‘Önemli bazı deliller toplanmadı’
Kayıp üniversite öğrencisi Diyarbakırlı Gülistan Doku’ya ilişkin Tunceli’de biz dizi görüşme ve incelemelerde bulunan Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, soruşturmada önemli bazı delillerin toplanmadığını savundu. Raporda, soruşturmanın Asayiş Şube’den alınarak tarafsız bir birime verilmesi talebinde de bulunuldu
DİYARBAKIIR YENİGÜN - Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı, 16 gündür kayıp olan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü ikinci sınıf öğrencisi Gülistan Doku için 17 Ocak’ta gittikleri Tunceli’de gerçekleştirdikleri bir dizi görüşmelerin ardından bir rapor hazırladı. Mezopotamya Ajans’ta yer alan habere göre hazırlanan rapor, Diyarbakır Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen basın toplantısında kamuoyu ile paylaşıldı. 11 kadından oluşan heyet, gittikleri kentte Tunceli Vali Yardımcıları Selçuk Yosunkaya ve Akın Zor, Başsavcı Vekili ve Soruşturma Savcısı, Munzur Üniversitesi Rektörü Ubeyde İpek, Baro Başkanı Av. Kenan Çetin, Dersim Kadın Platformu’nun yanı sıra Doku’nun ailesi ve arkadaşlarıyla görüştü. Bu görüşmeler ve incelemeler doğrultusunda hazırlanan raporu, İnsan Hakları Derneği (İHD) Kadın Komisyonu Üyesi Ezgi Sıla Demir açıkladı. 5 Ocak günü kaldığı yurttan çıktıktan sonra Doku’dan bir daha haber alınamadığını hatırlatan Demir, Diyarbakır'da yaşayan ailesinin Tunceli’ye giderek kızlarının kaybolduğu ihbarında bulunduğunu ve ailenin ihbarı sonrasında Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın soruşturma başlattığını aktardı.
‘Sistematik hale geldi’
Ancak başlatılan soruşturmada sadece ‘intihar’ ihtimali üzerine odaklanıldığını belirterek, bu duruma tepki gösteren Demir, ‘öldürülme’, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’, ‘intihara yönlendirme’ ya da ‘zorla kaybedilme’ ihtimallerinin de ön planda tutulması gerektiğini vurguladı. “Artan cinsel taciz, istismar ve kadın cinayetlerinin bölgede yaşanan kaos ve savaş ortamının etkili olduğuna” vurgu yapan Demir, “Dersim, Şırnak, Hakkâri gibi demografik yapının değiştirilmeye çalışıldığı kentlerde bu vakalara sıkça rastlanmaktadır. Güvenlik gerekçesiyle bölge kentlerinde çok fazla kolluk kuvvetinin görevlendirilmesi, yaşanan yargısız infazlar ve işkence ve kötü muamele olaylarının cezasızlıkla sonuçlanması, kolluk görevlilerinin yargı zırhıyla korunması, bölgede güvenlik politikaları adı altında militarist yaklaşımların pervasızlaşmasına ve kadına yönelik şiddetin meşrulaştırılmasına neden olmaktadır. Bunu Melike’nin öldürülmeden önce karakolda kolluk güçleri tarafından uzlaştırılmaya çalışılıp eve gönderilmesi çok net bir şekilde göstermektedir. Tüm bunlarla birlikte yaşanan bu olayların münferit olmadığını, toplumsal politikalar sonucu sistematik hale geldiğini biliyoruz. Söz konusu yaşanan olaylarda kolluk güçlerinin rolü olması, yaşanan olaylar sonrasında soruşturmaların etkin yürütülmemesi, faillerin kolluk kuvvetleri ile olan ilişkileri, soruşturmalara dair şüphe uyandırmaktadır. Bunların ortadan kaldırılması gerektiğini buradan bir kez daha yineleyerek, Diyarbakır Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ağı olarak Gülistan Doku bulunana dek olayın takipçisi olacağımızı bildiririz” diye kaydetti.
Tespit ve öneriler
Hazırlanan raporda ise, Gülistan Doku ile ilgili yürütülen soruşturmaya ilişkin tespit ve öneriler şöyle sıralandı:
“* Gülistan’ın bulunmasına ilişkin yürütülen soruşturmanın sadece intihar ihtimali üzerinden yürütülmesi yargısından vazgeçilip, öldürülme, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma, intihara yönlendirme, zorla kaybedilme ihtimallerinin de ön planda tutularak buna göre tahkikata devam edilmesi gerekmektedir.
