Milyonların sahte hayali: Milli Piyango

Milyonların sahte hayali: Milli Piyango
Ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve zorlu yaşam koşulları nedeniylevatandaşlar, umudunu milli piyango ve benzeri şans oyunlarına bağlarken, bu aynı zamanda...

Ekonomik sıkıntılar, işsizlik ve zorlu yaşam koşulları nedeniylevatandaşlar, umudunu milli piyango ve benzeri şans oyunlarına bağlarken, bu aynı zamanda toplumsal bir bozulmayı da beraberinde getiriyor. Kumar bağımlılığının ruhsal bir hastalık olduğunu belirten Diyarbakır Yeşil Yıldız Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öğer, kumarın devlet eli ile oynatılmasının ciddi bir handikap olduğuna vurgu yaptı

Şirvan Oktay GÖRER/Yenigün Özel

DİYARBAKIR YENİGÜN - Türkiye’de yaşanan ekonomik sıkıntılar ve her geçen gün artan işsizlik rakamları vatandaşları farklı arayışlara yönlendiriyor. Özellikle genç nüfusun iş bulamaması, yaşam şartlarının giderek zorlaşması, onları şans oyunlarının kucağına itiyor. Her yılın son ayının son gününde çelişi yapılan Milli Piyango Özel Çekilişi biletlerinin kazandıracağı söylenen dudak uçurtan rakamlar vatandaşların hayallerini süslüyor. Türkiye’nin 81 ilinde milyonlarca kişinin büyük umutlar bağladığı çekiliş sonunda, bileti herhangi bir ikramiye kazanmayanlar da büyük hüsran yaşıyor. Hayalleri bir başka bahara kalan vatandaşlar, bir sonraki yılın yolunu gözlemeye başlıyor.

“Gençler kahvehanelerde boş boş oturuyor”

25 yıldır Milli Piyango satan Coşkun Kenan Doğurmuş’a göre insanların milli piyango başta olmak üzere şans oyunlarına yönelmesinin nedeni işsizlik, ekonomi ve rahat para kazanma isteği. Yenigün’e konuşan Doğurmuş, “İnsanların şans oyunlarına yönelmesinin temelinde en başta işsizlik ve ekonominin kötü olması geliyor.  Gidin kahvelere bakın dünya kadar insan orda işsiz, boş boş oturuyor. Hiçbir şey yapmıyor. Üretme açısından bir şey de üretmiyor” dedi.Bir diğer nedenin ise kolay yoldan zengin olma hayali olduğunu kaydeden Doğurmuş,“Tabi toplumda birazda kolay yoldan zengin olayım, daha rahat yaşayayım, daha rahat para kazanayım düşüncesi var. Ya çıkarsa ümidi var. Aslında öyle olmaması gerekiyor. Helal para kazanmak en güzeli”diye konuştu.

Peki, bunun önüne nasıl geçilebilir. İnsanların gelecek hayallerini şansa bırakmaması için neler yapılması gerekiyor. Coşkun Kenan Doğurmuş, bunun iş insanlarının ve devletin bölgeye yapacağı yatırımlarla mümkün olabileceğini düşünüyor.

Türkiye’nin asıl gerçeği; İşsizlik, yoksulluk ve borç

27 yaşındaki Mehmet Çolak da umudunu şans oyunlarına bağlayan milyonlarca vatandaştan biri. Uzun yıllardır her yılbaşında milli piyango alan Çolak, şans oyunu oynamaktan başka çaresinin olmadığını söylüyor.  Ülkenin içinde olduğu ekonomik sıkıntılar nedeniyle vatandaşın alım gücünün her geçen gün dibe vurduğunu kaydeden Çolak şunları söylüyor;

“Ülkenin ekonomik durumu ortada, işsizlik almış başını gidiyor. İnsanlar çarşıya pazara çıkamaz duruma geldi. Hal böyle olunca insanlar çareyi şans oyunlarında aramaya başladı. Ya çıkarsa umudu ile milli piyango alıyor veya çeşitli şans oyunlarını oynuyor. Kısa süreliğine de olsa rahat bir hayatın hayalini kuruyor. Çünkü başka çareleri yok, ellerinden bir şey gelmiyor. Ama işin sonunda gerçek insanın yüze acı bir şekilde çarpıyor. İşsizlik, yoksulluk ve borç ne yazık ki Türkiye’nin asıl gerçekleri.”

“Kumar bağımlılığı ruhsal bir hastalıktır”

Diyarbakır Yeşil Yıldız Bağımlılıkla Mücadele Derneği Başkanı Yahya Öğer’e göre iseşans oyunlarının ve kumarın sosyolojik bir boyutu var.Öğer, kumar oynama bağımlılığının ruhsal bir hastalık olduğunu belirterek, çevre ve ailenin de önemli bir faktör olduğunu anlatıyor.

Öğer, “İnsanların dünyada bir kaç tane gayesi vardır: bu gayelerden bir tanesi de rahat bir ortamda rahat bir hayat yaşama olayıdır. Rahat yaşam ve zenginleşme mantığı beraberinde, kısa yoldan umutlarına, hayallerine ulaşmayı beraberinde getiriyor. Dolayısıyla pek çok insan aslında şans oyunlarına başvururken kısa yoldan haksız bir kazançla kendisi için müferrih bir hayatı ve zenginleşmeyi düşündüğü için bu anlamda şans oyunları oynadığına şahit olabiliyoruz. Ekonomik sıkıntılarla beraber aynı zamanda sosyolojik bir kavramdır bu. Yani kumar oynamanın sosyolojik bir yanıdavardır. Eğer ailede kumar oynamak geleneksel bir hale gelmişse, bulunduğu çevre itibariyle bu işle birebir ilgilenen insanlar varsa, diyalogda olduğu insanlar varsa dolayısıyla sosyolojik anlamda da o topluma kendini uydurma, o topluma adapte olma noktasında da bu anlamda şans oyunları ya da kumar oynama vardır.  Aslında bir de bağımlılığın pek çok noktasında da bir psikolojik hastalık vardır. Tıpkı madde bağımlılığı, alkol bağımlılığı, sigara bağımlılığı gibi kumar bağımlılığı da aslında ruhsal bir hastalıktır, birazda ruhi tatmin olayıdır” şeklinde konuştu.

 “Kumarın devlet eli ile oynatılması ciddi problemdir”

Öğer, şans oyunlarının devlet eli ile oynatılmasını da eleştiriyor. Devletin toplumun sağlığını düşünürken sadece fizyolojik olarak değil, psikolojik olarak da toplumun sağlığını düşünme zorunluluğu olduğunu ifade eden Öğer şunları söyledi;

“Dolayısıyla devletin kendi eliyle kumar oynatması toplumda ve gelecekte çok ciddi manada handikaplara yol açacak problemlerdir. Çünkü devletin asıl amaçları, görevleri sağlıkla ilgili, bireylerin sağlığını yerleştirme noktasında sağlık reform yapması, eğitim reformları yapması, ulaşım reformları yapması ve normal günlük hayatını idame edebilecek sosyal devlet anlayışı çerçevesinde o bireyin hayatını idame edebilme noktasında ona destek olmasıdır. Ama üzülerek söyleyelim ki kapitalizm sadece bireylerde değil, aynı zamanda devlet ekonomisi de öyle bir rant haline geldi ki devletin orda elde ettiği gelir ve vergi maalesef devletin bu işe sürüklenmesine vesile oldu.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.