Video Haber:Teknoloji ve internet bağımlılığına dikkat!

Video Haber:Teknoloji ve internet bağımlılığına dikkat!
https://www.youtube.com/watch?v=uwZAoch2_Ug Teknoloji ve internet bağımlılığına dikkat çeken uzmanlar, bu tür bağımlılıkların asosyallikle beraber...

Teknoloji ve internet bağımlılığına dikkat çeken uzmanlar, bu tür bağımlılıkların asosyallikle beraber metabolik rahatsızlıklara da sebep olduğunu belirtiyor. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Doç. Dr. Abdullah Atlı, teknoloji ve internet bağımlılığının çocuklarda daha tehlikeli olduğunu söyledi.

DİARBAKIR-Küçük yaşta teknoloji ile tanışarak tablet, bilgisayar ve akıllı telefonlardaki oyunlarla vakit geçirmeye çalışan çocuklarda eroin ve kumar gibi bağımlılık yaparken sanal kumar ile tanışma riski de aynı zamanda artıyor. Teknolojik ürünlerle fazla vakit geçirme aynı zamanda obezite gibi metabolik rahatsızlıklara da yol açtığı belirtiliyor.

Teknoloji ve internetin zamanla kişi de özellikle çocuklarda bağımlılık yaptığını belirten Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Doç. Dr. Abdullah Atlı, "Amerika psikiyatri birliğinin psikiyatri alanında kullandığı ünlü sınıflandırma sistemi olan DSM, internet oyun bağımlılığını ileri tanı ölçülerine koydu. Bu internet oyun bağımlılığında beyindeki bağımlılık mekanizmalarını aktifleştirdiği ve ilerde belki 5, 10 yıl sonra İnternet oyun bağımlılığının da diğer eroin, kokain, esrar, kumar bağımlılığı gibi bağımlılık sistemine alınacağı neredeyse kesin gözüyle bakılıyor." dedi.

Teknoloji bağımlılığı üzerinde çalışıyor

Teknoloji bağımlılığının kumar gibi davranışsal kontrol bozukluğu olarak nitelendiren Atlı, " Yapılan çalışmalar şunu gösteriyor. Vücutta bazı bölgeler ventral tegmental alan nükleer akumbens gibi bazı bölgelerde oluşan dopanerjik aktivite ile ilgili bağımlılık gelişiyor. Bu günümüz tanı sınıflandırma sisteminde daha önce kumarla ilgili bir kontrol bozukluğu olarak görülüyordu. Yalnız son 2013'deki sınıflandırma sistemlerinde kumarında bir bağımlılık olduğu gösterildi. Bunun gösterilme sebebi tabi sadece insanların davranışlarına yorumlanmadı. Beyindeki aktiviteler de ölçüldü. Kumarında eroin gibi esrar gibi kokain gibi beyindeki aktivite artışı yaptığı ve bununla ilişkili olarak da bununda bir bağımlılık olduğu vurgulandı. Tabi bu kumarında eroin, kokain, esrar gibi maddelerdeki gibi davranışsal fenomenlerin olduğu görüldü. Şimdi üzerinde çalışılan bir konu, bu teknoloji bağımlılığı bilgisayar, telefon, tablet bağımlılığı gibi bağımlılıklardır." ifadelerini kullandı.

"Akıllı telefonla çocukların aklını başından alıyoruz"

Bağımlılık yapan teknolojik ürünlerden akıllı telefon kullanım yaşının ilkokul seviyesine indiğine dikkat çekerek çocukların beyni üzerindeki olumsuzlukları belirten Atlı, "Çocuk ergen beyni gelişen bir beyindir. Tam gelişimini tamamlamış bir beyin değildir ve alıcıdır. Verdiğiniz her şeyi alır. Verdiğiniz her şeyi alır derken iyi şeyleri de alır kötü şeyleri de alır. Bu anlamda özellikle bakıyoruz eskiden lise döneminde çocuklarımıza telefon alırdık. Şimdi o ortaokula indi hatta ilkokula indi ve biz çocuklarımıza normal tuşlu telefon almıyoruz. Akıllı adı altında her türlü programın yüklendiği, çocuklarının beyinsel aktivitesini olumludan ziyade olumsuz etkileyen ve halk arasında akıllı telefon diye bilinen aslında çocukların aklını başından alan telefonlar alıyoruz. Yani amacından saptırılmış bir iletişim tarzı seçiyoruz ve çocukları maalesef zapt edemiyoruz." dedi.

