‘Biz çocuk değiliz, elimiz ağır iş görüyor’

‘Biz çocuk değiliz, elimiz ağır iş görüyor’
Bakıma en muhtaç oldukları dönemlerde tarla, lokanta, fabrika ve sokaklarda çalışmak zorunda bırakılan çocuklar, hayatın ağır yükünün altında eziliyor.Kendi...

Bakıma en muhtaç oldukları dönemlerde tarla, lokanta, fabrika ve sokaklarda çalışmak zorunda bırakılan çocuklar, hayatın ağır yükünün altında eziliyor.Kendi bedenlerinden ağır işleri yüklenen çocuklar, zorlu yaşam koşulları ile erken yaşta tanışıyor. Bu çocuklardan 13 yaşındaki kâğıt toplayıcısı Muhammed, “Biz çocuk değiliz, büyük olduk artık, elimiz ağır iş tutuyor” diyor. Yedi yaşından beri birçok işte çalışmak zorunda kalan 14 yaşındaki Mehmet ise hayatın çok zor olduğunu söylüyor

Şehriban Eleftoz/Yenigün Özel

DİYARBAKIR YENİGÜN - Birleşmiş Milletler (BM) tarafından dünyada gittikçe artan çocuk işçiliğine karşı farkındalık yaratmak ve çocuk işçiliğine engel olmak amacıyla 2002 yılında 12 Haziran ‘Dünya Çocuk İşçiliği İle Mücadele Günü’ ilan edilerek, çocuk işçiliği sorununa dikkat çekildi. Ancak yapılan tüm çalışmalara rağmen çocuk isçiliğinin önüne bir türlü geçilmiyor.

73 milyon çocuk tehlikeli işlerde çalışıyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yayımlanan ‘Çocuk İşçiliğinin Küresel Tahminleri, Sonuçlar ve Eğilimler raporuna dünyada 152 milyon çocuk işçi bulunuyor. ILO’nun raporuna göre yaklaşık 73 milyon çocuk da tehlikeli işlerde çalışıyor. Bakıma, korumaya en muhtaç olduğu dönemlerde tarlada, lokantada, fabrikada ve sokaklarda kağıttoplayarak çalışmak zorunda kalan çocuklar, yaşamın ağır yükünün altında kalıyor. Kendi bedenlerinden ağır işleri yüklenen çocuklar, dünyanın her yerinde sömürülüyor.

Diyarbakır'da çalışan çocuk işçileri ile yaşadıkları zorlukları konuştuk.

‘Bağırıyorlar, vuruyorlar, küfrediyorlar

Hayatını yükünü erken yaşta sırtlanan 14 yaşındaki Mehmet, çalışmaya 7 yaşında başladığını söylüyor.  Yedi yaşından 12 yaşına kadar babasının yanında çalıştığını, daha sonra ise inşaat, fırın, yumurtacı, lokanta gibi birçok yerde çalıştığını anlatan Mehmet, “Biz beşkardeşiz, evde ben ve babam çalışıyoruz. Okul olmuyordu, bıraktım. Birçok iş yerinde çalıştım ama en çok inşaatta çalıştığım zaman zorlandım. 50 kg çimentoyu alıp, beşinci kata çıkartıyordum. O zaman 13 yaşındaydım. Daha sonra yumurtacıda çalıştım orda rahattım, sıkıntı çekmedim. Şuan küçükbir yemek yerinde çalışıyorum. Paket isteyen müşterilerin siparişlerini götürüyorum. Burada 10 saat çalışıyorum 30 TL para alıyorum. Çalışırken, en zorlandığım şey sabah erken saatlerde kalkmak oluyor. Fırında çalıştığım zaman 5'te kalkıyordum. Saat gece 11'e kadar çalışıyordum. Orda çalışırken 50 TL alıyordum. Çalışırken bisiklet kazası geçirdim, çok kötü yaralandım. İşte hayat böyle zor, patronlarla çalışmak zor. Özellikle tanıdık olunca daha da zor oluyor. Bağırıyorlar, vuruyorlar, küfrediyorlar... Fırında bana küfür ettiler, ben de işten kaçtım” dedi.

‘Biz çocuk değiliz, elimiz ağır iş görüyor’

13 yaşında kâğıt toplayıcılığını yapan Muhammed ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “4-5 yıldır kağıttoplayıcılığını yapıyorum. Çalışırken çok zorlanıyorum. Yazın çok sıcak, kışın çok soğuk.  Dokuz kardeşiz, 6 kız üç erkek. Sur olayları olduğu zaman evimizyıkıldı, okulumuz kapandı. Ben de gitmedim,  çalışmaya başladım.  Bu işi yapmaktan mutlu değilim. Günde 40-50 TL'lik kağıt, naylon topluyorum. Ama ölüyorum” 12 Haziran’ın Çocuk İşçiler ile Mücadele Günü olduğunu öğrenen Muhammed, “Neden bize soruyorsun abla? Biz çocuk değiliz, büyük olduk artık, elimiz ağır iş tutuyor”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.