Kadınlar ve çocuklara karşı şiddeti durdurun!
Diyarbakır'da kadın platformları bir araya gelerek “Çocuk cinsel istismarcılarına yönelik af girişimlerinden, İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı Şiddet Yasası’nı karalamaktan vazgeçin” dedi
Şehriban Eleftoz
DİYARBAKIR YENİGÜN - Dicle Amed kadın Platformu (DAKP) ve Diyarbakır Şiddetle Mücedele Ağı Ofis Köprü kavşağında çocuk istismarı affı ve İstanbul Sözleşmesi'ne ilişkin basın açıklamsı yaptı. Açıklamaya Kamu Emekçi Sendikası (KESK), Tevgera Jinen Azad (TJA) Rosa Kadın Derneği katıldı. Açıklamada "Çocuk istismarı insanlık suçudur", "Cinsel istismarı aklayan yasayı geri çekin", "sapık zihniyetinizi çocuklardan çekin" ve "İstanbul Sözleşmesi yaşatır' pankartları taşındı. Basın metnini okuyan KESK Dönem Sözcüsü Sultan Karakuş, “Çocuk istismarcılarına af girişimlerinin gündemde tutulması istismarcılara teşvik, tüm çocuklara tehdittir. İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkmak şiddet uygulayan erkeklere teşvik, tüm kadınlara tehdittir" dedi.
Kadınlar nöbette
Kadın örgütleri olarak çocuk cinsel istismarı suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 103. Maddesini ile ilgili af girişimlerini kaygıyla izlediklerini ifade eden "İnfaz Yasası Nisan ayında TBMM’de gündeme geldiğinde öğrendik ki, 13 yaşındaki kız çocuklarına istismardan yargılanan ve hatta mahkumiyet kararı kesinleşip cezaevine konmuş kişilerin resmi nikah yapıldığı takdirde serbest kalmaları, bu evlilik 5 yıl sürdüğü takdirde cezanın tamamen ortadan kalkması, cinsel istismar gibi ciddi bir suçun cezasız bırakılması hedefleniyordu. Üstelik tüm dünyada 3-4 yaş farkı olan akran kavramı ile oynanarak 15 yaş farkın bile ‘akran’ sayılabileceği iddia ediliyordu. Affın da 15 Temmuz’da Meclis kapanmadan önce çıkacağı açıklanmıştı. Bu nedenle, kadınlar olarak Meclis açık kaldığı sürece gece yarılarına dek süren yasamayı izleme nöbetimiz sürüyor, sürecek. Çünkü 2016 yılında bir gece yarısı birkaç milletvekiline verdirilen bir teklif ile bu af çıkarılmak istenmişti. Kadınlar olarak o günden beri bu konunun gece nöbetçileriyiz” dedi.
‘İstanbul Sözleşmesi'ne karşı durmak tüm kadınlara tehdittir’
İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkmanın şiddet uygulayan erkeklere teşvik, tüm kadınlara ise tehdit olduğunu vurgulayan Karakuş şunları söyledi;
Bu konuda mücadele ederken bir de 2 Temmuz günü Numan Kurtulmuş’un Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çıkması yönünde hazırlıklarına dair açıklamasını duyduk. İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkmak şiddet uygulayan erkeklere teşvik, tüm kadınlara tehdittir. TBMM Boşanma Komisyonu Raporu’ndan beri İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasaya karşı sistematik bir karalama kampanyası yürütülüyor. Bu kampanya nedeniyle ne İstanbul Sözleşmesi ne de 6284 sayılı yasa etkili bir biçimde uygulanıyor. Numan Kurtulmuş’un son açıklaması da, sözleşmeyi ve yasayı uygulamamak için zaten direnmekte olan tüm kamu görevlilerine en üst düzeyden bağlayıcı bir “talimat” niteliği taşıyor. Bu gibi açıklamaların, şiddet uygulayan erkekleri teşvik etmek; şiddete maruz kalan birçok kadının devlet mekanizmalarına başvurma cesaretlerini kırmak; yargı ve kolluğun görevlerini yerine getirmesine engel olmak gibi olumsuz sonuçları olacak. Bu yüzden sesleniyoruz:
*Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddet ile ayrımcılığı körükleyen bu söylemlerinize son verin;
*İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı yasanın etkin bir biçimde uygulanmasını ve işlevli bir Alo Şiddet Hattı, ülke çapında yeterli sayıda kadın danışma merkezi, sığınaklar, cinsel şiddet kriz merkezleri ile şiddetle mücadelenin ulusal mekanizmasının yeterli sayı ve nitelikli destek kapasitesine ulaştırılmasını sağlayın;
Çocuk İstismarcılarına Af Girişimlerinin Gündemde Tutulması İstismarcılara Teşvik, Tüm Çocuklara Tehdittir, çünkü bu af söylentisi olduğu sürece;
*Ceza Kanunu’ndaki 15 yaş altı çocuklarla hiçbir koşulda cinsel ilişkiye girilemeyeceği ve Medeni Kanun’daki 17 yaşın altında evlilik yapılamayacağı konusundaki yasal düzenlemeler kağıt üzerinde kalıyor, uygulanmıyor, uygulanamıyor.
