HAK İnisiyatifi: Her türlü şiddetin karşısındayız
Pazar günü eşi tarafından sokak ortasında öldürülen avukat Müzeyyen Boylu Issı cinayetine ilişkin yazılı açıklama yapan Diyarbakır HAK İnisiyatifi,“Biz HAK İnisiyatifi olarak; dostumuz, yoldaşımız Müzeyyen gibi kadına yönelik her türlü şiddetin karşısındayız. Ayrıca devletin şiddete uğrayan kadınlara yönelik can güvenliğinin sağlanması ve yasal haklarını kullanabilmeleri için bir takım tedbirler alması ve bu tedbirlerin ciddiyetle yürütülmesi gerektiğini yeniden vurguluyoruz” dedi
Rıdvan KÖSEN
Diyarbakır'da Avukat Müzeyyen Boylu Issı Pazar günü sokak ortasında boşanmak üzere olduğu eşi Doktor Mesut Issı’nın silahlı saldırısına uğradı. Çocuklarının gözü önünde 14 kurşunun isabet ettiği genç kadın olay yerinde yaşamını yitirdi. Gerçekleştirilen cinayete bir tepki de Diyarbakır HAK İnisiyatifi’den geldi. Konu ile ilgili İnisiyatif, “Neredeyse her üç kadından birinin, dövüldüğü, taciz edildiği ya da cinsel ilişkiye zorlandığı, kadın cinayeti kurbanlarının yüzde yetmişinin erkek partnerleri tarafından öldürüldüğü bir atmosferde kadınları koruyacak tedbirlerin hafife alınması cinayetlerin işlenmesine yol döşemek anlamına gelmektedir. Bütün erkekleri ve kadınları, şiddetin hayatımızdan çıkması için ortak mücadeleye çağırıyoruz” çağrısında bulundu.
“11 yılda durumun vahameti değişmedi”
Açıklamanın başında Avukat Müzeyyen Boylu Issı’yı kadına yönelik şiddetin kurbanı olarak kaybetmenin üzüntüsünü yaşadıklarını belirten Diyarbakır HAK İnisiyatifi, “Bilge Köyü Katliamı gibi toplumsal infial uyandıran ihlaller başta olmak üzere, birçok raporlamaya birlikte gittiğimiz, birçok eylemde omuz omuza durduğumuz, Kadına yönelik şiddete karşı mücadele yürüten ve aynı şiddetin mağduru olarak aramızdan alınan arkadaşımız Müzeyyen’in 25 Kasım 2008’de, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü vesilesiyle yazıp basın açıklamasında dile getirdiği ifadeler aradan geçen 11 yılda durumun vahametinin değişmediğini göstermesi bakımından ibretliktir. Müzeyyen’in sözlerini aynen tekrarlıyoruz:
Müzeyyen şunları söylemişti: “Kadınların doğumdan ölüme kadar şiddet ve ayrımcılığa maruz kaldıkları maalesef acı bir gerçektir. Her toplumda ve her zaman ister barış ister savaş dönemlerinde hep karşımıza çıkmıştır. Kadına yönelik şiddetin temelinde kadınları boyunduruk altına almak isteyen erkek egemen zihniyet ve bu zihniyetin oluşturduğu mekanizmalar vardır. Bu zihniyet kadınlarla erkeklerin hayatın her alnında eşit olduğunu reddeden bir bakış açısına sahiptir” dedi.
“Kadın cinsiyetçi baskı ve ayrımcılıktan kurtarılmalıdır”
Yasaların yetersizliğinden kaynaklı kadına yönelik şiddetin arttığını belirten Diyarbakır HAK İnisiyatifi, “Biz bu açıklamayı yaptığımız anda bile dünyanın her yerinde binlerce kadın eşlerinden, babalarından dayak yiyor, hakarete maruz kalıyor, tecavüze uğruyor, hatta öldürülüyor. Dünya genelinde istatistiklere baktığımızda korkunç bir tabloyla karşı karşıya kaldığımızı görüyoruz. Mevcut yasaların yetersizliğinden kaynaklı kadına yönelik ayrımcılık, şiddet devlet ve bir kısım toplumsal kurumlar tarafından beslenmektedir. Bu bağlamda ülkemizde kadının töre, ahlak ve yanlış din algılayışı referans gösterilerek cinsiyetçi baskı ve ayrımcılıktan kurtarılması gerekmektedir. Bunun için siyasi iktidarın ve sivil toplum örgütlerinin üzerine düşeni bir an evvel yapması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
“Kadına yönelik şiddetin karşısındayız”
Kadına yönelik şiddetin karşısında duracaklarını ifade eden Diyarbakır HAK İnisiyatifi, “Biz HAK İnisiyatifi olarak; dostumuz, yoldaşımız Müzeyyen gibi kadına yönelik şiddetin her türlüsünün karşısındayız. Ayrıca devletin şiddete uğrayan kadınlara yönelik can güvenliğinin sağlanması ve yasal haklarını kullanabilmeleri için bir takım tedbirler alması ve bu tedbirlerin ciddiyetle yürütülmesi gerektiğini yeniden vurguluyoruz. Neredeyse her üç kadından birinin, dövüldüğü, taciz edildiği ya da cinsel ilişkiye zorlandığı, kadın cinayeti kurbanlarının yüzde yetmişinin erkek partnerleri tarafından öldürüldüğü bir atmosferde kadınları koruyacak tedbirlerin hafife alınması cinayetlerin işlenmesine yol döşemek anlamına gelmektedir. Bütün erkekleri ve kadınları, şiddetin hayatımızdan çıkması için ortak mücadeleye çağırıyoruz” çağrısında bulundu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.