlar geri çekilsin
YENİGÜN HABER – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğlulları ile Tuncer Bakırhan, “Belediye Eşbaşkanları ve İl Genel Meclisi eşbaşkanları buluşması”na katıldı. Sezai Karakoç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen toplantıya Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Mızraklı’nın serbest bırakılmamasına tepki
Toplantının açılış konuşmasını yapan Tuncer Bakırhan, konuşmasına yaşamını yitiren, katledilen belediye eşbaşkanları ile siyasetçileri anıp, tutsak siyasetçilere selam göndererek başladı. Tüm siyasi tutsakların serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan Bakırhan, “Çok garip bir ülke. Neyini tutsak bir bozukluk, hukuksuzluk var. Bir türlü bitmedi. 2 gün önce Selçuk Mızraklı’nın şartlı tahliye talebi reddedildi. ‘Örgütten kopmadığı’ gerekçe gösteriliyor. Evet, örgüt üyesidir, TTB’ye bağlı, partimizin üyesi. Başka bir üyeliği olmadı. Cezaevi İdare Gözlem Kurulları çok ilginçtir. Neye hizmet ettiklerini anlamak zor. Böylesi bir süreçte arkadaşlarımızı bilerek, isteyerek cezalandırmaları, infazlarını yakmalarını incelemek gerekiyor, araştırmak gerekiyor. Başka bir şeye hizmet ediyorlar. Bu akıl tutulması kararlardan vazgeçilmesi gerekiyor. Bu intikamcı yaklaşımın kimseye faydası yok. Bundan vazgeçilmelidir. Bu ülke halkın iradesini hapsettiği için hiçbir şey kazanamadı bugüne kadar. Barışı konuşuyoruz, tartışıyoruz ama Selçuk Mızraklı ‘örgütten ayrılmamış’ diye kurul karar veriyor. Bu hatadan artık vazgeçilmeli, tekrar edilmemeli. Bu provokasyonlara geçit vermeyeceğiz” dedi.

Belediyeler imkansızlıklara rağmen iyi işler yapıyor
Belediyelerin bütün imkansızlıklara rağmen ortaya çıkardıkları hizmetlerin takdire şayan olduğunu sözlerine ekleyen Bakırhan, “Barış ve Demokratik Toplum Süreci’nde de sizlere de büyük görev ve sorumluluklar düşüyor. Yerel demokrasi mücadelesi yürütüyoruz. Haliyle bu süreçte yerel yönetimlerimizi yakinen ilgilendiriyor. Arkadaşlarımızın bu konuda duyarlı, sorumluluk bilinciyle hareket edeceğini, bu sürece nasıl katkı sunacağı bilinciyle daha fazla süreci toplumsallaştırmaya katkı sunacağını biliyorum. Barış demek aktif yerel yönetimler demektir. Barış sizin alanınızın büyümesi demektir. Barış demek seçilmişlerin yerine devlet memurlarının atanmaması demektir. Barış demek iller bankasının belediyelere eşit şekilde yaklaşması demektir. Bazı belediyelere destek sunarken, bazı belediyelerin projesini engellemek değildir. Bu süreç o yüzden sizi ilgilendiriyor. O yüzden katkılarımızı sunarak devam ettireceğiz. Belediyeleri komin olarak değerlendireceğiz, halkın sorunlarını çözme merkezi haline getireceğiz. Halka net sözler verdik. Uyuşturucuyla mücadele edilecek, aç kimse kalmayacak, ulaşım parasını bulamadığı için kimse okulunu durdurmayacak, kimse gelire sahip olmadığı için okulunu bırakmayacak, kardeşlik olacak dedik. Barış sürecini yakinen takip etmek seçilmiş arkadaşlarımızın sorumluluğundadır. En başa yerel yöneticilerin tutuklanmadığı bir talebi ortay koyuyoruz. Bu süreç tam da yerel yönetimlerin odağında olduğu için süreci izleyen, okuyan değil; hayata geçiren sorumluluk alan, toplumla buluşturan, toplumun soru işaretlerini gideren sizler olmalısınız. Sürecin asli yürütücüleri belediye eşbaşkanları arkadaşlarımızdır. Yeni dönemde bu süreci iradeyle, hevesle, coşkuyla karşılayacağımıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.

