Dilencilik yapan çocuğun, anne ve babasına 4,5 yıl hapis istemi

Dilencilik yapan çocuğun, anne ve babasına 4,5 yıl hapis istemi
Diyarbakır’da polis sokakta yaptığı denetimde okul çıkışında sokakta dilencilik yaptığı tespit edilen Suriyeli sığınmacı H.A isimli çocuğun annesi...

Diyarbakır’da polis sokakta yaptığı denetimde okul çıkışında sokakta dilencilik yaptığı tespit edilen Suriyeli sığınmacı H.A isimli çocuğun annesi V.A. ve babası C.A. hakkında “Çocukları dilencilikte araç olarak kullanma” suçunu işledikleri iddiasıyla 4,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. H.A’nın “mağdur” sıfatıyla yer aldığı davada, çocuklarının dilencilik yaptığından haberlerinin olmadığını iddia eden anne ve babası ise sanık olarak hakim karşısına çıkacak

Foto:Arşiv

Deniz Tekin Yenigün Özel

DİYARBAKIR YENİGÜN - Diyarbakır’ın sokaklarını, parklarını, caddelerini ve kamuya açık diğer alanlarını gezdiğinizde açık dilencilik ya da mendil, su vb. maddi değeri küçük ürünleri insanların merhamet duygularını kullanarak daha yüksek bedellere satarak “örtülü dilencilik” yapan ve günlük yaşamımızın bir parçası olan insanların sayısındaki çokluk göze çarpıyor.

Toplumumuzun bir gerçekliği haline gelen dilencilik, Diyarbakır’da karşımıza çocuğuyla birlikte oturduğu soğuk kaldırımın üstünde mendil açan bir kadın, bir camii önünde bekleyen yaşlı bir kadın, cafe ve kıraathanelerde gezerek para isteyen yaşlı bir kadın ya da lüks lokanta ya da hastanenin önünde, trafik lambasında bir arabanın camını zorla silen çocuklar olarak çıkabiliyor. Dilenciliği, insanların vicdanlarını istismar ederek haksız ve kolay para yolu olarak görünler olduğu gibi dilenmek istemediği halde, çok yoksul ve çaresiz olduğu için dilenmek zorunda kalanlar da var. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, ekonominin kötü olması, geçim zorluğu, işsizlik, savaşla birlikte göçün getirdiği yoksulluk, sefalet ve sosyal yardımların yetersiz olması insanları dilenciliğe iten toplumsal ve ekonomik nedenler olarak gösterilebilir.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, sokakta dilencilik yapan bir çocuğun anne ve babası hakkında açtığı dava kentte son dönemde artan dilenciliğin ufak bir yansıması olarak duruyor. Davaya konu olay Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, Diyarbakır merkezinde çalışan-çalıştırılan ve dilenen-dilendirilen çocukların tespitine yönelik 21 Kasım 2019 tarihinde Yenişehir ilçesinde denetimle başlıyor.Yapılan denetimde, özel bir lokanta önünde dilendiği tespit edilen Suriye vatandaşı ilkokul 3. Sınıf öğrencisi 11 yaşındaki H.A., Çocuk Şube Müdürlüğü’ne götürülerek hakkında yasal işlem yaptı. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı ise olayla ilgili soruşturma başlattı. H.A., “mağdur” olarak ifadesi alındıktan sonra aynı gün serbest bırakılarak ailesine teslim edildi.

‘Paraya ihtiyacım olduğu için dilendim’

Polisteki ifadesinde sokaklarda dilencilik yaptığını kabul eden H.A. özetle şunları söyledi, “ Olay günü parkta yoldan geçen insanlardan para istiyordum. Bir müddet sonra polisler geldi ve bana yaşımın küçük olduğunu ve sokakta para dilenmemin doğru olmadığını söylediler. Ben genelde okula gitmediğim zamanlarda sokaklarda para dilenirim. Günlük ortalama 10 TL kazanıyorum. Kazandığım para ile kendi ihtiyaçlarımı gideriyorum. Genelde internet cafeye giderim. Bazen de anneme babama veririm (para) , eve ekmek alır. Beni sokaklarda zorla dilendiren yoktur. Benim ve ailemin paraya ihtiyacı olduğu için ben kendim ailemden izinsiz olarak para dilenirim. Bu olayla ilgili olarak kimseden dava ve şikâyetim yoktur” dedi.

