‘Devletler, sağlığa erişim sağlamakla yükümlüdür’
"Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü"nde hasta tutukluların durumuna dikkat çeken Baro Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Emin Çoban, “Devletler, özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin sağlığa erişim hakkı konusunda özgür bireylerle eşit şartlarda bulunmasını sağlamakla yükümlüdürler” dedi
DİYARBAKIR YENİGÜN - Diyarbakır Barosu, öldürülen başkanları Tahir Elçi'nin faillerinin bulunması için her hafta Diyarbakır Adliyesinin önünde düzenledikleri "Tahir Elçi İnsan Hakları Kürsüsü" etkinliğinin 205'inci haftasını gerçekleştirdi. Etkinliğin bu haftaki konusu ise Edirne F Tipi Cezaevi’ndeki Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) önceki dönem Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın sağlık durumu oldu. Etkinlikte konuşan Baro Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Emin Çoban, Demirtaş'ın kardiyoloji, nöroloji ve gastroenteroloji bölümlerine sevki istenildiğini; ancak aradan 7 gün geçmesine rağmen sevk işleminin gerçekleştirilmediğinin altını çizerek, “En temel insan haklarından olan yaşam ve sağlık hakkına yönelik bu tarz keyfi ve politik tutumları şiddetle kınıyoruz” ifadelerini kullandı.
‘Hak ihlallerinden en önemlisi sağlık hakkıdır’
İnsan hakları ihlallerinin en çok yaşandığı yerlerin başında gelen cezaevlerinde en önemli ihlallerden biri de sağlık hakkının olduğunu ve cezaevlerinde yaşamını kaybedenlerin sayısının gün geçtikçe arttığını hatırlatan Çoban, İHD’nin Nisan 2019 raporuna göre Türkiye’de 458 ağır olmak üzere bin 334 hasta tutuklunun bulunduğunu belirterek, hasta tutuklulardan biri olan Şanlıurfa 2 Nolu T Tipi Cezaevinde hükümlü olarak bulunan Emine Aslan Aydoğan’ın da iki gün yaşamını yitirdiğini kaydetti. “Uluslararası mevzuat devletlerce özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklemiştir” diyen Çoban, “Devletler, özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin sağlığa erişim hakkı konusunda özgür bireylerle eşit şartlarda bulunmasını sağlamakla yükümlüdürler. Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’ne göre; tutukluların gözetim altında bulundukları süre boyunca, tutukluluk sürelerinden bağımsız olarak her zaman bir doktora erişim haklarının bulunması gereklidir. Sağlık hizmetleri, doktora danışma talepleri gereksiz gecikme olmadan karşılanacak şekilde düzenlenmelidir” şeklinde konuştu.
‘Soruşturma savcılığının bir çabada bulunmuyor’
Tahir Elçi’nin katledilmesinin üzerinden 205 hafta geçmesine rağmen faillerinin tespit edilip cezalandırılması ve yürütülen soruşturma kapsamında bir ilerlemenin olmadığını, soruşturma savcılığının herhangi bir çabasının dahi bulunmadığının altını çizen Çoban, “Baromuzun çabalarıyla hazırlanılan bilirkişi raporunda geçen kuvvetle muhtemel şüphelilerin isimlerinin dosyada bulunmasına rağmen şüpheli sıfatıyla hiç kimsenin ifadesinin bu zamana kadar alınmadığını bir kez daha buradan duyurmak isteriz. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın faillerin yargı önünde hesap vermeleri için ivedilikle işlem tesis etmesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı. (MA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.