* Soruşturma işlemlerinin, soruşturma dosyasının birincil şüphelilerinden Zainal Abarokov’un babasının görev yaptığı Asayiş Şube tarafından yürütülüyor olması, etkin bir soruşturma yürütülmediğine ilişkin şaibelere neden olmaktadır. Bu nedenle soruşturmanın Asayiş Şube’den alınarak tarafsız ve bağımsız bir birim veya kurum tarafından yürütülmesinin sağlanması gerekmektedir.
* Soruşturma dosyasında toplanması elzem olan bazı delillerin toplanmamış olması (örneğin Zainal Abakarov’un anne ve babasının çelişkili beyanlarının aydınlatılmaması, ev-araç içlerinde parmak izi, kan, saç kılı, tırnak gibi biyolojik deliller ile şüphe arz edecek eşya ve tüm materyallerin araştırma-incelemesinin yapılmaması) soruşturmanın sıhhatli biçimde ilerlemesini engellemektedir.
* Zainal Abarokov’un telefonu ve teknik cihazlarında arama ve el koyma işlemi yapılmamış olması, aralarında geçen konuşmalara dair sadece kişinin kendi rızası ile vermiş olduğu WhatsApp yazışmalarının dosyada bulunması bu soruşturmanın esas olarak intihar ekseninde yoğunlaşmasının başat faktörüdür. Oysa intihara yönlendirme suçu açısından bir değerlendirmenin yapılabilmesi için telefon ve teknik cihazlardan elde edilebilecek deliller hayati bir öneme sahiptir.
* Soruşturma dosyasının içeriğine göre bir şahıs, sosyal medya üzerinden, Gülistan’ın zorla arabaya bindirilmeye çalıştığını gördüğünü ve emniyeti aradığını bildirmiştir. Dosya içeriğinde böyle bir emniyet kaydının olup olmadığına yönelik bilgi istenildiğine dair bir müzakere bulunmamaktadır. Oysa böyle bir ihbar söz konusu ise vakit kaybetmeden 155 kayıtlarının istenilmesi ve belki de soruşturmanın başka bir minvalde sürdürülmesi gerekmektedir.
* Aramaların çoğunluğunun suda yapılıyor olması, olayın daha çok intihar ekseninde soruşturulduğunu göstermektedir. Kara aramalarının su aramalarına kıyasen sınırlı oluşu, her iki arama açısından da ekip ve teçhizatın eksikliği hatta bu sebeple suda aramanın sadece günde 4 saat yapılması yeterince etkili bir arama çalışmasının yapılamadığını göstermektedir.
* Munzur Üniversitesi’nin Sarısaltuk Viyadüğü (Dinar Köprüsü)’nü ve 1.900 metrelik kamerasız alanı gören bütün kameralarının ve kamera kayıt sisteminin teknik bir bilirkişi heyeti aracılığı ile incelenmesi ve Gülistan Doku ile Zainel Abakarov’un 05/01/2020 günü 11:00 sularında The Rooute Cafe önünde konuştuğu görülen görüntülerinin iyileştirilip, dudak okuma yöntemi ile konuşmaların çözümünün yapılması gerekmektedir.
* Arama Kurtarma ekiplerinin insan gücü ve teknik teçhizat açısından artırılması ve arama çalışmalarının hem su hem karada paralel olarak devam etmesi gerekmektedir.
* Gülistan’ın bulunmasına ilişkin yürütülen soruşturmanın sadece intihar ihtimali üzerinden yürütülmesi yargısından vazgeçilip, öldürülme, zorla kaybedilme, hürriyetinden yoksun bırakılmış olma ihtimallerinin de ön planda tutularak buna göre tahkikata devam edilmesi gerekmektedir. Ayrıca Gülistan’ın intihar etmiş olma ihtimalinin değerlendirilmesi halinde TCK 84’te düzenlenen intihara yönlendirme başlıklı suçun ‘Başkasını intihara azmettiren, teşvik eden, başkasının intihar kararını kuvvetlendiren ya da başkasının intiharına herhangi bir şekilde yardım eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır’ hükmü gereği bu suça ilişkin delillerin de toplanması gerekmektedir.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.