Anne ve baba: Aldığı parayı internet kafelerde harcamıştır

Olayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında H.A’nın annesi V.A. ve babası C.A. polise ifade verdi. C.A. polise “şüpheli” olarak verdiği ifadesinde, “Ben yaklaşık 6 yıl önce eşim ve 6 çocuğum ile beraber Suriye’den Türkiye’ye geldim. İnşaat işlerinde çalışırım. Oğlum benden ve eşimden habersiz okul çıkışında sokakta dilencilik yapmaya gitmiş. Benim ve eşimin bu dilencilik olayından haberi yoktur. Oğlum okul çıkışında bize haber vermeden arkadaşlarının peşine takılarak sokakta para dilenmiş. Biz oğlumuzun sokakta dilencilik yapmasını istemiyoruz. Okula devam etmesi için sürekli elimden geleni yapıyorum. Oğlum sokakta topladığı parayı kesinlikle bana ve eşime vermemiştir. Aldığı parayı internet kafelerde harcamıştır. Bundan sonra oğlumun internet kafeye gitmesine ve sokakta dilencilik yapmasına müsaade etmeyeceğim” iddialarında bulundu. H.A’nın annesi V.A. ise ifadesinde “oğlum benden ve eşimden habersiz okul çıkışında sokakta dilencilik yapmaya çıkmış. Polisin haber vermesiyle öğrendim. Oğlum sokakta aldığı parayla internet kafeye gitmiş. Aldığı parayı bana ve eşime kesinlikle vermemiştir. Oğlumun kesinlikle dilencilik yapmasını istemiyorum. Bundan sonra oğlumun sokakta dilencilik yapmasına izin vermeyeceğim” diye belirtti.

Savcı, sanıklar V.A.ve C.A’nın beyanlarına itibar edilmemesi istedi

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı H.A’nın sokakta dilenmesiyle ilgili yürütülen soruşturmayı tamamlayarak iddianame hazırladı. H.A’nın “mağdur” olarak yer aldığı iddianamede “şüpheli” olarak yer alan annesi V.A. ve babası C.A’nın “Çocukları dilencilikte araç olarak kullanma” suçunu işledikleri iddiasıyla 1,5 yıldan 4.5 yıla kadar hapis ile cezalandırılmaları talep edildi. Savcı, iddianamede, şüpheli V.A.ve C.A’nın, üzerlerine atılı suçları işlemediklerini, çocuklarını dilendirmediklerini ve bundan haberlerinin olmadığı yönündeki savunmalarının suçtan kurtulmaya yönelik olduğunu, itibar edilmemesi gerektiği iddia etti. Savcı, şüphelilerin altsoyu olan “mağdura” yönelik “Çocukları Dilencilikte Araç Olarak Kullanma" suçunu işledikleri hususunda haklarında kamu davası açmak için yeterli ve inandırıcı delillerin mevcut olduğu savundu. Savcı son olarak da, “şüphelilerin suç işlemekten çekineceği yönünde kanaatin oluşmaması ve kamu davası açılmasının ertelenmesinin şüpheli ve toplum açısından kamu davası açılmasından daha yararlı olmayacağı nedeniyle CMK'nın 171/2,3. maddesine göre kamu davası açılmasının ertelenmesi hükümlerinin uygulanmaması” nı talep etti. Diyarbakır 14. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, sanıklar Nisan ayında hakim karşısına çıkacak. Yargılama sonucunda mahkeme sanıkları suçlu bulması halinde sanıklar cezaevine girecek.

Türkiye’de suç olan dilenciliğe karşı iki tür yaptırım var

Türkiye’de sokakta dilencilik yapmak suç ve bunun önüne geçilmesi iki tür yaptırım bulunuyor. Kabahatler Kanunu’nun 33. Maddesinde kolluk ve zabıtaya verilen yetki ile sokakta açık dilencilik yaptığı tespit edilen kişiye sadece 50 TL idari para cezası veriliyor. Mülki amir ve belediye encümeni kararıyla kişinin dilencilikten elde ettiği gelire el konuluyor. Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 229. Maddesi’nde yer alan hükme göre, çocukları, beden veya ruh bakımından kendini idare edemeyecek durumda olan kimseleri dilendirdiği ya da onlarla birlikte dilendiği tespit edilen kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası yaptırımı öngörüyor. Yakınlarını dinlendirdiği belirlenen kişiye verilen hapis ceza yarı oranında artırılabiliyor. Bu suç, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde verilecek ceza bir kat arttırabiliyor. Dilenciliğin önlenmesinde çözümün cezada değil; işsizliği, yoksulluğu ortadan kaldıracak, istihdamı arttıracak doğru politikalarını uygulanmasında olduğunu söyleyenlerin sayısı da az değil.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.