‘Sepsiste erken tanı çok önemli’

‘Sepsiste erken tanı çok önemli’
Diyarbakır'da görev yapan İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Hasan Turan, sepsis erken tanı ve tedavisi hakkında bilgi verirken tüm hastalıklarda olduğu gibi sepsiste...

Diyarbakır'da görev yapan İç Hastalıklar Uzmanı Dr. Hasan Turan, sepsis erken tanı ve tedavisi hakkında bilgi verirken tüm hastalıklarda olduğu gibi sepsiste de erken tanı ve farkındalığın çok önemli olduğunu söyledi

DİYARBAKIR YENİGÜN  - Ülkede yaklaşık yıllık 100 bin vakaya rastlanan ve yoğun bakıma yatan hastaların yaklaşık yüzde 10’unu oluşturan sepsisin yüksek ölüm oranına sahip olması sebebiyle ciddi önem arz eden bir hastalık olduğunu belirten Diyarbakır Dicle Memorial Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Hasan Turan, bu konuda uyarıda bulundu. Sepsisin enfeksiyona sistemik yanıtı olduğunu, enfeksiyon veya enfamasyon sürecinde vücudun bağışıklık sisteminin abartılı bir yanıtının olduğunu belirten Dr. Hasan Turan, hastalıkta organ hasarlarının oluştuğunu tekli ya da çoklu organ yetmezliklerin oluştuğunu söyledi.  Dr. Turan, "Sepsisle ilgili durumları 3 kategoriye ayırabiliriz. Sepsis, ağır sepsis ve septik şok. Sepsiste enfeksiyona ilaveten sistemik enfamatuvar yanıt sendromu denilen durum söz konusudur. Sistemik inflamatuvar yanıt sendromu; ateş 38 dereceden yüksek veya hipotermi 36 dereceden yüksek, kalp atımının dakikada 90’nın üzerinde olması, kandaki beyaz küre sayısının 12 binin üzerinde olması veya 4 binden den az olması, solunum sayısının dakikada 20’nin üzerinde olması şeklinde tanımlanır. Enfeksiyonla beraber bu 4 durumdan iki tanesi varsa sepsis olarak tanımlanır. Sepsise organ yetmezliği eklenmesi durumunda ciddi sepsisten bahsedilir. İnfamatuar süreç başladıktan sonra vücutta pıhtılaşma sistemi ve bağışıklık sistemi aşırı uyarılıyor. Bu durum organlarda hasara sebep oluyor. Sonuçta başta böbrek yetmezliği, solunum yetmezliği, karaciğer yetmezliği gibi organ yetmezlikleri baş gösterebiliyor. Ayrıca damar geçirgenliği bozularak sıvının damar dışına kaçmasına sebep oluyor. Nihayetinde hipotansiyon, dokuların yeterince kanlanamaması sonucu genel durum bozukluğu ve çoklu organ yetmezlikleri gelişebiliyor. Hastalarda genelde yüksek ateş, üşüme, titreme, mevcut, soluk ya da benekli cilt mevcuttur. Tansiyon düşme eğilimindedir ve hastanın şuuru bulanıktır. Bu durumda vakit kaybetmeden hastayı en kısa sürede en yakın hastaneye götürmek gerekiyor. Hastaya enerjik tedavi hayat kurtarıcı olabiliyor” dedi. Sepsisin en çok bakterilerin kana karışması neticesinde oluştuğunu ifade eden Dr. Turan, konuşmasına şöyle devam etti: “Ama virüsler ve mantarlara bağlı da sepsis gelişebilir. Bir yaşından küçük çocuklar, hamileler, yaşlılar, damar içi kateteri olanlar, kronik hastalığı olanlar, organ nakli yapmış olanlar, diyaliz hastaları, diyabetik hastalar, kemoterapi alanlar, bağışıklık sistemini baskılayan ilaç alanlar veya dalağı alınmış olanlar risk grubundadırlar. Yüzde bu hastalarda bu tür belirtilerden biri görülür görülmez hemen en yakın hastaneye götürmek gerekiyor. Ciddi sepsisli ve septik şoktaki vakaların yoğun bakım koşullarında takibi gerekiyor. Hemen damardan sıvı desteğine başlamak gerekiyor. Kan kültürleri alındıktan sonra uygun antibiyotik tedavisi başlanmalıdır. Bazen mekanik solunum cihazına gereksinim duyulabilir. Kültür sonucuna göre de gerekirse antibiyotik değişimine gidilmelidir. Yeterli sıvı replasmanı yapılmalı. Genel yoğum bakımlarda en sık ölüm sebebi sepsistir. Genel yoğum bakım ölümlerinin yaklaşık yüzde 45’ini sepsise bağlı ölümler oluşturmaktadır. Farkındalık, erken tanıma ve enerjik tedavi hayat kurtarmada çok önemli yer tutmaktadır.” (Haber Merkezi)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.