Pasinli: Alternatifler oluşturulmalı

Pasinli: Alternatifler oluşturulmalı
Şiddet gören kadınların gerekli yerlere başvuru yapabilmeleri için izolasyon haline uygun, elverişli başvuru alternatifleri geliştirilmesi gerektiğini...

Şiddet gören kadınların gerekli yerlere başvuru yapabilmeleri için izolasyon haline uygun, elverişli başvuru alternatifleri geliştirilmesi gerektiğini belirten Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Aslı Pasinli, “Bulunduğumuz yerden kullanabileceğimiz, başvuru yapabileceğimiz dijital bir uygulama geliştirilebilir” dedi

DİYARBAKIR YENİGÜN - Koronavirüs salgınının yayılmasının önüne geçebilmek için sokaklar boşalırken, bu durum kadına yönelik şiddette artışa neden oldu. Türkiye'de henüz resmi rakamlar açıklanmasa da kadın örgütlerinin verileri ve yapılan bazı anket sonuçları ev içi şiddetin arttığını gösteriyor. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre Mart ayında 29 kadın öldürüldü. Sosyo Politika Saha Araştırmaları Merkezi’nin 3-8 Nisan tarihleri arasında 28 ilde yaptığı saha araştırmasında ise kadına yönelik şiddetin yüzde 27.8 oranında arttığı görüldü.

Başvurularda artış yaşanıyor

Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Aslı Pasinli, yaşanan izolasyon sürecinde baroya, can güvenliği tehlikesiyle gelen başvuruların yanında, boşanma davaları için de taleplerin arttığını söyledi. İzolasyon sürecinde kadınların başvuru yapacakları alternatiflerin de gün geçtikçe azaltıldığına dikkat çeken Pasinli, birçok kurumun çalışmalarını askıya aldığını, çalışmalarını daha titizlik içinde yapması gereken sığınma evlerinin de başvuru almayı durdurmasının, salgın döneminde kadınların daha savunmasız ve saldırıya açık bırakılması anlamına geldiğini söyledi.

Hangi kıstastlara göre belirleniyor?

Diyarbakır’daki belediyelere bağlı kadın sığınma evlerinin başvuru almayı durdurmasını değerlendiren Pasinli, “Sığınma evlerinin başvuru almayı durdurması haberi karşısında hepimiz irkildik. İçerikte sadece ‘can güvenliği tehlikesi olan’ kadınları kabul edecekleri bilgisi geçiyordu. Fakat kadınlar için hayat kurtarıcı bir noktada duran sığınma evleri gelen başvurucuların ‘can güvenliği’ tehlikesini hangi kıstaslara göre belirleyecekler? Gerekçelerine personel eksikliği ve salgını gösteren kurumlar aslında kadınlara açık bir şekilde ‘bize gelmeyin’ diyor. Bizler bu dönemde artan şiddet verilerini ortaya koyarak ek önlemlerin alınmasını isterken bırakın ek önlem alınmasını hali hazırdaki kurumların işlevsizleştirilmesi ile baş başa kaldık ” dedi.

“Emniyetten geri gönderiliyorlar”

Kadın sığınma evlerine başvuru yapan kadınların taleplerinin geri çevrildiğini ve emniyete yönlendirildiklerini savunan Pasinli, emniyette hiçbir işlem yapılmadan kadınların geri gönderildiğini ileri sürdü. Pasinli, “Ne yazık ki başvurucularımızdan aldığımız bilgilere göre, emniyette hiçbir işlem yapılmadan kadınlar geri gönderilmiş. Kadınların talep ettiği tedbir kararı, yahut suç duyurusu atıl bir mesele olarak görülmekte. Baştan savma gerekçelerle ihtiyaca cevap olunmadığına, ya da alımının zorlaştırıldığına şahitlik ediyoruz” ifadesinde bulundu.

İstanbul sözleşmesine aykırı

İstanbul Sözleşmesi’nin maddelerini hatırlatan Pasinli, devlet kurumlarının, salgın hastalık süreçlerinde de erkek şiddetine karşı önleyici ve kadınları koruyucu tedbir alma yükümlülüğü baki olduğunu vurgulayarak, olağan dönemlere nazaran koşulların yarattığı yeni durumlara ilişkin ek önlem alma yükümlülüğünün olduğunu ve sığınma evlerinin başvuru kabul etmemesinin İstanbul Sözleşmesi’ne aykırı bir durum olduğunu belirtti.  İzolasyonun toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirildiği bir döneme tekabül edeceğini ve yine kadınlar açısından failleri ile baş başa kaldıkları bir zaman dilimi anlamını taşıdığını ifade eden Pasinli, şiddete maruz kalan kadınlar açısından zorlayıcı ve çıkmazları olan bir karantina hali ile karşı karşıya kaldıklarını söyledi.

‘Alternatifler oluşturulmalı’

Şiddet gören kadınların gerekli yerlere başvuru yapabilmeleri için izolasyon haline uygun, elverişli başvuru alternatifleri geliştirilmesi gerektiğini kaydeden Pasinli, “Bulunduğumuz yerden kullanabileceğimiz, başvuru yapabileceğimiz dijital bir uygulama geliştirilebilir. Şiddet gören kadınların darp raporlarının alınması için karantina hastaneleri dışında hastaneler belirlenmeli. Buraya işaret edilerek bilgilendirme yapılmalı. Aynı zamanda bu işlemler yapılırken kadınların korunması için gerekli malzemeler temin edilmeli. Karantina sürecinde kürtaj gibi hayati bir konuda kadınların başvurabilecekleri hastanelerin neresi olacağı aynı şekilde belirtilmelidir. Alo 183 aktif halde hizmet vermeye devam etmeli. Kadın Destek Uygulaması (KADES) konusunda kadınlar bilgilendirilmelidir. Bu uygulamayı telefonunuza indirerek acil durumlarda bulunduğunuz yerden emniyete bildirim yapabiliyorsunuz. Kolluk görevlilerine daha fazla rolün düştüğü bu dönemde gelen başvurular konusunda gerekli hassasiyetin gösterilmesi için gerekli uyarılar yapılmalı. Kadınların başvurularına cevap olmayan türlü gerekçelerle kadınları başından savan görevliler hakkında adli işlemler yapılarak soruşturulmalıdır. Sığınma evlerinin başvurucuları reddeden uygulamalarına derhal son verilmelidir” diye belirtti.

Dijitalden destek

6284 sayılı kanun ve İstanbul Sözleşmesi’nin etkin bir şekilde uygulanması için devlet mekanizmalarının bir an önce harekete geçmesinin önemine değinen Pasinli, “Bu süreçte kadına yönelik şiddet alanında çalışan kurumların sosyal medya hesapları aktif şekilde kullanılmaya devam ediyor. Başvurucular için dışarıya çıkmak imkan dahilinde değilse bile dijital ortamdan destek isteyebilir başvuru yapabilirler. Telefonlar üzerinden danışmanlıklar verilmeye devam ediyor. Kadınları daha dezavantajlı kılan bu karantina döneminin biran önce bitmesini temenni ediyoruz” dedi. (MA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.