Moğolları durduran Silvanlı Kürt direnişçiler
Cengiz hanın öncülüğünde Moğolistan’ın kalbinden dünyaya yayılan, vahşet sınırlarını tanımamakla meşhur bir ordu: Moğollar.
Cengiz Han 1219 yılında İslam dünyasının doğu bölgelerine de görülmemiş bir vahşet ile akınlar düzenleyip topraklarına katmış, dağınık ve bölük pörçük Müslüman dünya neredeyse hiçbir direnç gösterememişti. 1223 yılı sonbaharında ülkesine geri dönen Cengiz han, arkasında yıkık şehirler, yüzbinlerce ve belki milyonlarca kurban edilmiş can bırakmış ve Azerbeycan, Kırmanşah, Erbil hattına değin birçok yeri imparatorluğuna katmıştı.
İslam dünyasının Horasan ve Maveraunnehir’deki tüm şehirlerini harabeye yığınına çeviren Cengiz Han, 1250’lerden itibaren torunu Hülagu’nun emrine büyük bir ordu vererek İslam dünyasının geri kalan bölgelerini; Kürt topraklarının tamamını, Şam; Bağdat ve Mısır ülkelerini de imparatorluğa katması için görevlendirir.
Hülagu, İran’da İsmailileri dağalrın zirvesinden alaşağı etti, Zagros dağlarının yüksek yamaçlarındaki Kürtler ile kanlı savaşlar yaptı, Bağdat’ı yerle bir ederek Abbasi halifeliğini tarihten sildi. Yönünü Diyarbakır bölgesine; Şam ve Mısır’a çevirdi. Mısır’ın batı hudutlarına kadar geldi.
Mısır Eyyubileri Memluk darbesi ile yıkılma sürecinde idi. Şam Eyyubileri de istila karşısında varlık gösterecek güçte değillerdi.
Silvan’da kahramanca direniş
İşte bu zamanda Silvan Eyyubi emiri Muhammed Kamil önüne çıkan her şeyi yakıp yıkan Hülagu’ya karşı kahramanca bir direnç gösterir. Daha en başta, kanının son damlasına kadar savaşma sözü verir.
Silvan’ı iki yıla yakın; korunaklı surlar ile birlikte kanının son damlasına kadar savundu. Dönemin İslam tarihi kaynaklarının hemen hepsinde geçen bu olayla ilgili birçok ayrıntı anlatılır. Bir türlü Silvan alınamaz. O kadar ki bu haber Moğol hanlığının merkezine kadar gider, birkaç kez takviye birlikler gönderilir, birçok yola başvurulur, surların dışında defalarca çatışmalar yaşanır, çok sayıda Moğol askeri öldürülür.
Moğollar ilk defa böyle bir direnç ile karşılaşır.
Silvan’da binlerce insan ölür ama teslim olmaz…
İki yılın sonunda erzağın bitip tükenmesi ile şehir ahalasi açlıktan ölür. Binlerce insan ölür Silvan’da. Ama buna rağmen Muhammed Kamil düşmana teslim olmaz ve en başta onlara dediği “kanın son damlasına kadar savaşma” sözünün arkasında durur.
Nihayetinde direnecek kimse kalmayınca düşman şehre girer, can çekişen yaklaşık 70 kişi de öldürülür, şehir; surları ile birlikte tahrip edilir, Muhamed Kamil’in kafası kesilir.
Bu kafa bir mızrağın ucuna konulur; Hama, Şam ve Halep’e götürülüp teşhir edilir. “Bize direnenin sonu böyle olur” demeye getirilir.
Moğollar durdurulamaz” algısı Silvan Eyyubilerince yıkılmıştır
Ama olan olmuş “Moğollar durdurulamaz” algısı İslam dünyasında, Eyyubilere bağlı bu Silvanlı Kürt direnişçinin tarihsel direnişi ile yıkılmıştır artık. Nitekim Muhammed Kamil’in bu direnişinin Memlüklere ilham verdiği bir çok tarihçinin kabul ettiği bir şey.
Memlükler gelip Şam’ı Moğollardan alıncaya kadar Muhammed Kamil’in kafası cami duvarında asılı kalır. Halk o kesik kafayı alıp orada gömülü olan Hazreti Hüseyn’in kafasının yanına defneder. Bu iki kafatasının gömülü olduğu camiye Mescid’ul Re’s (Kafa mescidi) denir."
Adnan Fırat Bayar sayfasından 2019 yılında alınmıştır. (Fotoğraf Silvan Meyyafarkin Selahaddin Eyyubi Camii)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.