"Çocukların denetim mekanizmaları zayıftır"

Çocuk beyninin gelişim sürecine dikkat çeken Atlı, internet oyun bağımlılığını çocuk beyni üzerindeki olumsuzlukları değerlendirerek, "Çocuk beyini, gelişen bir beyindir. Gelişimi tamamlamış beyin değildir. Mesela esrara 20 yaşından başlayan ile 10 yaşından başlayan birinin bağımlı olma potansiyelleri farklıdır. Ne kadar erken yaşta başlarsa o kadar hızlı bağımlı olur ve o kadar çok beyin etkilenir. Aynı şey internet oyun bağımlılığı içinde geçerlidir. Bu anlamda ergen beyni hassastır ve biz ne kadar çok çocuklarımızı sosyal medya, iletişim adı altında bu akıllı telefonlarla haşır neşir edersek o kadar beyin kimyaları olumsuz bozulur. Çünkü çocukların denetim mekanizmaları zayıftır. Aynı şekilde biz bir saatin sonunda kendimizi denetleme yeteneğimiz onlardan çok daha iyi olur. Bir saatin

sonunda telefonu elimizden bırakabilirken çocuk bunu denetleme mekanizmaları zayıf olduğu için elinden bırakamaz ve bir saat 3-5 saat olur. Bir de beyin gelişim aşamasında olduğu için bizim gibi etkilenmezler. Bizim bir saat telefonla uğraşmamızın beynimize verdiği zararla 15 yaşındaki bir ergenin bir saat oynadığı zaman verdiği zarar aynı değildir. Onlarınki kat be kat fazladır." diye belirtti.

İnternet oyun bağımlılığı konusunda sağlıklı ve hızlı bir şekilde çocuğun yaşının en düşük olduğu seviyede rehberlik adı altında tedbirler alınması gerektiğini belirten Atlı, "Çocuğu 15, 16, 17 yaşına kadar internete alıştırıp ondan sonra bir anda keserseniz, çocuk bir nevi yoksulluk yaşar ve o yoksulluk neticesinde nasıl bir kokain bağımlısı yoksunluk yaşadığında şekere, tuza kokainmiş gibi saldırıyorsa çocuk da aynı şekilde evden kaçma pahasına dahi olsa internet kafelere saldırırcasına yaklaşır. Ve orada nasıl esrar, eroin bağımlısı parası bittiğinde hırsızlık yapıp madde aramaya çalışıyorsa, çocuk da internet kafe parası toplamak için evden hırsızlık yapmaya bile başlayabilir." dedi.

Atlı, çocukların sosyal hayattan çekilip sanal sosyal bir hayata bürünmesinin psikiyatrik hastalıklara yol açtığını söyleyerek, "Tabi ki bu sosyallik asosyallik aslında. Sanal sosyallikle beraber psikiyatrik hastalıklar daha da geriye çekiliyor. Biz eskiden depresyonu, kalbi bozukluğunu, uyku bozukluğunu 20 yaşlarında konuşuyorduk şimdi 13-15 yaşlarında konuşuyoruz. Eskiden 35, 40, 50 yaşında konuştuğumuz obeziteyi şimdi 13-15 yaşında konuşuyoruz." Şeklinde konuştu.

Sosyal medya tehlikesine dikkat!

Görsel ağırlıklı sosyal medyanın revaçta olduğuna ve bunun özellikle çocuklar üzerinde olumsuz etkilere neden olduğuna dikkat çeken Atlı daha sonra şunları kaydetti:

"Yakın zamanda yapılan bir çalışmada sosyal medyada en tehlikeli olarak instagram ve snapchat görüldü. Bu özellikle görselliğe dayanan, bilginin ve yazının hiç olmadığı alanlardır. Çoğu saldırganlık dürtülerini aktifleştiren, kan içerikli alanlar, cinsel dürtülerini arttıran ve erotik paylaşımların sık görüldüğü alanlardır. Psikiyatrik olarak en tehlikelisi görülüyor."

İnternet oyunlarındaki reklamların içeriğine de dikkat çeken Atlı, "Kumar yasaktır, ama illegal internet sitelerinden bir sürü kumar oynanıyor ve kumar bağımlısı genç yetişiyor. Bununda altyapısında internet oyun bağımlılığı var. Dikkat ederseniz 15 yaşında çocuğunuzun oynadığı oyuna bakın;  ekranında, altında, üstünde, sağında ve solunda reklamlar çıkıyor ve onların önemli bir kısmı illegal kumar siteleridir. Bunların bir sonraki aşaması ise kumar bağımlılığıdır. Bu anlamda çok dikkatli olmak lazım." ifadelerini kullandı.

"Çocuklarımızı denetlememiz lazım"

Ailelerin çocuklar üzerindeki denetimini de değerlendiren Atlı, "Çocuklarımızı denetlememiz lazım. Denetlerken aşırı baskı altında bırakmamak, anne baba sınırlarını koruyarak arkadaşlık yapmak gerekir. O sınırları çiğneterek yapılan arkadaşlıklar da neticesiz, kötü sonuçlar doğurabilir. Bu anlamda çocuğu anlamaya yönelik ve gerektiğinde profesyonel destek, çocuk psikiyatrisi, özellikle 15 yaşını geçtikten sonra bizden destek alarak normal olan süreci anormalleştirmeden çözmemiz lazım." dedi. (İLKHA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.