Mevcut ekonomik durum “Kriz” olarak tanımlanıyor
Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi tarafından 20-23 Aralık tarihleri arasında Diyarbakır, Van, Şanlıurfa ve Mardin’de gerçekleştirilen saha çalışmalarında çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı. Araştırmanın sonuçlarına göre, mevcut ekonomik durumdan dolayı temel gıda maddelerini almakta zorlandığını belirtenlerin oranı yüzde 72 olurken, ağırlıklı olarak genç ve eğitim düzeyi yüksek katılımcılardan oluşan araştırma grubunun yüzde 88,6 gibi büyük bir kısmı ise Türkiye’de yaşanan durumu “Ekonomik kriz” olarak tanımlıyor
Foto: Arşiv
Mehmet Uğur ÇAKIL
DİYARBAKIR - Sosyo Politik Saha Araştırmaları Merkezi, Türkiye’de son yıllarda yaşanan ekonomik durumu toplumun nasıl algıladığı; bu durumun davranışlarını, ihtiyaçlarını belirlemedeki etkisini ölçmek amacıyla; 20-23 Aralık 2018 tarihlerinde Diyarbakır, Van, Urfa ve Mardin’de bir saha araştırması yaptı. 473 hanede tesadüfi yapılan ankette katılanların yüzde 54,9’u erkek, yüzde 45,1’i kadınlardan oluşuyor. Araştırmaya katılanların yüzde 25,2’si 18-24 yaş aralığında, yüzde 42,3’ü 25-34 yaş aralığında, yüzde 19,6’sı 35-44 yaş aralığında, yüzde 7’si 45-54 yaş aralığında, yüzde 3,7’si 55-64 yaş aralığında ve yüzde 2,1’i de 65 ve üzeri yaş aralığında bulunuyor. Katılımcıların yüzde 44,2’sinin evli, yüzde 52,3’ü bekâr olduğu belirtiliyor. Eğitim durumlarına göre bakıldığında ise, yüzde 7’si okur-yazar olmadığını, yüzde 3’ü okur-yazar olmasına rağmen herhangi bir diplomaya sahip olmadığını, yüzde 9,8’i ilkokul, yüzde 10,7’si ortaokul, yüzde 31,5’i lise ve yüzde 36,9’u üniversite, yüzde 0,9’u ise lisansüstü mezunu olduğunu dile getiriyor.
“Ekonomik kriz var”
Ağırlıklı genç ve eğitim düzeyi yüksek katılımcılardan oluşan araştırma grubunun yüzde 88,6 gibi büyük bir kısmı Türkiye’de yaşanan durumu “Ekonomik kriz” olarak tanımlıyor. Sadece yüzde 4’lük bir kesim yaşananın ekonomik kriz olmadığını beyan ediyor. “Son bir yılda hanenizde işsiz kalan oldu mu?” sorusu yüzde 52,3’ü “Evet” yanıtı veriyor. Buna göre, işsiz kalanların sayısı yüzde 46,9’unun 1 kişi, yüzde 33,7’sinin 2 kişi ve yüzde 13,8’inin 3 kişi olduğunu belirtiyor. Hane aylık geliri 5 bin TL ve üzerinde olan katılımcıların yüzde 36,7’si ‘’Evet’’, yüzde 63,3’ü ‘’Hayır’’ yanıtını verirken, aylık geliri 500 TL’den az olan katılımcıların yüzde 62,2’si ‘’Evet’’, yüzde 37,8’i ‘’Hayır’’ yanıtını veriyor.
“Aylık gelir ihtiyacı karşılamıyor”
“Hane Aylık Geliriniz İhtiyacınızı Karşılamaya Yetiyor Mu?” sorusuna yüzde 48,8’i “Hayır”, yüzde 17,1’i “evet” yanıtını verirken, yüzde 34,1’i “kısmen” diye belirtiyor. Katılımcıların yüzde 95,3’ü “Son 6 ayda alım güçlerinin düştüğünü” beyan ederken, tüm gelir grubunda alım gücünde düşme oranı yüzde 90 ve üstü olarak tespit edildi.
