Diyarbakır Nevrozu'nda bir Japon kadın: Aki Takehara
İki yıldır ülkesi Japonya’dan ayrılan Aki Takehara’nın hedefi, bütün dünyayı dolaşmak. Bir süredir Diyarbakır’da olan Takehara, Nevroz etkinliğine de katıldı. Takehara, Nevroz alanından edindiği izlenim için “Çok güzel bir enerji vardı” dedi.
Vecdi ERBAY
DİYARBAKIR YENİGÜN – Aki Takehara ile Diyarbakır’da Nevroz alanında tanıştım. Nevroz alanında bir Japon olması yeterince dikkat çekiciydi. Bir yanında geleneksel kıyafetleriyle Kürt kadınları oturuyordu. Diğer yanında oturan adam çok az İngilizce biliyordu. Aki Takehara ise ne Kürtçe ne de Türkçe biliyordu. Oysa onunla neden burada olduğu hakkında konuşmak istemiştim. Sadece Nevroz için alanda olduğunu öğrenmiş, sonra konuşmanın imkansız olduğunu anlayınca ayrılmıştım yanından. Nevroz kutlaması bittiğinde bir kez daha karşılaştık ve alandan sloganlarla ayrılan insanlara bakarak birlikte yemek yedik. Bu kez yanımda İngilizce bilen bir arkadaşım vardı ve onun yardımıyla konuşmak mümkündü. Aki Takehara, iki yıldır ayrılmış ülkesi Japonya’dan. Gerçek anlamda bir seyyah. Avrupa’da gezmediği bir iki ülke kalmış sadece. Bir ara bu ülkelere de gidecek ama şu sıralar rotasını Ortadoğu’ya çevirmiş. İran, İsrail, Azerbaycan, Irak Kürdistan Bölgesi, derken yolu İstanbul’a kadar uzanmış. Bir süre İstanbul’da kaldıktan sonra Mardin, Batman, Kızıltepe, Nusaybin’i gezdikten sonra Diyarbakır’a gelmiş.
Ekonomik seyahat etmenin yolları
İki yıl yollarda olmak hem ekonomik olarak hem de bu kadar çok kültürle tanışmak, insanın bünyesine zarar gibi geliyor. Ama Takehara bütün dünyayı dolaşmak istediğini söylüyor. Peki bunu nasıl yaptı şimdiye kadar ve bu hayalini nasıl gerçekleştirecek? Metin Yeğin, zaman zaman ucuza yolculuk yapmanın inceliklerini paylaşıyor yazılarında. Ama Takehara’nın başka yöntemleri var anlattığına göre. Aki Takehara, Japonya’da 0-3 yaşındaki çocuklara bakarak hayatını idame ediyormuş. Dünyayı gezmeyi aklına koyunca para biriktirmiş ve sonunda iki yıl önce ayrılmış Japonya’dan. Gittiği ülkelerde hiç otelde kalmamış. Çünkü üyesi olduğu bir internet sitesinde tanıştığı insanların evlerinde kalıyor. Anlattığına göre karşılıklı bir durum bu. Evinde kaldığı insanlar da Aki Takehara’nın Japonya’daki evinde istedikleri zaman kalabiliyor. Bu kadar çok ülke, kültür, dil yorucu olmuyor mu? Takehara, olmadığını söylüyor. Gittiği şehirlerde birkaç ay kalan Takehara, bu arada şehir halkının yaşama biçimini inceliyor. Şehrin tarihinden çok, kültürel dokusunu keşfetmeyi seviyor. Gittiği yerlerde zaman zaman bazı sorunlar yaşadığını ve depresyona girdiğini belirten Aki Takehara, “Ama böyle sıkıntıları insan her yerde yaşayabilir. Japonya’da da insan sorunlarla karşılaşıyor” diyor.
Güzel enerji, saf coşku ve barış
Aki Takehara birkaç gündür Diyarbakır’da. Nevroz’un kutlanacağını öğrenince tek başına gelmiş alana. Nevroz’la ilgili bilgisi, İran’da yeni yıl bayramı olarak kutlandığından ötede değilmiş. Diyarbakır’da işler değişmiş. Demirci Kawa’yı, Kürtlerin yaşadığı sorunları da öğrenmiş. Zaten bölgede kaldığı her yerde Kürtler sorunlarını paylaşmışlar onunla. Bir bayram yeri gibi düşündüğü Nevroz alanına gelince edindiği izlenimi şöyle anlattı: “Birincisi çok güzel bir enerji hissettim. İkincisi, Japonya’da bu tür kutlamalar para kazanmaya yönelik olur. Burada çok saf bir coşku gördüm. Üçüncüsü ise çok barışçıl bir ortamla karşılaştım.”
Takehara’nın Diyarbakırlılara mesajı
Aki Takehara, gittiği bütün ülkelerde insanların çöpleri gelişi güzel sokağa attığını ve bundan rahatsız olduğunu söylüyor. Diyarbakır’da surları gezerken de benzer bir manzarayla karşılaşmış. “İnsanlar yemişler, içmişler ve her şeyi orada bırakıp gitmişler. Çok kötü kokuyor ve çok kirli görünüyor. Keşke insanlar çöplerini böyle bırakmasalar” diyor. Nevroz alanında boş su şişeleri ve benzer çöplerden de rahatsız olmuş. Eline bir poşet alarak çöpleri toplamaya başlamış. Bir başka kadın ona yardım etmiş ve bir adam yanına gelerek teşekkür etmiş. “Çok güzeldi bu” diyor Takehara, “Ve hiç zor bir şey değil, biraz dikkat etmek yetiyor.” Takehara, bu çöp konusunu özellikle yazmamı istiyor çünkü Diyarbakır’ı çok seviyor. Şöyle bir mesaj vermekten de geri kalmıyor: “Kürtler haklarını istiyorlar, tamam, çok haklıdırlar. Ama onlar da haklarını istedikleri bu güzel şehirlerini temiz tutsunlar.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.