Dışişleri Bakanlığı, Sudan'da mahsur kalan vatandaşlar için harekete geçti
Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri arasındaki çatışmalar devam ederken, Türkiye vatandaşlarının tahliyesi için harekete geçildi.
Türkiye'nin Hartum Büyükelçiliği, Sudan'da ordu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki çatışmalar nedeniyle yurda dönmek isteyen Türk vatandaşlarının yarın tahliye edileceğini duyurdu. Büyükelçilikten yapılan açıklamada, "Sudan genelinde devam etmekte olan çatışmalar ışığında yapılan güvenlik değerlendirmeleri neticesinde, bilhassa çatışma bölgelerinde bulunan vatandaşlarımızın yarın (23 Nisan Pazar) kara yoluyla üçüncü bir ülke üzerinden ülkemize tahliye edilmesine karar verilmiştir." ifadeleri kullanıldı.
Açıklamada, şu bilgilere yer verildi: "Tahliye edilecek vatandaşlarımızın, 22 ila 24 saat sürmesi öngörülen seyahate uygun olarak, rahat ayakkabı ve kıyafetler tercih etmeleri, su ve gıda dahil, en fazla 8 kilogramlık el bagajının yanı sıra, pasaport ve kimlik belgelerini yanlarında bulundurmaları gerekmektedir."
Vatandaşların toplanma ve hareket noktası olarak kayıtlı iki merkezin belirlendiği bildirilen açıklamada, "1. Yer: Rotana, Al Salaam Otel (Hareket Saati: 06.00), 2. Yer: Nur Camii, Kafuri (Hareket Saati: 06.30), 3. Yer: Wad Medeni (Hareket Saati: 7:30) Bu aşamada tahliye olmak isteyen vatandaşlarımızın belirtilen saatlerde toplanma noktalarında hazır bulunmaları, Büyükelçiliğimiz Whatsapp gruplarını ve sosyal medya hesaplarını yakından takip etmeleri önemle duyurulur." denildi.
Dünya Sağlık Örgütü Sözcüsü Margaret Harris yaptığı açıklamada, 20 bin civarında kişinin komşu Çad'a geçtiği çatışmalar nedeniyle en az 413 kişinin hayatını kaybettiğini, 3 bin 551 kişinin de yaralandığını duyurdu. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus ise sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, hastanelere ve diğer ilgili hizmetlere yönelik saldırıları "üzüntü verici" olarak nitelendirirken, yaklaşık bir hafta süren çatışmaların "derhal durdurulması" çağrısında bulundu. Ghebreyesus, "Bu kınanması gereken şiddet eylemleri, yalnızca sağlık çalışanlarının hayatlarını tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda savunmasız durumdaki halkı temel tıbbi bakım hizmetlerinden mahrum bırakıyor" ifadelerini kullandı. (Haber Merkezi)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.