“Bazı ihtiyaçlar alınmıyor”
“Son 6 ayda almaktan vazgeçtiğiniz ihtiyaçlar var mı?” sorusuna yüzde 83,4 gibi büyük bir kesimi “Evet” yanıtını verirken, yüzde 16,6’sı ise “Hayır” diyor. Yüzde 30,5’i giyim ihtiyaçlarını, yüzde 18,8’i ev/araba/ev eşyası, yüzde 17,6’sı temel ihtiyaçlar dışında her şey, yüzde 15,1’i ise temel ihtiyaçlardan vazgeçtiğini belirtiyor. Hane geliri 500 TL’den az olan katılımcıların yüzde 94,6’sı, hane aylık geliri 5 bin TL ve üzerinde olan katılımcıların yüzde 63,3’ü almaktan vazgeçtiği ihtiyaçlar olduğunu dile getiriyor.
Temel gıda maddeleri alınamıyor
Mevcut ekonomik durumun günlük hayatını etkilediğini vurgulayan yüzde 93,9’luk gibi büyük bir kesimin yüzde 72,2’si “Temel gıda malzemelerini almakta zorlandığını”, yüzde 83,9’u “Giyim ihtiyaçlarını karşılamakta” zorlandığını, yüzde 84,1’i “Faturalarını ödemekte” zorlandığını, yüzde 56,8’i “Çocukların okul masraflarını karşılamakta” zorlandığını, yüzde 55,8’i “Kira ödemekte” zorlandığını ve yüzde 48,8’i ise “Sağlık malzemelerine vs. erişmekte” zorlandığını belirtiyor.
Aile içi ilişkiler olumsuz etkileniyor
Katılımcıların yüzde 58,6’sı “Türkiye’deki Ekonomik Krizin Aile İçi İlişkilerini Olumsuz Etkilediğini” belirtirken; yüzde 41,4’ü ise “Etkilemediğini” ifade ediyor. Olumsuz etkilediğini belirten yüzde 58,6’lık kesime “aile içi ilişkilerini nasıl etkilediği” sorusu da yöneltiliyor. Buna göre, grubun yüzde 64,9’u “Kavga ve huzursuzluğun arttığını”, yüzde 33,9’u “Ailesinin ve kendisinin depresyona girdiğini” ve yüzde 1,2’si ise “Eşinden ayrıldığı” yönünde beyanatlarda bulunuyor.
Araştırmaya katışanların yüzde 17.8’i işsiz
Araştırmaya katılanların yüzde 17,8’i işsiz olup iş aradığını, yüzde 17,1’i ev içi ücretsiz işçi, yüzde 14,3’ü öğrenci, yüzde 12,1’i devlet memuru, yüzde 11,9’u işçi, yüzde 11,7’si küçük esnaf/ şoför, yüzde 7’si Özel sektör, yüzde 2,8’i profesyonel meslek (Avukat, Mühendis vb. ), yüzde 2,1’i emekli, yüzde 1,4’ü marjinal sektör, yüzde 0,7’si tüccar - sanayici- iş insanı yüzde 0,5’i ziraat sektörü, yüzde 0,5’i çalışmak istemiyor, yüzde 0,2’si ise çalışamaz halde olduğunu ifade ediyor. Katılımcıların yüzde 8,6’sı hane aylık gelirini 0-500 TL arasında, yüzde 6,8’i 501- 1000 TL arasında, yüzde 8,6’sı 1001-1500 TL arası, yüzde 26,6’sı 1501-2 bin 500 TL arası, yüzde 27,1’i 2 bin 501- 3 bin 500 TL arası, yüzden 15,2’si 3 bin 501- 5 bin TL arası, yüzde 7,1’i ise 5 bin 1 TL ve üstü hane aylık gelir beyanında bulunuyor.
Araştırmaya katılanların yüzde 20’sinin sosyal güvenlik kaydı yok
Araştırma grubunun yüzde 39,5’i SSK’lı, yüzde 29,2’sinin genel sağlık sigortası olduğu ve priminin devletçe ödendiği, yüzde 19,9’unun ise herhangi bir sosyal güvenlik kaydı bulunmadığı ifade ediyor. Ayrıca yüzde 8,9’unun GSS priminin kendi ödediği, yüzde 1,4’ünün emekli sandığı, yüzde 0,7’sinin BAĞ-KUR, yüzde 0,5’inin ise özel sigortalı olduğu kaydediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.