‘Hırsızlığa sınırsız, hizmete sıfır kaynak’
Belediyelerin bir yandan kayyım gaspıyla uğraşırken, bir yandan da hizmet üretmeye çalıştığına dikkat çeken Bakırhan, bu hizmetlerin bazen dolaylı bazen fiili olarak engellendiğine işaret ederek, şunları söyledi:
“Bu yönetimleri kaybeden iktidar, bizim belediyelerle özel bir uğraş içine girdi. Bunun yanlış olduğunu belirtmek istiyoruz. Belediyelerimiz yıllarca borçlandırıldı. Şimdiye kadar kimse onlara, ‘Borçlarınızı ödeyin’ demedi. Sayıştay’ın tuttuğu raporların üzerinde kimse durmadı. Dünya kadar yolsuzluk olduğunu Sayıştay ortaya çıkardı. Biz alınca devlet bürokrasisinin aklına geldi. Kayyımların çarçur ettiği borçları bir anda hatırladılar ve bizden tahsis etmeye çalıştılar.

Bu ayrımcı politikalardan vazgeçilmelidir. İller Bankası ayrımcı akılla davranmamalıdır. Bu iktidar gider iller bankası kalır. Bu ayrımcı tutumu asla unutmayız. İller bankasını eşit ve adil davranmaya çağırıyoruz. ‘Hırsızlığa sınırsız kaynak ama hizmete sıfır kaynak’ yaklaşımını eleştiriyoruz. Bu ülke demokratikleştiğinde hırsızlığa sınırsız kaynak aktaranlardan davacı olacağız. Biz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Biz kazandığımız kentlerde sadece bize oy verenleri temsil etmiyoruz. İktidara oy verenleri de temsil ediyoruz. Kentin tamamını mağdur ediyorlar. Bu ayrımcı politikalar artık son bulmalıdır. İler bankası ayrımcılık değil, işini yapmalı. Borç yapanlardan tahsil etmeyi unutuyor, biz aldıktan sonra borcu hatırlatıp, araçları bağlıyor. Bunlara artık son verilmelidir. Yine birçok projelerimiz hayat bulmuyor. Ayıptır. Kürt sorunu nedir? Kürt sorunu iller bankasıdır, yaklaşımıdır. Cezaevlerindeki İdare ve Gözlem Kurulları’dır. Kürt sorunu DEM Parti olduğu için projesi engellenen belediyelerdir. Bundan vazgeçilmelidir. Bizim başarısız kılmaya çalışıyor. Sen kılsan da dişiyle, tırnağıyla oy vermiş insan buna kanar mı? Engelliyor, yetmiyor belediyemiz dışarıdan krediler almaya çalışıyor, projelere onay vermiyorlar. Kredi buluyor, ona da izin vermiyor. AKP belediyelerinin travmaya bilmem, yola ihtiyacı var. Sıra Amed’e gelince yokmuş. Belediyelere karşı ayrımcı tutumlar seçilmiş belediye eşbaşkanlarının haksız yere içeride tutulması sürece uygun olmayan Gözlem Kurulları’nın tavırları sürece olan inancı kırıyor, en başta da bizi kırıyor. Bu yaklaşımlar tedavisi olmayan yaralara yol açıyor. Yine buna benzer tasarruf genelgesi çıkardılar. Belediye el değiştirince yasalar çıkmaya başlıyor ne hikmetse. O şatafatlı konvoya binenleri de engelliyor, Diyanet İşleri Başkanlığını da engelliyor. Oralara niye tasarruf yok? Kimi belediyelerimizin makam araçları yok. Tasarruf tedbirleri varmış ama Wan’daki kayyıma tasarruf yok. Sêrt belediyesi kayyımına tasarruf genelgesi işlemiyor. Bunu kabul etmiyoruz. Bunların Türkiye kamuoyuna da duyurulması gerekiyor. Nerede görülmüş belediye eşbaşkanlarının makam aracı yok. Olsun arkadaşlarımız yine yapar, Edip Solmaz makam aracına mı biniyordu, problem yok ama ayıptır.”
Bakırhan’ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.