Yalçın: Çocukların eli silah değil kalem tutmalı
Çocuklarının dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP önünde eylem yapan aile sayısı 10’uncu günde 25'e yükseldi. Acılı ailelerin kararlı bekleyişi devam ederken, onlara her kesimden ziyaretlerde artarak devam ediyor. Ailelere destek ziyaretinde bulunan Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, çocukların ellerinin silah değil kalem tutması gerektiğini vurguladı. Sanatçı Hülya Bozkaya ise Diyarbakırlı sanatçılara ‘neredesiniz’ siteminde bulundu
DİYARBAKIR YENİGÜN - Çocuklarının dağa kaçırıldığı iddiasıyla HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde oturma eylemi yapan ailelerin sayısı 10’uncu gününde 25’e yükseldi. 8 yıl önce Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde 14 yaşındaki oğlunun kaybolduğunu belirten baba Ömer Tokay, çocuğunu piknik havasıyla Şırnak’a götürdüklerini, torpilli olan ailelerin çocuklarının geri geldiğini, kendi çocuğunun ise dönmediğini söyledi. Tokay, "Mehmet 8 yıl önce 14 yaşında lise birinci sınıftayken gitti, şu an 22 yaşında. Oğlum ilk önce internet üzeri görüştükleriyle Şırnak’a gitti, orada il başkanı ile görüşerek hücre evine gönderildi. Ekiplerini tamamladıklarında götürdüler. Çocuğumun gelmesini istiyorum" dedi.
“Ailelerin durumu çok vahim”
Bu arada ailelere her kesimden yapılan destek ziyaretleri artarak devam ediyor. Şarkıcı Bora Gencer, aileleri ziyaret ederek, birlikte Alay Marşı'nı söyledi. Gencer, "Ailelerin durumu çok vahim, hiçbirimiz onları hissedemeyiz, anne yüreğidir. Dünyada bize bir yaşam sunuldu Allah tarafından. Biran önce annelerimizin evlatlarına kavuşmalarını, bunu yapanların da biran önce kendilerine gelmelerini ve farkına varmalarını Allah’tan niyaz ederim. Biz bu topraklarda daha iyi çalışarak, daha iyi bu ülke için neler yapabiliriz onun peşinde koşmalıyız. Bu yüzyılda bunlar çok ayıp. Birilerinin çocuklarını alıp dağa kaçırmak ne demek, nasıl bir duygudur. Bizim güçlü bir devletimiz var, inşallah bu sorunlar çözülecektir. Bizde bir daha böyle şeyler görmeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
“Diyarbakırlı sanatçılar neredesiniz”
Oturma eylemine sanatçı Hülya Bozkaya’dan da destek geldi. Merkez Bağlar ilçesi Selahattin Eyyubi Bulvarı'nda bulunan HDP Diyarbakır il binası önünde oturan aileleri ziyaret eden Bozkaya, ailelerle tek tek görüştü. Bozkaya, dağa kaçırılan çocukların, 2015 yılında hepsinin belirli ay aralığında kaçırıldığını belirterek, “Böyle bir şey olmaz. Bu bir tesadüf değildir. Bu bilinçli ve planlı yapılan bir durumdur” dedi. Sanatçılara da sitemde bulunan Bozkaya, “Diğer sanatçılar Bodrumlarda tatil yapıp sosyal medyalarına güzel fotoğraflar atıyorlar amenna, ama bakın sanatçı demek toplumun aynası demektir. Bizler bu konuda toplumla alakalı bir durum, bir acı ve bir vahşet olduğunda en güzel sesi duyuracak olan sanatçılardır. Ben günlerdir kendi sosyal medya hesabımdan da çağrı yapıyorum. Ben popüler ve medyatik bir sanatçı değilim. Bakın Diyarbakırlı sanatçıların gelmesini isteyen ailelerde bulunuyor burada. Emrahcığım güzel kardeşim, sevgili Mahsum Kırmızıgül sizler bu toprakların insanlarısınız. Sizler neredesiniz. Sevgili Bedri Ayseli abim neredesin. Sanatçılar olarak bir şehit haberi ya da bir acı haber aldığımızda sosyal medya hesaplarımızdan tepkimizi ortaya koyup başsağlığı diliyoruz. Biz bunları göstermelik mi yapıyoruz. Göstermelik ise neden burada değiliz” diye konuştu. Bozkaya, ziyaret ve açıklamasının ardından ailelerle tek tek vedalaşıp bölgeden ayrıldı.
“Burada bir yürek yangını var”
HDP Diyarbakır il binası önünde oturan aileleri bir destek de Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’dan geldi. Annelerin yanında oldukları mesajını veren Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, ailelerle bir araya gelirken dağa kaçırılan çocukların kendi çocukları olduğunu ve çocukların sınıfta öğrenci olmaları gerekirken ne annelerinin yanında ne de sınıfta olduklarını söyledi. Çocukların ellerinin silah değil kalem tutması gerektiğini vurgulayan Yalçın, “Burada bir yürek yangını var, yüreğinden konuşan insanlar var. Tüm sadeliğiyle, doğallığıyla, bir anne hassasiyetiyle burada feryat eden insanlar var. Dolayısıyla duyup da etkilenmemek, görüp de duygulanmamak, gözyaşına gözyaşı katmamak imkânsız. Biz bu terör belasına 142 arkadaşımızı verdik. 283 okulumuz terörden zarar gördü ve birçok okulumuz yakıldı. Karne alınacağı zaman içeriye merminin atıldığı günleri yaşadık. 135 cami bu anlamda zarar gördü. Kur’an kursu, din görevlileri zarar gördü. 112 personelinin yolu kesildi ve kamu çalışanı arkadaşımız terörün zararını gördü. Savaş ortamında bile sağlık hedef alınmazken bu anlamda terörün zararını gördü” dedi.
“20 bin çocuk terörün kurbanı oldu”
Çocukların yerinin eğitim yuvaları olduğuna işaret eden Yalçın, “Burada bir anne hassasiyetiyle bir çığlık yükseliyor. Her sabah uyandığında evladını göremeyen bir annenin burada yürek yangının ifade ettiği ve toplumun tamamını etkilediği ve insanların da bulunduğu yerden buraya yüreğini kattığı bir süreç yaşanıyor. Bu süreci takip ediyor ve buradaki insanların duygularına ortaklık ettiğimi ifade ediyorum. Türkiye terörden çok çekti. Başladığı tarihten bugüne kadar 18 yaşının altında okul çağındaki 20 bin çocuk terörün kurbanı oldu. Buradaki aileler de ‘çocuğum okul çağındaydı, kandırıldı, elimizden alınıp götürüldü’ diye feryat ediyorlar. Çocukların yeri eğitimdir. Çocukların eli silah tutmaz kalem tutar. Çocuklar sırada ter döker geleceğe çalışır. O yüzden biz eğitimciler olarak bu süreci adım adım takip ediyoruz. Bu ülkede terör bitecekse bunu da anneler gerçekleştirecek” diye belirtti. Omzuna beyaz tülbent saran Başkan Yalçın daha sonra ailelere gül dağıttı. (Haber Merkezi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.