Karın tokluğuna çalışıyor, ölmemeyi diliyorlar: Mevsimlik işçiler

Karın tokluğuna çalışıyor, ölmemeyi diliyorlar: Mevsimlik işçiler
Kimi pamuk toplamaya, kimi fındığa, kimi incir toplamaya gidiyor. Çoluk çocuk araçları doldurarak yola çıkan mevsimlik işçilerin yolculuğu kimi zaman...

Kimi pamuk toplamaya, kimi fındığa, kimi incir toplamaya gidiyor. Çoluk çocuk araçları doldurarak yola çıkan mevsimlik işçilerin yolculuğu kimi zaman trajik kazalarla sonuçlanıyor. Yoğun çalışma saatleri ve risklere rağmen “Mecburuz” diyen işçiler, yakınları ile vedalaşırken “Ölmeden geri dönün” telkini ile yola çıkıyorlar

Sertaç Kayar/Yenigün Özel

DİYARBAKIR YENİGÜN - Kamuoyu onları trafik kazaları, ölümler ve zor şartlar altında çalışmaları ile tanıdı. Mevzuatta ‘Tarımda Hizmet Akdi ile Süresiz Çalışanlar’ olarak tanımlanan mevsimlik tarım işçileri, her yıl Mart ayı itibari ile evlerini terk ederek çalışmak için farklı illere göç ediyor. Kimi pamuk toplamaya, kimi fındığa, kimi incir toplamaya gidiyor. Çoluk çocuk araçları doldurarak yola çıkan mevsimlik işçilerin yolculuğu kimi zaman trajik kazalarla sonuçlanıyor. Yine çalışma koşullarından dolayı farklı hastalıklara yakalanıyorlar. İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre 2019 yılının ilk altı ayında en az205 tarım işçisinin yaşamını yitirdi. Bu sayının yarısını Mayıs ve Haziran aylarında tarım iş kolunda meydana gelen ve mevsimlik tarım işçilerinin hayatını kaybetmesine neden olan iş cinayetleri oluşturduğu belirtiliyor.

Günde 12 saate varan çalışma süresi

Her yıl birçok aile, çocuklarıyla birlikte yevmiye karşılığında çalışmak için batı illerine mevsimlik tarım işçisi olarak göç ediyor. Mart ayında başlayan mevsimlik işçi göçü, yılın Eylül ayına kadar devam ediyor. Aralarında çok fazla çocukların da bulunduğu işçiler her gün neredeyse 12 saat çalışıyor. Günlük yevmiyeleri bu yıl 70 ile 75 lira arasında değişen mevsimlik işçiler, yeme, içme, barınma ve yol gibi tüm ihtiyaçları kendileri karşılıyor. Durum böyle olunca aldıkları ücret bir hayli düşük oluyor. Kurdukları çadır kamplarda su, tuvalet ve banyo gibi temel ihtiyaçlardan mahrum olan işçiler, birçok problem ile mücadele ettiklerini söylüyor. Her ailenin ortalama altı çocukla birlikte yaşadığı çadırlarda, insanlar en temel gereksinimler olan gıda, temizlik ve barınma ihtiyaçlarının eksikliğinin yanı sıra salgın hastalıklarla da boğuşuyor.

‘Ölmeden geri dönün’

Diyarbakır’ın Bismil İlçesi’ne bağlı Kooperatif Mezrası’nda yaşayan vatandaşlar da her yıl mevsimlik işçi olarak farklı illere göç ediyor. Genellikle Mardin köylerinden farklı tarihlerde göç ederek buraya yerleşen vatandaşlar, yaşadıkları ekonomik sıkıntılar ve iş olanaklarının kısıtlılığı nedeniyle göç etmek zorunda kalıyor. Ordu’ya fındık toplamaya giden işçiler, aileden bir kişiyi evde bırakıp geriye kalan tüm aile bireyleri ile fındık toplamaya gidiyor. Geri dönmeleri, bazen 28 gün bazen de ayları buluyor. İş zamanında mezra neredeyse boşalıyor gibi. Trafik kazaları ile gelen ölüm haberlerini yakından takip eden mezra sakinleri, giden akrabalarını “Ölme sakın, ölmeden geri dönün” telkininde bulunuyor.

‘Bir saat erken bıraksak, sonraki gün 1 saat fazla çalışıyoruz’

62 yaşındaki Sabri Erol, fındık toplamak için Giresun’a gidiyor. Ailesi ile tüm ihtiyaçlarını çuvallara koymuş, araca yüklüyor. SputnikTürkiye’ye konuşan Erol, “Fakirlikten dolayı gidiyoruz” diyor. Şöyle devam ediyor Erol: “Fakir olmasam neden buradan ta Giresun, Rize, Ordu’ya kadar gideyim? Güneydoğu’da iş olanakları yok. Geçim çok zorlaştı, artık idare edemiyoruz. Bu nedenle tüm aile ile fındık toplamaya gidiyoruz. Burada bir fabrika olsa, iş olsa gitmezdik. 12 saat yol çekiyoruz. Günlük 70-75 lira alıyoruz. Yemek, içmek, yol her şey bize ait. Aldığımız ücret, masrafımızla neredeyse başa baş oluyor. 19 kişi bir yerde kalıyoruz. Biri evde kalıyor, geri kalanlarımız sabah erkenden işe gidiyor. 1 saat erken bıraksak sonraki gün 1 saat fazla çalışıyoruz.”

‘Şartlar zor, koşullar ağır ama yapacak bir şey yok, mecburuz’

46 yaşındaki Besna Gökalp da Ordu’ya fındık toplamaya giden ekipten. 7 çocuk sahibi Gökalp eşyalarını araca yüklerken, evde kalacak olan 13 yaşındaki oğlu bir köşeye çekilmiş ailesi gideceği için ağlıyor. Annesi vedalaşmak istiyor ama çocuk tepkiyle başını çevirip ağlamaya devam ediyor. Annesi vedalaşmadan gidiyor. Sputnik’e konuşan anne Gökalp “Halimiz bu, görüyorsunuz. 7 çocuğum, geçinemediğimiz için fındık toplamaya gidiyoruz. 1 ay çalışıp geri dönüyoruz. Hepimiz aynı yerde kalıyoruz. Tuvalet, banyo, mutfak her şey birdir. Sabahtan akşama kadar çalışıp akşamda temizlik, yemek yapıyoruz. Masraf yapmamak için birçok ihtiyacımızı buradan götürüyoruz. Yada çalıştığımız paranın bize yetmesi mümkün değil. Bazen çok yağmur yağıyor ve çamur içinde çalışmaya devam ediyoruz. Sabah 07.00’da iş başı yapıp akşam 18.00’a kadar çalışıyoruz. İki kızımla gidiyoruz. Ev kira, şartlar çok zor olsa da çalışmaya mecburuz. Bazen kaza haberleri duyuyoruz, biz de korkuyoruz ama yapacak bir şey yok mecbur çalışacağız.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.