Behçet Cantürk’ün öldürülmesinde ilginç detay

Behçet Cantürk’ün öldürülmesinde ilginç detay
Mehmet Ağar’ın “masumiyet karinesi” ile beraat ettiği Ankara Faili Meçhul Cinayetler Davası'nın gerekçeli kararında yapılan tespitler aralarında Behçet Cantürk’ün de olduğu cinayetler ile ilgili ayrıntılar da gözler önüne serildi.

NEVAL AKYÜZ/YENİGÜN HABER – Faili meçhul cinayetlerin yargılandığı davada Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, gerekçeli kararını açıkladı.
Aralarında Mehmet Ağar ve Korkut Eken'in de bulunduğu sanıklar, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223/1-e maddesindeki “Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması” gerekçesiyle beraat etti. Sanıklar hakkındaki bazı suçlamaların da düşmesine karar verildi.
Kararda, Ayhan Çarkın dışındaki sanıkların, üzerlerine atılı suçları inkar ettiği, “kanun dışı bir iş yapmadıklarını belirttikleri” ifade edildi.
BEHÇET CANTÜRK’ÜN ÖLDÜRÜLMESİ
Mahkemenin 26 Mayıs 2023 tarihli kararının gerekçesinde; 14 Ocak 1994'te şoförüyle birlikte kaçırıldıktan bir gün sonra cesetleri Sapanca yakınlarında bulunan Behçet Cantürk’ün de aralarında olduğu yargılama konusu cinayetlerin bağlantılı olduğuna dikkat çekildi:
“Sanıklar hakkında mahkememizce 1993-1994 yılları arasında dosyamızda yargılaması görülen 8 olayda 10 cinayet işlenmiştir. Aşağıda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere, maktüller Behçet Cantürk ile Fevzi ve Salih Aslan'ın öldürülmesinde kullanılan silahların irtibatlı olduğu; yine maktüller Medet Serhat ve Yusuf Ekinci'nin öldürülmesinde kullanılan silahların da irtibatlı olduğu anlaşılmıştır.”
“KÜRT AVUKAT VE İŞ İNSANLARI HEDEF ALINDI”
Gerekçeli kararda, cinayetlerin hedef aldığı kişilerin Kürt olduğu ve aynı zamanlarda işlendiği de belirtildi:
“Cinayetlerin ağırlıklı olarak Kürt etnik kökenli kişilere karşı, aynı zaman diliminde işlendiği anlaşılmaktadır. İstanbul ve Ankara'da yaşayan avukat ve iş adamları öldürülürken, özellikle 1990-1994 yıllarında, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde o dönemde yoğun terör olayları yaşanmaktadır.
Cinayetlerin işlendiği yerler ya da maktullerin alındıkları ve infaz edildikleri yerler dikkate alındığında, kamera kayıtlarının olmadığı şehir dışı yerlerin tercih edildiği, cinayetlerin güvenlik güçlerine yakalanmayacağına güvenen kişi veya kişilerce işlendiği anlaşılmaktadır.”
Kararda, olay yerinde mermi kovanı ya da çekirdeği dışında olaylarda kullanılan silahlar, olay yerine ilişkin görüntü, parmak izi raporu veya sair delil bulunamadığı eklendi.

ayhan-carkin.jpg

ÇARKIN’IN İTİRAFI YOK SAYILDI
Soruşturma, eski polis Ayhan Çarkın’ın ifadesinin ardından başlamış, Çarkın’ın da içinde bulunduğu çoğu kamu görevlisi olan sanıklar hakkında dava açılmıştı.
Gerekçeli kararda, Ayhan Çarkın’ın ifadelerinin, bazı olaylara ait delil ve tespitlere aykırı olduğu gibi, bazı olaylar yönünden ise kendi içinde çeliştiği belirtildi. Çarkın 13 Mayıs 2015 tarihli duruşmada da önceki tüm ifadelerini geri çekmişti.
Mahkeme bu sebeple Çarkın’ın ifadelerini “mahkumiyete yetersiz buldu”.
“MİT RAPORLARI DUYUMA DAYALI”
Gerekçeli kararda, Meclis komisyonu ve MİT raporlarının, “bilgi içermediği, duyuma dayalı olduğu” ifade edildi:
“Dosya içinde bulunan TBMM, Bakanlık, Komisyon ve MİT raporları da duyum, tahmin ve analizden ibaret olup, genel görüşleri, bir dönemin devlet hayatına ve kamuoyu algısına ilişkin değerlendirmeleri içerdiği, olay bazlı herhangi bir bilgiyi kapsamadığı ve herhangi bir olaya ilişkin görgüye dayalı bilgiyi içermediğinden sanıkların mahkumiyetine yeterli görülmemiştir.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.