*Çocuk cinsel istismarcıları işledikleri suçtan mahkum olsalar bile, kız çocuğunu ya da ailesini ikna edip resmi nikah yaptırdıkları takdirde cezadan kurtulabileceklerini düşünebiliyorlar.
*Maalesef yargı da af propagandalarından etkilenerek giderek daha çok beraat kararı veriyor.
*Toplumda gelenek, görenek diyerek ve af söylemlerinin de teşvikiyle çocuk evliliği adı altındaki çocuk cinsel istismarının ihbar yükümlülüğünü savsaklıyor.
*Af söylentisi çeşitli kişi ve kurumların, kız çocuklarının evlendirilme yaşının 12 hatta 9 olabileceği yönündeki propagandalarının sürüp gitmesine neden oluyor.
Bu af girişimi ertelenmekle kalmamalı; bir daha asla gündeme gelmemek üzere ülkenin gündeminden tamamen çıkartılmalı!
*Devletin asli ve öncelikli görevi, çocukların cinsel istismara maruz kaldığı şartları ortadan kaldırmak, koruyucu ve önleyici hizmetleri kurumsallaştırmaktır. İstismar faillerini ve onlara yardım ve yataklık edenleri affetmek/cezasız bırakmak, bu suçların teşviki demektir; başka çocukların istismarına zemin hazırlamaktır.
*Çocuk yaşta zorla evlendirmeleri ve çocuk istismarını önlemesigereken ama aksine teşvik eden, kolaylaştıran yada göz yuman tüm sorumlular cezalandırılmalı, kamu görevlileri isegörevlerinden alınmalıdır. Evlenme ehliyeti olmayan çocuklara dininikâh kıyan din görevlileri, çocuklarını çocuk yaşta evlendirenaileler ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmeyerek buna gözyuman kişiler ve resmi otoriteler özellikle cezalandırılmalıdır.
*5 yıllık bir Çocuk Yaşta Zorla EvlendirmelerileMücadeleStratejiBelgesiveEylemPlanı çıkartılmalı; daha önce çıkartılan planlar uygulanmalı, yeterli bütçe ve insan kaynağı tahsis etmesi sağlanmalıdır.
*TCK 103 ve İstanbul sözlemesinin gündem olduğu süreçte eş zamanlı olarak avukatlık kanunu yasa tasarısı mecliste görüşülüyor. Baroların her ne kadar yeterli bulmasak da kadın mücadelesinin ilerletilmesinde önemli bir yeri var. Savunmanın zayıflatılmasına yönelik bu yasa değişikliği çocuk istismarından, kadına yönelik şiddete kadar pek çok dava konusunda adaletsizlikeri arttıracaktır. Kadınlar olarak adliye koridorlarında bizimle direnen, cübbesini erkekliğe kalkan eden, bir dilekçeyi kabul ettirebilmek için karakol kapılarında bizimle bekleyen kadın avukatların yanındayız. Kadınlar olarak savunmayı savunuyoruz.”
Adaletsizliği derinleştiren politikalarla karşı karşıya olduklarının altını çizen Karakuş, "Bir kez daha tekrar etmek istiyoruz; çocuk cinsel istismarcılarına yönelik af girişimlerinden tamamen vazgeçin ve bunu kamuoyuna derhal ilan edin! İstanbul Sözleşmesi’ni ve 6284 sayılı Şiddet Yasası’nı karalamaktan vazgeçin! Kadınlara ve çocuklara karşı şiddeti durdurun! Kadınların kazanılmış haklarını tehdit etmekten vazgeçin" diye kaydetti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.