‘Olası depremde hasarlı yapılar zarar görebilir’
Depremlerden kaçamayacağımızı ancak önlemler alabileceğimizi söyleyen Dicle Üniversitesi Doğal Afetler Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi M. Şefik İmamoğlu, “Olası bir depremde sağlam olmayan binalar hasar görebilir aksi durumda Diyarbakır’ı etkileyecek büyük bir deprem beklemiyoruz. Küçücük önlemlerle olası büyük can kayıpları önlenebilir” dedi
YENİGÜN ÖZEL-Yakın tarihte meydana gelen ve can kayıplara neden olan Elazığ, Manisa, Van ve İzmir depremlerinin ardından Türkiye her gün küçük şiddetli depremlerle sallanmaya devam ediyor. Muş merkezde meydana gelen 3,7 büyüklüğündeki depremin ardından bölgenin deprem risk haritasına dair görüştüğümüz Dicle Üniversitesi Doğal Afetler Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğretim Üyesi M. Şefik İmamoğlu, Erzincan-Karlıova ve Palu-Bingöl arasında sismik boşluk olmasından kaynaklı enerji yüklenmesi olduğunu; bölgede meydana gelen depremlerin biriken enerjiyi boşaltmadığını söyledi.
‘Diyarbakır’ı etkileyecek büyük deprem beklenmiyor’
Diyarbakır’ın deprem riskini değerlendiren İmamoğlu, şöyle konuştu: “Diyarbakır’ın depremlerden etkilenme durumuna baktığımızda konum itibariyle en yakın olan Güneydoğu Anadolu Bindirmesine 55-60 km uzaktadır. Bitlis-Zagros Kenet Kuşağı dediğimiz alan 1975 yılında Lice depremini, 2017 yılında ise İran-Irak sınır depremini oluşturmuştu. Bindirme hattının depremleri biraz daha yavaş oluyor, fazla hareketli değil. Olduğu zamanda İran örneği gibi 7,3 şiddetinde deprem meydana getirmişti. Bu bindirme hattında sıkışmaya bağlı olarak Van depremi hemen hemen o büyüklüğe yakın olmuştu. Diyarbakır’da sağlam olmayan binalar hasar görebilir aksi durumda Diyarbakır’ı etkileyecek büyük bir deprem beklemiyoruz.”
‘Bölgede sismik boşluklar var’
Erzincan- Karlıova ve Palu-Bingöl arasında sismik boşluk olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “Son yüzyıldır aletlerle tümdepremlerin büyüklüğünüinceliyoruz. Tüm dünyanın birbiriyle depremler konusunda haberdar oluyor. Çünkü depremler herkesin el birliğiyle birbirine yardımcı olacağı afetlerdir. Depremler aslında afet değil doğa olayıdır. Ancak bizler depremlere karşı tedbir almayınca afet olarak karşımıza çıkıyor. Diyarbakır’a yakın büyük depremler beklemiyoruz. 1975 Lice depreminden öncede Kulp’ta bir deprem meydana gelmişti. ne kadar periyotlarla medyana gelebileceğini söyleyemiyoruz. İstanbul’da detaylı inceleme yapıldığı için olası depremler biliniyor. İstanbul için büyük deprem periyoduna baktığımızda o periyodun geçmiş olduğunu görüyoruz. İstanbul’da her an deprem beklenebilir. Diyarbakır’da ise her an deprem olabilir diyemiyoruz. Erzincan ve Karlıova arasında sismik boşluk var. Olması gereken depremlerin olmadığı bir alan var. Normalde olması ve hareketlilik görülmesi gerekiyordu. Enerji birikmesi sonucu orada bir sismik boşluk oluşmuştur. Palu- Bingöl arasında yine aynı sismik boşluk var. Karlıova’da 5,6 şiddetinde deprem meydana geldi ama bu sarsıntılar o enerjiyi boşaltacak büyüklükte değildi. Enerji ancak 7’ye yakın depremlerle boşaltılabiliyor” diye kaydetti.
‘Depremler doğa olayıdır’
Depremlerin doğa olayı olduğunu ve tedbir alınması gerektiğinin altını çizen İmamoğlu, “Her an deprem olabilir gibi önlem alınmalıdır. Uygun zeminde binalar yapılmalıdır. Tarım arazilerinden uzak zeminlerde, deprem göz önüne alınarak binalar yapılmalıdır. Önlem alındığı zaman depremler doğa olayı olarak gelip geçer aksi takdirde sürekli depremlerden korkup kaçarız” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.